* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Akıl ve Ruh Sağlığımızı Korumak  (Okunma sayısı 111 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
Akıl ve Ruh Sağlığımızı Korumak
« : Eylül 01, 2021, 01:50:00 ÖS »
Akıl ve Ruh Sağlığımızı Korumak

Muhterem Mü’minler!

Yüce dinimiz İslam; insanları Allah’a kulluğa çağırırken kişilerin din, akıl, can, ruh ve beden sağlığını korumayı da temel hedeflerinden saymıştır. Yüce Rabbimizin bize bahşettiği büyük nimetlerden bir tanesi de sağlıktır. Kişinin Allah’a kulluk görevini yerine getirebilmesi için sağlıklı bir yapıya sahip olması gerekmektedir.

İnsan sağlığının en önemli kısmını akıl ve ruh sağlığı oluşturmaktadır. Dinimiz bu değerleri korumamızı, akıl ve ruh dengemizi bozacak davranışlardan sakınmamızı istemektedir.

Her ne kadar modern hayat inanan/inanmayan tüm insanlığa maddi anlamda büyük imkânlar sunmuşsa da, akıl ve ruh sağlığı noktasında insanlığın sorunlarını çözemediği gibi, aksine, daha da karmaşık hale getirmiştir. Geçmişte daha çok yetişkinlerin maruz kaldığı pek çok psikolojik sıkıntıya günümüz dünyasında, küçük yaştaki çocuklar ve gençler de maruz kalabilmektedirler.

Ruh sağlığını muhafaza edemeyen insanların gergin, stresli ve kaygılı bir hayat sürdürdüklerine şahit olmaktayız. Modern hayat bu tür psikolojik sorunlara gerçek çözüm yolları arama yerine, ya onları çeşitli ilaçlarla geçici olarak uyutmaya ya da sanal ortamlarla unutturmaya çalışmaktadır.

Hz. Peygamber (s.a.s.), yaşlılık ve ölümün dışında çaresiz bir hastalığın bulunmadığını haber vermektedir. Sağlığımızı korumamızı, hastalandığımızda da çare aramamızı, tedavi yollarını araştırmamızı istemekte ve şöyle buyurmaktadır: “Allah, şifası olmayan hiçbir hastalık vermemiştir.”[1] ve “Her hastalığın mutlaka bir ilacı vardır.”[2]

Aziz Kardeşlerim!

Akıl ve ruh sağlığımız için öncelikle aklımızı doğru bilgilerle donatmamız, zihnimizi de yararlı ilgilerle de meşgul etmemiz gerekir. Ayrıca kimseye haksızlık yapmamamız,  rızkımızı helâl yollardan kazanmamız îcap eder. Öfkeli, heyecanlı, üzüntülü anlarda kendimize sahip çıkmamız, şükür ve sabırla dengeli bir hayat sürmemiz gerekir. Her türlü içki ve uyuşturucu madde ile zararlı gıdalardan uzak durmamız, televizyon ve internet bağımlılığından korunmamız akıl ve ruh sağlığımız açısından lazım gelir.

Bütün bunlarla birlikte sağlıklı bir akıl ve ruh yapısı için insanın yapması gereken olmazsa olmaz şey; Allah’a yönelmek, O’na dayanıp güvenmek, düzgün, temiz ve sağlam bir inanca sahip olmaktır.

İnançlı ve edepli kişilerle arkadaşlık yapmak, inançlı ve edepli kişilerle de yuva kurmaktır. Yani kendimize hem maddi hem manevi olarak steril, yani temiz ortamlar oluşturmaktır. Bu inanç ve tavırla güçlenen maneviyatın, hayatın sıkıntılarına karşı dayanma gücü vereceğinde hiç şüphe yoktur.

Öyleyse değerli mü’minler!
                   
Sevgili genç kardeşlerim!

Lütfen kendi hayatınıza sahip çıkın. O sizden giderse kimse geri getiremez ve ömür hikâyeniz karanlık bir kaosa döner. Fark ettiğiniz zaman ise, sadece elden giden gençliğinizin üzüntü veren hatıraları kalır.  Zira “Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulabilir.”[3]

-----------------------------------------------------

[1] İbn Mâce, 3439.

[2] Müslim, 2204.

[3] Ra’d, 13/28.


