* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: İnsan Haklarına Saygı ve Allah İsraf Edenleri Sevmez  (Okunma sayısı 133 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
İnsan Haklarına Saygı ve Allah İsraf Edenleri Sevmez
« : Aralık 27, 2023, 07:55:51 ÖÖ »


İNSAN HAKLARINA SAYGI

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Değerli Mü’minler!

İnsanın ve toplumun huzuru için vazedilen hükümlerin başında insana ait haklara saygı gösterilmesi gelmektedir. İnsanın onur ve haysiyetinin korunması amacıyla kişinin özel hayatını koruma altına alan dinimiz, gıybet, iftira, dedikodu, alay, kusurları araştırma, insanları hakir görme, evlere izinsiz girme, tecessüs gibi insanın saygınlığını zedeleyen bütün tutum ve davranışları yasaklamıştır.[1]

Yine aynı gaye ile, ‘semavi’ kabul edilen diğer dinlerde olduğu gibi İslam’da da kişinin canının,[2]

Malının,[3] inancının,[4] aklının,[5] iffetinin ve ailesinin,[6] ırk, cinsiyet ve inanç ayrımı yapılmaksızın dokunulmaz olduğu bildirilmiş; bu hakları ihlâl edenlere karşı maddî ve manevî yaptırımlar getirilmiştir.[7]

Aziz Müslümanlar!

Yüce Rabbimizin güzel isimlerinden biri olan “Hak” kelimesinin çoğulu olan “Hukuk’un gayesi, hakların kime ait olduğunun belirlenmesi, hakların korunması ve haklara yapılan tecavüzün, zorbalıkların ortadan kaldırılmasıdır. Kendisine inanmayanların bile adaletinden asla şüphe etmediği sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), hayatı boyunca hakkın ve adaletin savunucusu olmuş; haksızlığa uğrayan hiç kimsenin dinine ve ırkına bakmadan mağdur ve mazlumların her daim yanında yer almıştır. O, haksızlığa, zulme, adaletsizliğe karşı mücadele etmek üzere oluşturulan Faziletler sözleşmesi adlı sivil toplum hareketine genç olmasına rağmen katılmakta tereddüt etmemiş ve fiilî olarak bu hareket içinde görev almıştır.[8]

Değerli Kardeşlerim!

Yaşama hakkı ve can güvenliği insan haklarının en başında gelmekte olup diğer bütün hakların kaynağı durumundadır. İnsanın doğuştan sahip olduğu ve Allah’ın kendisine bahşettiği bu hakkı hiç kimsenin kısıtlamaya veya elinden almaya hakkı yoktur. Bunun ağır bir suç olduğu Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılır: “ Haksız yere bir cana kıyan kimse sanki bütün insanları öldürmüş gibidir. Birine hayat veren kimse de bütün insanlara hayat vermiş gibidir.  [9]

Bu ayetten de öğrendiğimize göre insan canına paha biçilmez. Allah’ın ruhundan bir parça taşıyan[10]

İnsan canı, haber bültenlerinde birkaç saniyede söylenip geçiştirilen basit bir istatistiksel bilgiye de indirgenemez. Tek bir masumu öldürmeyi bütün bir insanlığı öldürmekle eş değer tutan inancımıza göre, katledilen binlerce çocuğun, öldürülen on binlerce insanın hesabını - Allah’tan başka - hiçbir matematiksel formül asla hesap edemez.

Bugün maalesef bu ilahi bakış açısından uzak bir dünyada yaşıyoruz. Bizler tüm dünyanın gözleri önünde yaşanmakta olan bu büyük trajediye seyirci kalınmasını değil, kalıcı çözümler üretilmesini arzu ediyoruz. Bizler, masum tek bir canın, bütün bir insanlığın canıyla eşdeğer tutulduğu, insan haklarına saygının merkezde olduğu bir dünya istiyoruz.

Kıymetli Müslümanlar!

İnsanlara eziyet veren bir ağaç parçasını bulunduğu yerden kaldırmayı bile imanın parçası gören bir dinin temsilcileri olarak, insanların onur ve haysiyetini ayaklar altına alan her türlü tutum ve davranıştan gelin hep beraber uzak duralım. Merhameti, adaleti, sevgiyi, saygıyı ve birlikte yaşama ahlakını dünyaya hâkim kılmış aziz bir geleneğin evlatları olarak bulunduğumuz her ortamda hak ve hukuka saygı gösterelim. Ayrıştırıcı değil, birleştirici olalım. “Sakın incitme bir cânı, yıkarsın arş-ı Rahmân’ı” hassasiyetiyle her insana, canlı cansız tüm mahlûkata sevgi ve şefkatle muamele edelim; edilmesine vesile olalım.

Saygı ve hoşgörünün, barış ve huzurun dünyamızda hâkim olması niyazıyla …

Cumamız mübarek olsun.

-------------------------------------------------------------------------------------------------

[1] Hucurât, 49/12; İsra, 17/37.

[2] Nisa, 4/93; Buhari, İlim, 37.

[3] Nisa, 4/93; Buhari, Bed’ül-Halk, 2.

[4] Mâide, 5/3; Âli İmrân, 3/19.

[5] Mâide, 5/90.

[6] Tahrîm, 66/6; İsra, 17/32.

[7] En’am, 6/151; Şura, 42/42.

[8] İbn Hişâm, es-Sîre, I, 140-142.

[9] Mâide, 5/32.

[10] Hicr, 15/29.

