* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Caminin Müslüman Hayatındaki Önemi  (Okunma sayısı 122 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 8312
Caminin Müslüman Hayatındaki Önemi
« : Ocak 29, 2025, 01:40:35 ÖS »


Caminin Müslüman Hayatındaki Önemi

Eğitim ve Öğretim

Cami, İslam'ın ilk yıllarından beri müslümanların fikren ve fiilen bilgilendirilip eğitildikleri bir mekan olmuştur. Tevhid'in hakikatı, İslam'ın temel ilkeleri, Kur'an'ın hükümleri, namaz, zekat, oruç, hac ve benzerleri hep camide öğrenilirdi. Cami; gece-gündüz, yaz-kış, her mevsim ve her saatte, büyük-küçük, kadın-erkek, bedevi-medeni, okumuş-okumamış herkese kapılan açık olan bir eğitim ve öğretim kurumudur. Camide sadece teorik eğitim yapılmaz; ibadetler, davranışlar, dua ve zikirler pratik olarak görülür. Salihler, fakihler, alimler ve İslam'dan haberdar olan herkes, bu halk üniversitesinin hocaları olup bildiklerini bir diğerine anlatmak ve öğretmekle yükümlüdürler. Bu insanlar gerek namaz esnasında, gerekse namaz dışında diğer insanlar için örnek davranışlar sergilerler.

Hz. Peygamber (A.S) döneminde "suffe eshabı" -ki sayılan seksen kadardı-mescidde yatar, kalkar, ilim öğrenir ve müslümanları irşad ederlerdi.

Müslümanların kendi aralarından seçtikleri en faziletli ve en bilgili kişiler olan imamlar; her namazdan sonra cemaata dönüp Allah'ın ayetlerini okur, açıklamasını yapar, onların sorularını cevaplar, görüşlerini alır ve tavsiyelerde bulunur. Namaz vakitleri dışında da vaaz ve irşadlarıyla halkı aydınlatır. Bu görev, elbette sadece imam seçilenlere has değildir.

Birlik ve Dayanışma

Müslümanların günde beş vakit bir araya gelip görüşmelerinde çok büyük hayırlar vardır. Bu vesileyle birbirleriyle tanışır, konuşun, ısınır ve kaynaşırlar. Birbirlerinin problemlerinden haberdar olur, sevgi ve merhametle yardımlaşırlar.

Hz. Peygamber (S.A.V) zamanında, müslümanların bir çok sosyal problemi camide konuşulur ve çözüme kavuşturulurdu. Onlar bir vücudun azaları gibiydiler. Cemaata devam etmemek çok istisnai bir durum olduğundan, bir kişi cemaata gelmediğinde hemen araştırılır, hastalık vb. gibi bir problemi olup olmadığı öğrenilir ve yardımcı olunurdu. Niketim Hz. Rasulullah (S.A.V) şöyle buyurmuştur:

"Bütün mü'minler birbirlerine olan merhamet; sevgi, lütuf ve yardımlaşma hususunda sanki bir vücuda benzerler. O vücud'un, bir organı hastalanınca öbür organları birbirlerini hasta uzvun alemine ortak olmaya çağırırlar. " [1]

Müslümanlar birbirlerinin dostu, velisi ve yardımcısıdırlar. Bu, onların aynı imana sahip olmalarından, aynı kitaba uymalarından, aynı kıble'ye yönelmelerinden, birlikte omuz omuza namaz kılıp rüku ve secde etmelerinden kaynaklanır

"Sizin veliniz ve yardımcınız, ancak Allah ve O'nun Peygamberidir; bir de namazlarını kılan, zekatlarını veren ve rüku'a varan müslümanlardır.

Kim Allah'ı, O'nun Peygamberini ve mü'minleri dost tutarsa (bilsin ki) galip gelecek olan yalnız Allah'ın taraftarları' (Hizbullah)dır." [2]

Bu dayanışma, bu kardeşlik ve bu sevgi, müslümanları, "Allah'ın hizbi" şerefine yükseltecektir. Allah'ın hizbinden olanların özellikleri ise açıkça belirtilmiştir : Allah ve Rasulünü veli edinmek, namaz ve zekat...

