Gönderen Konu: Oruç ve Zekat (Okunma sayısı 770 defa)

fanidunya NET · « : Şubat 06, 2024, 08:08:42 ÖÖ »

Oruç

Oruç; Islam'in bes ana temelinden biridir. Ve müslüman, ergin, akilli ve saglikli olan herkese farzdir. Farz olan oruçla, yilda bir kez gelen Ramazan Ayi orucu kastedilir.

Oruç, ibadet kastiyla sahurdan aksama kadar yemeyi, içmeyi, yeme-içme sayilan seyleri ve cinsel iliskiyi terketmekle tutulmus olur.

"Orucun sevabi Allah'tan baska kimsenin takdir edemeyecegi kadar büyüktür." (bk. el-Heytemî', ez-Zevâcir, 1/156.) "Oruçlunun, acikmaktan dogan agiz kokusu Allah

için miskten daha güzeldir." (Mûslim, savm 161.) "Oruç, atesten koruyan bir kalkandir." (Müslim, savm 162-163.) "Oruçlu, duâsi geri çevrilmeyen üç gruptan biridir."

(Beyhakî, Sünen NI/345, Tecrid NI/253. ) "Ramazan orucunu, -dünya ile ilgili faydalardan ötürü degil de- sadece Allah için tutanin geçmis günahlari bagislanir." (Nesai,

siyam 39; Tirmizî, savm 1.) "Özürsüz olarak tutulmayan bir günlük Ramazan orucunun kaçirilan sevabi bütün zaman süresini oruçlu geçirmekle dahi karsilanamaz."
(Tirmizî, savm 27. )

Oruç insanin meleklik yönünü güçlendirir ve insani meleklerden yüce yapar. Hayvanî duygularini köreltir. Nefsinin taskinligini önler. Insani basibos olmaktan kurtarir,

ona Rabbini hatirlatir. Aciktikça O'nun verdigi ‚ nimetlerin kadrini ögretir. Aç ve muhtaçlarin halini hatirlatir.

Oruç insana sabri ögretir. Onu ilâhlasmaktan ve zorbaliktan kurtarir. Vücudunu dinlendirir, sihhatini artirir, psikolojisini ve sinirlerini düzeltir. Insana sirf midesi için

yaratilmadigini hatirlatir.

Allah: "Oruç benim içindir, onun mükâfatini da ben veririm." (Müslim, savm 163. ) buyurur. Demek ki, diger yararlarin hepsi bir yana, oruç, Allah'in rizasini saglar.

Kur'ân-i Kerîm'de de orucun farzedilis hikmeti olarak onun insani takvaya götürdügü zikredilir." (K. Bakara (2) 183)

Zekat

Namaz dinin diregi, zekât da köprüsüdür.(Aclûnî, Kesfu'l-hafa I/530.) Islam'in bes ana temelinden ikincisi zekâttir. Peygamberimiz Islâm'i anlatmak için gönderdigi

davetçilere: "Önce Allah'tan baska bir ilâh, bir otorite olmadigini anlatin, kabul ederlerse, benim Allah'in kulu ve elçisi oldugumu söyleyin, onu da kabul ederlerse, günde

bes defa namaz kilmalarinin farz oldugunu ve zenginlerinin malinda fakirlerin hakki bulundugunu anlatin." (Buharî, zekât 1.) buyurdu.

Zekât Kur'ân-i Kerîm'de kirka yakin yerde namazin hemen yani basinda zikredilmis ve namazdan sonra en önemli temel oldugu vurgulanmistir.

Çünkü zekât Islâm ülkesini düzene koyan, vatandaslarinin sosyal güvenligini saglayan en etkili güçtür. Zenginlerin varligindan fakirlere dogru sürekli bir akistir. Böylece

fakir çok fakir olmaktan kurtulur, zenginin çok zengin olmasi önlenir. Fakirle zengin arasinda sevgi baglari olusturur. Zenginin hem günahlarini, hem de malini temizler.

Toplumu anarsi ortamindan kurtarir. Dünyayi düzene koyar, böylece âhirete yol açilir.

Zekât zenginlerin lütfen verdikleri bir yardim degil, fakirlerin, onlarin mallarindaki bir haklaridir. Bu yüzden veren minnet bekleyerek vermez, alan da minnet ederek.

almaz. Zekâti, devlet zorla da olsa alir ve yerine ulastirir.

Vergiler zekât yerine geçmez, çünkü zekâtin alinmasinin ve verilmesinin bir takim sartlari vardir. Yerini bulmayacagi bilinen zekât geçerli degildir.

Akilli, ergin, müslüman, zekât için konmus en az sinir (nisab) üzerinde çogalir mali bulunan, yani zengin olan ve bu mali, elinde bir yilini dolduran her mükellef, genel olarak kirkta bir, yani yüzde ikibuçuk servet vergisi verir. Zekât denen bu vergi, Kur'ân-i Kerîm'in belirledigi kimseler disinda bir binaya, bir kurulusa, bir zengine, ana- baba ve çocuklara, esine kâfire... verilmez.

Islâmca zengin sayilan, yani en az sinirin üzerinde mali olan mükellefin bu malinin:

l. Kendi mülkünde bir yil bulunmus olmasi,

2.Bu ölçüye borçlarinin disinda sahip olmasi,

3.Bu ölçünün; ev, binek, kapkacak, yiyecek, alet ve edevat disinda gerçeklesmis olmasi,

4.Bu ölçünün tümüyle kendi mülkü ve artar bir mal olmasi halinde, zekât vermesi gerekir.

Zekâti gerektiren en az ölçü, yani nisâb; altin için yaklasik 85 gram, gümüs için 595 gram, diger paralar için bunlarin birine es deger paradir. Bu çesitli degerlerin toplami;

birisinin en az ölçüsüne vardiginda, kirkta birini zekât olarak vermesi gerekir. Toplamlari en az ölçünün (nisabin) altinda olursa zekât vermesi gerekmez.

Buna göre; kadinin kullandigi elbiseleri, altin ve gümüsten baska süs esyalari, kabi-kacagi disinda hepsinin degerlerinin toplami 85 gram altinin ya da 595 gram gümüsün degerini bulan, altini, gümüsü ve parasi olsa ve bunlar onun mülkünde bir yil kalsa, degerlerinin kirkta birini zekât olarak vermesi gerekir.

Zekâtin, zekât niyetiyle verilmesi, yani verirken zekât verdigini bilerek vermesi sarttir.

Zekâtin düsmesi için hilelere basvurmak haramdir.

Usul ve furu'a, yani ana-baba ile onlarin ana-babalarina... çocuklar ile onlarin çocuklarina, esine, kâfire, zengine zekât verilmez.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Oruç ve Zekat (Okunma sayısı 770 defa)

fanidunya NET

Oruç ve Zekat

BENZER KONULAR