* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Ömür Sermayemiz Tükenirken  (Okunma sayısı 459 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7249
Ömür Sermayemiz Tükenirken
« : Ocak 05, 2023, 09:35:10 ÖÖ »
Ömür Sermayemiz Tükenirken

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Aziz Mü’minler!

Peygamberimiz (s.a.s.), bir gün ashabıyla sohbet ederken yere dörtgen bir şekil çizdi. Sonra o şeklin ortasından dışarı uzanan bir çizgi ve o çizgiye bitişen başka çizgiler çizdi. Ardından, kendisini meraklı bakışlarla seyretmekte olan ashabına dönerek bunların ne anlama geldiğini şöyle açıkladı: “Bu karenin ortasındaki şu çizgi insandır. Onun yanındaki küçük çizgiler, insanı her yönden saran musibetlerdir. Bunlardan birisi ona isabet etmezse diğeri isabet eder. Kareyi oluşturan kenar çizgileri, insanı kuşatan ecelidir. Karenin dışında kalan çizgi ise insanın ümit ve hayalleridir.”[1]

Aziz Mü’minler!

Allah Rasûlü (s.a.s.), hayatımızı, hayata dair arzu ve beklentilerimizi ve bütün bunları ansızın sonlandıran ecelimizi böyle veciz bir benzetmeyle anlatıyordu.

Evet, tıpkı takvim yaprakları gibi, birer birer eksilirken günler, ömrümüzün hangi yaprakta tükeneceğini bilmeden yaşıyoruz. Ölümlü olduğumuzu biliyor,  fakat ölümsüz arzular peşinde koşuyoruz. Hatta bunun için kavgalarla, küslüklerle, kaygı ve endişelerle dolu huzursuz bir ömür geçiriyoruz. Bize sadece bir kere verilmiş bu imkânı kabirdekilerin pişman olduğu şeyler için tüketiyoruz.

Bakınız, bu durumumuz Kur’an-ı Kerîm’de nasıl anlatılıyor: “Nihayet, onlardan birine ölüm gelince şöyle der: “Rabbim! Beni dünyaya geri gönder ki, terk ettiğim dünyada sâlih bir amel yapayım.” Hayır! Bu, sadece onun söylediği boş bir sözden ibarettir. Onların arkasında artık tekrar dirilecekleri güne kadar devam eden, dönmelerine engel bir perde vardır.”[2]

Muhterem Mü’minler!

Ömür, insana verilen sayfaları boş bir defter gibidir. İnsanoğlu niyetleriyle, amelleriyle ve yapması gerekirken yapmadıklarıyla bu defteri anbean doldurur. Kime kaç yaprak verildiği bilinmeyen bu defterde hiçbir şey gizli kalmadan saniye saniye yazılır.

Boş işlere dalmak, faydasız bilgilerin peşine düşmek, gaflet içinde oyalanmak, daha ulvî görevlerimiz varken, bize dünyada ve ahirette faydası olmayan işlerle meşgul olmamız, ömür sermayemizin âfeti değil midir? Hayatın bereketi, içinde riya olmayan sâlih amellerdedir. Mahşer günü Rabbimizin huzurunda hesabını vereceğimiz ömür hikâyemizin başrol oyuncusu biziz. O gün amellerimizin esiriyiz. Artık ne yazmak var ne de silmek. Pişmanlık ya da sevinç, cennet ya da cehennem hepsi bu dünyadaki tercihlerimizin sonuçları olarak karşımıza çıkacak.

Muhterem Mü’minler!

Aldığımız her nefes, uyandığımız her yeni gün Cenab-ı Hakk’ın bize bahşettiği yeni bir fırsattır. Mü’min baktığı her şeye ibret nazarıyla bakar. Yeni gelen yılı da kendisi için daha iyi bir kul olabilmek adına Allah’ın verdiği bir lütuf, fırsat ve imkân olarak görür.

Bu vesileyle yeni yılın, günahımız varsa, tevbe için; hatalarımız varsa, düzeltmek için; sâlih amellerimiz az ise çoğaltmak için kaçırılmayacak bir fırsat olduğunu unutmayalım. Geçen yıl ise üzerinde muhasebe edilmesi gereken, pişmanlıklarından ders çıkarılması, iyi olanın çoğaltılması adına bir nasihat olarak değerlendirilmelidir.

Hutbemizi herkesi Asr suresinin mesajına kulak vermeye davet ederek bitirelim: “Andolsun zamana! İnsan gerçekten büyük (bir kayıp ve) ziyan içindedir. İman edip dünya ve ahiret için yararlı işler yapanlar ile birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler hariç.”[3]

---------------------------------------------------------------------------

[1] Buhari, Rikak, 4.

[2] Mü‘minûn, 23/99-100.

[3] Asr, 103/1-3.