İnsanların giderek yalnızlaştığı ve bireysel sorunlarıyla başbaşa bırakıldığı çağımızda; cemaat namazları vesilesiyle günde bir kaç kez bir araya gelebilmek, her bir müslüman için ne büyük bir rahmettir !

Cenazeden nikah ilanına kadar, mü'minin hayatındaki acı-tatlı pek çok olayın yaşandığı ve böylece müslümanların birbirleriyle kaynaşıp kenetlendiği mekanlar camilerdir. Caminin ve cemaat halinde kılınan namazların, saf düzeninin, müslümanların kalbi bağlarının güçlenmesinde çok önemli bir yeri vardır. Öyle ki; saflar sık ve düzgün olmalı, omuzlar arasında boşluk kalmamalı ve omuzlar bir diğerine karşı yumuşak olmalıdır.

Bu yüzden Hz. Peygamber (s:av) şöyle buyurmuştur ;

Düzgün olun, karışık durmayın. Sonra kalplerinize de karışıklık ve ihtilaf girer. " [3]

Camide sosyal dayanışmayı güçlendirici çok önemli bir husus da; ekonomik ve sosyal statü bakımından farklı seviyedeki insanların aynı safta omuz omuza namaz kılmalarınıdır. Orada zengin-fakir, amir-memur, yönetici-yönetilen, güçlü-zayıf gibi hiçbir ayırım söz konusu değildir. Daha geniş boyutta kalabalıklarca kılınan cemaat namazlarında (örneğin Hac'da) bu eşitlik çok daha net olarak ortaya çıkar. Renk, dil, coğrafya, gelenek vb. gibi farklılıklar böyle bir durumda tamamen ortadan kalkar. Bütün müslümanlar, tek bir gaye için aynı türden hareketleri tekrarlar dururlar. Aynı kıbleye doğru bir tek Allah'a dua ve niyazda bulunmak için, aynı kitabın ayetlerinden okuyarak ibadet ederler. Hep birlikte ve aynı anda kıyam, rüku ve secdede bulunurlar. Bu öyle bir birliktir ki; sathi değil, zihinlere ve gönüllere yerleşen bir birlik... Görünüşte, düşüncede, gayede, sözde, harekette, gizlide, açıkta ve her şeyde tecelli eden bir birlik... Suheybleri, Selmanları, Bilalleri kardeş yapan bir birlik...

İstişare ve Organizasyon

Cami bir parlamentodur. "Tevbe edenler,ibadet edenler, hamd edenler, (Allah için ) seyahat edenler, rüku edenler, secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar" dan oluşan bir parlamento...[4]

Devlet başkanının ve diğer yöneticilerin, izleyeceği siyasi, metodu, düşünce ve tasarılarım açıklayıp üyelerin görüş ve müzakeresine sunduğu bir meclis.

Nitekim Hz. Ebu Bekir (r.a) halife seçildiği zaman, camide mü'minlere hitap ederek İslami organizasyonunun temel prensiplerini hatırlattı ;

"Ey insanlar ! İstemediğim halde, büyük bir işin başına getirildiğimi biliyorum. Ancak Allah'ın yardımı ile bu işi başaracağım. Bu işi adaletle yapabilecek Rasulüllah'ın eshabından birine her zaman vermeye hazırım... Ben de sizden biriyim."

Ey müslümanlar! Allah`ın himayesinde olan bir şeyden dolayı hesaba çekilmek istemiyorsanız, onu hemen yerine getiriniz. Şeytan beni yoldan çıkarabilir. Kızdığımı gördüğünüz zaman, size bir zararım dokunmaması için benden uzak durunuz. Ey insanlar, beni murakabe etmekten geri durmayınız. Eğer dürüst hareket edersem, bana yardım ediniz. Şayet yalnış bir hareketim olursa, hatamı düzeltiniz. Allah'a itaat ettiğim müddetçe bana itaat ediniz; O'na isyan edersen siz de bana isyan ediniz." [5]

Hz. Peygamber (s.a.v)'in tatbikatına göre; bir bölgenin valisinin, aynı zamanda caminin de imamı olması gerekiyordu. Şayet bu bölge başşehir ise, devlet başkanının namaz kıldırması lazımdı.