ALLAH İSRAF EDENLERİ SEVMEZ

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Aziz Mü’minler!

Yüce Rabbimizin sevmediği davranışlardan biri de israftır.[1] İsraf, bir nimeti amacı dışında, gereğinden fazla kullanmaktır. “Elde edilen imkanların kadir kıymetini bilmemek” anlamına gelen israf, ‘er-Rezzâk’ yani ‘her çeşit rızkı bahşeden’ Allah’ın verdiği nimetlere yapılan büyük bir saygısızlıktır.

İsraf denildiğinde ilk olarak akıllara malın boşa harcanması gelir. Fakat Peygamberimiz (s.a.s.) israfın daha geniş boyutuna dikkat çekerek şu nasihatte bulunmuştur: “Beş şey gelmeden önce bu beş şeyin değerini iyi bilmelisin; ihtiyarlıktan önce gençliğin, hastalıktan önce sağlığın, fakirlikten önce zenginliğin, meşguliyetten önce boş vaktin ve ölümden önce hayatın.”[2] Bu hadise göre gençliğimiz bir nimettir; gençlik enerjimizi gelişi güzel amaçsızca tüketmek ise israftır. Sağlımızı bir nimettir; maddi ve manevi sağlığımızı ihmal etmek ise israftır. Malımız, mülkümüz, servetimiz bir nimettir; bütün bunları hayır ve iyilik yolunda kullanmamak ise israftır. Asla geri çeviremeyeceğimiz zaman bir nimettir; zamanımızı faydasız ve lüzumsuz meşguliyetlerle öldürmek ise israftır. Hayat bize bahşedilmiş bir nimettir; hayatımızı boş, manasız ve gayesiz yaşamak ise büyük bir israftır.

Kardeşlerim!

Dünya bize bir emanettir. Bu sebeple dünyada sahip olduğumuz her imkânın ölçülü ve dengeli bir şekilde tüketilmesi gerektiğini bilmek ve ona göre hareket etmek zorundayız. Nitekim bir defasında abdest alırken suyu gereğinden fazla tüketen birine Peygamberimiz (s.a.s.), “Bu ne israf böyle?” diye tepki göstermiş, o sahabe de “Abdestte de israf olur mu, ya Rasûlallah?” diye karşılık verince, sevgili Peygamberimiz, özelde o arkadaşına, genelde tüm insanlığa şu muhteşem cevabı vermiştir: “Evet, akan bir nehirde(n) bile abdest alıyor olsanız, gereğinden fazla kullanacağınız (her damla) su israftır.”[3] Peygamberimizin, “akan bir nehirde bile olsa” sözünden hareketle, onun israf konusundaki bu tutumunun yokluk ve kıtlıkla ilgili bir durum olmadığı anlaşılmaktadır. Rahmet peygamberi aslında bu sözüyle boş ve geniş imkanlara sahip olsak da ihtiyacımızdan fazlasını kullanmamamız gerektiğine vurgu yaparak, israf konusunda bir bilinç inşa etmeyi amaçlamıştır.

Değerli Müslümanlar!

Savurganlık, maddî imkânlarımızı yok ettiği gibi bizi yarınını düşünmeyen, sorumsuz ve disiplinsiz insanlar hâline de getirmektedir. Savurduğumuz şey sadece para-pul değil, aynı zamanda yok olup giden emeğimizdir, geleceğimizdir. Allah’ın ilahi düzenine inanan bir mümin, sadece kendini ve kendi ailesinin geleceğini düşünen bencil biri olamaz. Allah’a teslim olan bir Müslüman, dünya üzerinde yaşayan ve yüzyıllar sonra yaşayacak olan insanların, canlıların ve hatta tabiatın da geleceğini düşünmekle mükelleftir.

Bu vesileyle tüm insanlığa şu hakikati haykırıyoruz: Sorumlu, duyarlı ve vicdan sahibi her insan gibi yeryüzündeki imkanların, insanları yok etmek için değil, bilakis insanları yaşatmak için kullanılmasını arzu ediyoruz. Bizler savaş ve terörün yol açtığı maddi ve manevi israfların yerini, barış ve huzurun hâkim olduğu bir dünyaya bırakmasını istiyoruz.

Kardeşlerim!

Allah’ın israf edenleri sevmeyeceğini[4] hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım. Çöpe atılan her pirinç tanesiyle aslında bir çiftçinin aylarca verdiği emeği çöpe attığımızın farkında olalım. Kahvaltı tabağında dibini iyice sıyırmadığımız için çöpe giden her gram bal için bir arının ömrü boyunca ne büyük emek sarf ettiğini unutmayalım. Şayet israf konusunda yeterince bilinçli değilsek, bugünden itibaren daha duyarlı olmayan karar verelim. Hesap gününde bize verilen tüm imkanlardan sorguya çekileceğimizi[5] hatırımızdan çıkarmayalım.

Rabbim bizleri “Harcama yaptıkları zaman ne saçıp savururlar ne de cimrilik ederle; harcamaları bu ikisi arasında mâkul bir dengeye göre olur.”[6] ayetinde övgüyle bahsettiği o iyi kullarının arasına dahil eylesin.

Cumamız mübarek olsun.
 
--------------------------------------------------------------------------------------------------

 [1] En’âm, 6/141.

[2] Hâkim, Müstedrek, IV, 341.

[3] İbn Mâce, Tahâret, 48.

[4] Araf, 7/31.

[5] Tekasür, 102/8.

[6] Furkan, 25/67.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]