Nebevi Öğreti Diyor ki: Vicdanının Sesine Kulak Ver ve Şeffaf Ol


Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Değerli Mü’minler!

Mü’min olmanın bir gereği olarak bizler hayatımızı yüce Rabbimizin vaz`etmiş olduğu emir ve nehiyler çerçevesinde yaşamaya çalışırız.  Helal-haram, günah-sevap kavramları, gündelik hayatımızla ilgili tutum ve davranışlarımızı belirleyen en önemli kavramlardır.

Evet, konuşurken helal ve doğru konuşmak bizim için önemlidir. Gittiğimiz yer günah mıdır, aldığımız helal midir, verdiğimiz caiz midir, bilmek ve ona uygun bir tutum almak isteriz. Çünkü davranışlarımızın günah olup olmadığına dikkat etmek bizim için bir iman meselesi, dini ve ahlaki sorumluluktur.

İşte bugünkü hutbemizde hayatımız boyunca bize kılavuzluk edecek ve bize doğru tutum almamıza yardım edecek iki önemli  kavramdan söz etmeye çalışacağım.

Aziz Mü’minler!

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) bir hadis-i şeriflerinde günahı tarif ederken bize iki önemli ölçüden söz eder ve şöyle buyurur: “Günah, vicdanına ağır gelen ve insanların görmesini arzu etmediğin şeydir.”

Hadis-i şeriften hareketle, davranışlarımızda günah şüphesi olup olmadığını belirleyecek en önemli kıstasın vicdan olduğunu öğreniyoruz. Gerçekten niyet ve eylemlerimiz üzerinde en fazla etkili olan duygu vicdan duygusudur. Vicdan, bizlere iyiyi ve kötüyü ayırt etme gücünü verir. 

Vidanımız içimizdeki adalet ve hakkaniyet terazimizdir. Nitekim Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), davranışıyla ilgili fetva soran sahabiye vicdanının sesine kulak vermesi gerektiğini ifade etmiştir. İç sesimizi bastırarak doğruyu bulamayız. Bu sebeple, bir şeyin günah olup olmadığını araştırırken vicdanımızın sesine de kulak vermek zorunda olduğumuzu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım.

Tutum ve davranışlarımızda bize kılavuzluk edecek ikinci ölçümüz ise şeffaflıktır. Şeffaflık modern bir değer gibi görülse de, 1400 yıl önce Sevgili Peygamberimiz tarafından mü’mince bir hayatın en önemli ölçüsü olarak ortaya konmuştur. Şeffaflık, küfürden daha aşağılık bir durum olarak görülen münafıklık ve ikiyüzlülüğün panzehiridir. Şeffaflık, daima Allah’ın murakabesi altında olduğunu unutmadan özü-sözü bir yaşamaktır. Hazreti Mevlana’nın “Ya olduğun gibi görün; ya da göründüğün gibi ol!” sözünde ifadesini bulan bir hayat standardını yakalamaktır.

İlişkilerimizde, iş ve eylemlerimizde doğru ve dürüst olmak ancak şeffaf olmakla mümkündür. Hatamızı kabul etme erdemine de ancak şeffaf olarak ve şeffaf kalarak sahip olabiliriz. Bu sebeple diyebiliriz ki şeffaflık; tutarlı yaşamanın, tutarlı yaşayarak huzurlu olmanın altın yoludur.

Vicdanımıza uygun, açık, şeffaf ve hesap verilebilir bir hayatın, insanın hem kendisi hem de toplum hayatı açısından en doğru yol olduğunu hiçbir zaman unutmayalım.

--------------------------------------------------------------------------------------

 [1] En’am, 6/120.

 


* BENZER KONULAR

Rahîm Ve Rahmân Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:28:55 ÖÖ]


Davranışlarımız Kaydediliyor Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:22:46 ÖÖ]


Biliniz Cesedin Öyle Bir Et Parcası Vardır Ki Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:18:08 ÖÖ]


Melek Girmeyen Evler Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:04:30 ÖÖ]


Doğru Çalışma Methodu Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:59:59 ÖÖ]


Başınızı Çevirip Gitmeyin Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:39:23 ÖÖ]


Ozan Birgül 320 kbps - 2 kısım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:15:33 ÖÖ]


Ozan Birgül - İlahiler 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:04:09 ÖÖ]


Dualarımız Neden Kabul Olmuyor Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:10:43 ÖÖ]


Birlikte Hizmet Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:59:59 ÖÖ]


Gizli Halleri Açık Hallerinden Daha Hayırlı Adamlara İhtiyacımız Var Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:31 ÖÖ]


Mücahitler Kazandığınızı Kaybetmeyiniz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:32 ÖÖ]


İnsanlardan Övgü Beklemek Ateşle Oynamak Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:24:29 ÖÖ]


Zamanın Kıymetini Bilmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:13 ÖÖ]


Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]