İşte burada şu noktayı açıklığa kavuşturmak gerekiyor : Herhangi bir caminin imamı, bir bölgenin valisi olmuyor; bilakis o bölgenin valisi, aynı yerin camisinin de imamı oluyor ki, bu onun için bir imtiyazdır. Böylece o yörenin halkı, günde beş defa yöneticisini görmekte, şikayetlerini arz edebilmekte ve onu kontrol etmektedir. Sözgelişi; o bölge yöneticisi vatandaşının işini aksatıyorsa, bu takdirde o vatandaşın başşehire gidip şikayetini arzetme imkanı olacaktır... Böylece devlet başkanı, kamuoyunun sesine kulak vermiş olacak ve halkıyla daha sağlıklı bir diyaloga girecektir.

Gerek Asr-ı Saadet'te, gerekse dört halife devrinde; müslim ve gayri müslimlerin ihtiyacı, valilere gönderilen senelik emir ve yazılarda sorulurdu. Valiler, mescid, cami ve namazgahlarda verilen kararları sorar ve cevap olarak kararların özetini yazarlardı. Arafat'daki umumi toplantıda; mahalle camilerinden itibaren derece derece gelen haberler değerlendirilir ve ona göre karar verilirdi.

İstibdat devrinde (Emeviler ve diğerleri), İslam hakimiyetinin esası olan meşveret ve teşkilat da bozuldu. Mescidler, camiler, musallalar ve hac'da yapılan siyasi, ictimai ve iktisadi meşveret ve telkinat kaldırıldı. Mihrapdan ve minberden yapılan telkin ve konuşmaların yerini yalnızca dualar aldı.

Oysa camiler sadece namaz kılmak için değil, aynı zamanda müslümanların birbirleriyle görüşüp tanışmaları, istişare, telkin ve tebliğde bulunmaları için takdir olunan mekanlardır.

Allah Rasulü (s.a.v), şu ayetin hükmüne uyarak, camide eshabıyla sık sık istişare ederdi :

"(Yapacağın) iş hakkında onlarla istişare et." [6]

Namaz, cemaat ve istişarenin birbirinden ayrılması mümkün değildir :

"Rablerinin çağrısına icabet ederler, namazı kılarlar ve işleri aralarında istişare iledir. " [7]

Müslümanların istişaresi, mahalle camiinden başlayarak Arafat'a kadar uzanan birkaç katagoride gerçekleşir;

Cemaatin getireceği haberler, mahalle camiinde müşavere edilip karara bağlanır. Haftalık Cuma namazlarında ise, bütün mahalle camii cemaatlerinin katılımı ile, daha büyük bir mecliste, seçilmiş bir hatip tarafından İslam alemine ait bir haftalık haberler ve açıklamalar müslümanlara duyurulur. Cami-i kebir veya namazgah'ta kılınan Bayram namazlarında ise, İslam dünyasını ilgilendiren bir senelik olaylar ve haberler hatip tarafından özet olarak arz ve izah olunur. Bütün İslam ülkelerinde ve şehirlerde meydana gelen olayları ve haberleri öğrenmek ve bunları değerlendirmek üzere gücü kudreti yeten müslümanlar Arafat'ta toplanır.

Bu ibadet ve meşveret mahallerinde müslümanlar eşitlik kaidesine tabidir. Kimsenin kimseye meslek, maddi güç, makam vb. açısından üstünlüğü olamaz. Herkes aynı safta ve omuz omuzadır. Bu eşitlik ancak bir noktada bozulur; o da ilim ve ibadet noktasıdır. Mescidde, ilk safta ilim ve takva bakımından önde olanlar bulunur. Bunlar, imamet ve riyaset namzeti oldukları gibi, müzakere ve müşaverede de reylerinden en fazla yararlanılan kişilerdir.

İmamın, namazdan sonra arkasına mihraba dönüp oturması, dua için olmayıp kendisini imam seçen cemaatle istişare ve tartışmaya başkanlık etmek içindir.