Hz. Peygamber’in Vasiyeti - VEDA HUTBESİ

Miladi 632 yılıydı. Hz. Muhammed (s.a.s.) ve yüz yirmi bin sahabi hac için Arafat’ta toplanmışlardı.

Minâ’da teşrik günlerinin birinde Nasr Suresi nazil olunca Rasûlüllah (s.a.s.) bunun vedalaşma olduğunu anlamış, bunun üzerine aceleyle devesine binerek Akabe’ye gelmişti. Bundan dolayı bu hacca Peygamber Efendimiz’in Vedâ Haccı denmektedir. Üzerinde yirmi üç yıllık risâlet görevinin sorumluluğunu taşıyordu. Sahabîler onun etrafında toplanmışlardı. Nefesler kesilmiş, herkes ne diyeceğini merak ediyordu. Âlemlere Rahmet Hz. Peygamber, Allah’a hamd ettikten sonra o büyük kalabalığın önünde, bir annenin bebeğine gösterdiği şefkat duygusuyla, çağlar ötesine şöyle sesleniyordu:

“Ey insanlar! Bilmiyorum, belki de bugünden sonra burada sizinle bir daha buluşamayacağım. Allah’ın rahmeti bugün sözümü işitip onu iyice kavrayanların üzerine olsun! Benim bu sözlerimi burada bulunanlar bulunmayanlara bildirsin. Olabilir ki, bildirilen kimse burada bulunandan daha iyi anlar ve itaat eder. Ey insanlar! Biliniz ki Rabbiniz birdir, atanız da birdir. Bütün insanlar Âdem’den gelmiş, Âdem de topraktan yaratılmıştır. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a, beyazın siyaha, siyahın da beyaza hiçbir üstünlüğü yoktur. Allah katında üstünlük ancak takvâ iledir…”

Aziz Kardeşlerim!

Sevgili Peygamberimiz, insanlığa vasiyet niteliğindeki bu konuşmasında kadınlara özel bir yer vermişti: “Ey insanlar! Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız. Onların namus ve iffetini Allah adına söz vererek helâl edindiniz. Dikkat edin! Sizin kadınlar üzerinde hakkınız olduğu gibi, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Kadınlar hususunda Allah’tan korkun ve onlara en iyi şekilde davranın …”
Peygamberimiz, insanların birbirleriyle olan ilişkilerine şu sözleriyle bir düzen getiriyordu: “Sözümü iyi dinleyiniz ve belleyiniz. Müslüman müslümanın kardeşidir. Bir müslümanın malı, rızası olmadan diğer bir müslümana helâl olmaz.

Sakın zulmetmeyin. Herkes ancak kendi işlediği suçtan sorumludur. Baba oğlunun, oğul da babasının suçundan sorumlu tutulamaz…”

Allah’ın Elçisi, kendisinden sonra mü’minlerin hangi prensiplere bağlı olarak hayatlarını sürdüreceklerini de şöyle tebliğ ediyordu:

“Ey müminler! Size iki emanet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız takdirde bir daha asla yolunuzu şaşırmazsınız. Bunlar Allah’ın kitabı Kur’an’la peygamberinin sünnetidir.”

Haccın yoğun ve yorucu ikliminde iyice yorgun düşen Allah’ın Elçisi sözlerini şöyle tamamlıyordu:

“Ey insanlar! Yarın beni sizden soracaklar. O zaman ne diyeceksiniz?” Kendisini dinleyen sahabi topluluğu “Allah’ın emirlerini tebliğ ettin, görevini hakkıyla yerine getirdin, bize nasihatte bulundun, diye şahitlik ederiz.” dediler. Bunun üzerine Rasûlüllah şehadet parmağını semaya doğru kaldırdı, sonra da insanlara doğru çevirip indirerek şöyle dedi: “Şahit ol yâ Rab, şahit ol yâ Rab, şahit ol yâ Rab!”

Sevgili Peygamberimiz, 632 yılında îrad ettiği Veda Hutbesi’nin ardından haccını tamamlayıp Medine’ye döndükten kısa bir süre sonra rahatsızlanarak hayata veda etti. Salât ve selâm O’na, ashabına ve O’na tabi olanların üzerine olsun.

Amin.

--------------------------------------------------

 [1] Müsned, VII, 307, 330, 376; Buhârî, “Ḥac”, 132, “Meġāzî”, 78; Müslim, “Ḥac”, 147.

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]