Kur’an ve Sünnet Rehberliğinde Yaşamak
Değerli Mü’minler!
“Bir gün Rasûlüllah (s.a.s.)’ın yanına bir adam geldi ve şöyle dedi: - Yâ Rasûlallah! Ben, seni kendi canımdan ve ailemden daha çok seviyorum.
Evde olduğum zaman, seni hatırlıyor, sabredemiyor ve seni görmek için hemen yanına geliyorum. Sonra da kendi ölümüm ve senin vefatın aklıma geliyor. Biliyorum ki sen, cennette diğer peygamberlerle beraber yüksek makamlarda bulunacaksın. Ben ise cennete girsem bile seni orada görememekten korkuyorum.”
Hz. Peygamber, bu sözlere nasıl cevap verebileceğini düşünürken, Cebrail (a.s.) geliyor ve hutbemin başında okuduğum ayet-i kerimeyi Efendimiz (s.a.s.)’e vahyediyor:[1]
“Kim, Allah’a ve peygambere itaat ederse, işte onlar; Allah’ın kendilerine lütufta bulunduğu peygamberler, sıddîklar, şehidler ve sâlih kişilerle beraberdirler; bunlar ne güzel arkadaşlardır!”[2]
Kardeşlerim!
Ashâb-ı Kirâm’ın Rasûlüllah (s.a.s.)’a olan muhabbet ve bağlılığı, Cahiliyye dediğimiz karanlık bir dönemden, Asr-ı Saadet dediğimiz aydınlık bir çağa geçişin anahtarı olmuştur. Onlar, Rasûlüllah (s.a.s.)’ın her adımını, her sözünü, her hareketini büyük bir titizlikle, kendilerinden sonraki nesillere en doğru şekilde aktarmak şuuruyla takip ettiler. Biliyorlardı ki O, Kur’an’ın ‘en güzel örnek’[3] olarak nitelediği kişiydi. O, Hz. Âişe (r.a.)ye sorulduğunda, “O’nun ahlakı, Kur’an’dı”[4] cevabı verilen büyük elçiydi.
Evet, sünnet, Kur’an’ın bir insanda vücut bulmuş halidir. Sünnet, söylemle eylemin bütünleşmesidir.
Sünnet, alış-verişte dürüstlüktür, komşu hakkını gözetmektir, insanlara zarar verebilecek bir engeli bertaraf etmek, bir çöpü yerden kaldırmaktır. Sünnet, alın teri kurumadan işçiye hakkını ödemektir; herkese ve her şeye merhamet etmektir.
Hutbemi, Enes b. Mâlik’’in rivayet ettiği, Peygamberimiz’in hayata ve insana bakışını özetleyen şu hadis-i şerifi dikkatlerinize arz ederek bitirmek istiyorum: “Bir gün Rasûlüllah (s.a.s.) beni karşısına alarak şöyle öğütte bulundu: “Yavrucuğum! Eğer kalbinde kimseye karşı kin beslemeden sabahlayabiliyor ve akşamı edebiliyorsan bunu yap. Yavrum! İşte bu benim sünnetimdir. Benim sünnetimi ihya eden, beni sevmiş olur. Beni seven de cennette benimle beraber olur.”[5]
-------------------------------------------------------------------------------------
[1] Taberânî, El-Mu’cemü’s-Sağîr, 52; Tefsir-i İbn Kesîr, 1/535.
[2] Nisâ, 4/69.
[3] Ahzâb, 33/21.
[4] Ahmed b. Hanbel, Müsned V, 163.
[5] Tirmizî, İlim 16.