Nitekim Rasulüllah (s.av.) şöyle buyurmuştur ;

"Benim hemen arkama sizden dirayet ve akıl sahipleri dursun. Sonra onları takip edenler, sonra da onları takip edenler dursun. Çarşıların karışıklığından sakının." [8]

Böylece müslümanlar, cemaat namazlarına katılarak; danışmayı, fikir beyan etmeyi, karar vermeyi, uygulamayı, hiyararşik bir yapı içinde birlikte hareket etmeyi, imama uymayı, organize olmayı ve cemaat halinde mücadele etmeyi
öğrenirler.

Ayrıca, cemaatla namaz ; müslümanları cemaat-imam ilişkileri konusunda da eğitir : Mescid ehli, devamlı namaz kıldıracak kişi seçerler.

Müslümanlar, kendi rızalan ile Kur'an ve sünnet konusunda en ehil olan birini aralarından bulup seçerler. Bu kişinin görevi, sadece müslümanlara namaz kıldırmak değil, onları güzelce idare etmek, birlik ve dayanışmalarını sağlamak, onlarla istişare etmek ve onlara tavsiyelerde bulunmaktır.

Bu imamlık fikri, müslümanlara bütün işlerinde bir idarecinin bulunmasının gerekliliğini ilham eder. Bu kişiler, tavsiye ve nasihatlarda bulunarak Allah'a itaat hususunda diğerlerine örnek olurlar. Müslümanlar, siyasi, sosyal ve cihadla ilgili işlerinde yöneticiliği ihmal ettikleri takdirde, bütün işlerinde aksamalar baş gösterir. Çünkü, zulmü önlemek, adaleti yaymak, dini vecibeleri yerine getirmek, Allah yolunda cihad gibi bütün faaliyetler durur. Dinde sadece, fertle ilgili farzlar kalır. Bu duru.m aynen, münferid şahısların cemaatsiz ve imamsız kıldıkları namaza benzer.

--------------------------------------------------------------------------------

[1] Buhari, Edep, H.41

[2] Maide : 55-56

[3] Müslim : Salat, 122 Nesai: İmamet, 26 Ebu Davud: Salat, 96

[4] Tevbe:112

[5] Kenz'ül-Ummal : III; 131,135

[6] Al-i İmran : 159

[7] Şura : 38

[8] Müslim : Salat, 123 Ebu Dawd : Salat, 96 Tirmizi : Salat, 168

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Nefis Kötülüğü Emreder Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:05:46 ÖÖ]


Allah Varsa Neden Kötülük Var 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:54:51 ÖÖ]


Allah Varsa Neden Kötülük Var 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:45:11 ÖÖ]


Gaflet Sarhoşluğu Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:32:28 ÖÖ]


Bir Ramazan Böyle Geçti Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:23:45 ÖÖ]


Ahmet Özhan - Türk Tasavvuf Müziği 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:07:37 ÖÖ]


RADDYO DİNLEME SAYIMIZ ANLIK 1500 KİŞİ OLMUŞTUR. Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:07:10 ÖS]


Mustafa Doğan Dikmen - Uşşak Faslı 1999 - 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:21:48 ÖS]


Grup Ravza - Götür Beni Medineye 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:11:06 ÖS]


Grup Kıvılcım - Çeçen Dansı 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:02:23 ÖS]


Grup Hayber - Seyrettim Muhammedi 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:50:37 ÖÖ]


Beklenen Nesil Nasıl Olmalı Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:34:22 ÖÖ]


Peşinden Gittiklerimizle Ahiret Yüzleşmesi Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:31:05 ÖÖ]


Allah'a İnandığımız Kadar Güvenmiyoruz Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:20:23 ÖÖ]


Kur'an'da Eleştiri Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:16:07 ÖÖ]


İbadetlerde Devamlılık Esastır Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:11:03 ÖÖ]


İslam'da Kadının İş ve Sosyal Hayatı Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:04:46 ÖÖ]


Şeytan'ın Vesveseleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:16:51 ÖÖ]


İslam'ı Yaşamak Kolaydır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:50:15 ÖÖ]


Sadaka, Müslümanlığı Ölçen Terazidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:41:34 ÖÖ]