* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: İnsan Gösterişle Değil Samimiyetle Yücelir  (Okunma sayısı 312 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
İnsan Gösterişle Değil Samimiyetle Yücelir
« : Eylül 06, 2023, 02:32:51 ÖS »


İnsan Gösterişle Değil Samimiyetle Yücelir

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Aziz Mü’minler!

Her insan, sağlıklı bir hayat sürmeyi arzu eder. Bizleri çalışmaya mecbur eden şeylerden bir tanesi karnımızı doyurma ihtiyacı ise diğeri de hastalıklardan korunma arzusudur. Hepimiz, kendimizi güvende hissetmek ve hastalık risklerinden uzak ortamlarda yaşamak isteriz. Sağlığımızı korumak, Yüce Allah’ın bir emaneti olan bedenimizin üzerimizdeki hakkıdır çünkü…

Fakat insan sadece bedenden ibaret değildir. Bedenden daha esaslı ve ölmeyecek bir varlığa sahibiz. Ruhumuz da, beden gibi Yüce Allah’ın bir emanetidir bize. Bu sebeple, kişiliğimizi ve maneviyatımızı korumak ve kollamak da önemli bir sorumluluğumuzdur. Bedenimize ârız olabilecek mikrop ve virüslere karşı nasıl dikkatli olmamız gerekiyorsa, ruhumuza, karakterimize ve maneviyatımıza zarar verebilecek görünmez virüs ve mikroplara karşı da aynı dikkat ve hassasiyeti göstermek zorundayız.

Değerli Mü’minler!

Bilinmek, takdir edilmek insanın doğasında yer alan önemli bir duygudur. Fakat her şey gibi, terbiye edilmediğinde, bu doğal özelliğimizden çirkin ve zararlı bir hastalık ortaya çıkmaktadır: Gösteriş.  Gösteriş, basit bilinme ve takdir edilme isteğinden öte, bir kişilik bozukluğudur. Günümüz insanının, yani bizim, en fazla maruz kaldığımız hastalıklardan biri de maalesef budur.

Ne yazık ki, imaj ve görsellik, günümüzün hâkim kültürü haline gelmiş bulunmaktadır. Cemiyet hayatımız, gösteriş hastası insanlarla dolu. Sosyal medya ise içimizde şimdiye kadar gizli bir virüs olarak bekleyen bu karakterimizin kolayca ortaya çıkmasını sağladı. Artık nedense, yiyip içtiklerimizden herkesin haberdar olmasını istiyoruz. Oturduğumuz evleri, bindiğimiz arabaları herkesin gözüne sokma arzusuyla yanıp tutuşuyoruz.

Ancak sahip olduklarımızla övünürken, karakterimizin hızla çöküşe geçtiğini ise unutuyoruz. İnsanların gözünde itibarlı olmayı hayal ederken, önce kendi gözümüzde alçalıyoruz. En büyük itibar kaybını ise Cenab-ı Hakk katında yaşıyoruz. Çünkü O, bizim insanlara gösterdiğimizin arkasındaki gerçek yüzümüzü en iyi bilendir. O, içimizi de dışımızı da en iyi görendir.[1]

O, yaptıklarımızdan da yapmadıklarımızdan da en iyi haberdar olandır. Çünkü O, insana şah damarından yakındır[2] ve O, malımıza, mülkümüze, biçim ve suretimize değil,  sadece kalplerimize ve samimiyetle yapıp ettiklerimize bakar.[3]

Bundan dolayı değerimizin, büyük ölçüde, gösterdiklerimizde değil, sakladıklarımızda olduğunu unutmayalım.  Yüce Allah’ın “Kendinizi temize çıkarıp durmayın. O hanginizin gerçekten iyi olduğunu en iyi bilendir.”[4] uyarısını aklımızdan çıkarmayalım.

Değerli Mü’minler!

Çoğumuz göründüğümüz gibi değiliz aslında. Bu sebeple Kur’an-ı Kerim, olduğundan farklı görünmeye çalışan insanların, gerçekte, sadece ama sadece kendilerini kandırabileceğini ifade eder.[5]

İmajla edinilen itibarın ömrü uzun sürmez. Bireysel huzursuzlukları, duygusal tatminsizlikleri ve kişisel ihtirasları körükleyen gösteriş hastalığı; dinî ve ahlakî değerlerimizin de en büyük düşmanıdır. Çünkü gösteriş kültürü; diğerkâmlık, fedakârlık, alçakgönüllülük, hayâ, iffet ve sadakat gibi hasletleri değersizleştirerek toplumsal yozlaşma ve çürümeye yol açar. Bundan dolayı gösterişçilik, gerçekten ihmal edilmemesi gereken ciddi, tehlikeli ve bağımlılık yapan bir hastalıktır.

Ve her bağımlılık gibi, bunun da mutlaka tedavi edilmeye ihtiyacı vardır. Gösteriş hastalığının tedavisi samimiyettir; doğal yaşamaktır; içtenlik ve dürüstlüktür; Yüce Allah’ın bizi bizden daha iyi bildiğine yürekten iman etmektir; kalplerimize çeki düzen vermektir. Gösterişle ancak kendimizi kandırabileceğimizin farkına varmaktır; bu dünyadaki her iş ve sözümüzde ihlas ve samimiyet sınavından geçtiğimiz şuuruna ermektir; ikiyüzlülükten, gösteriş ve bencillikten uzak durarak sadece Rabbimizin güven ve hoşnutluğunu aramaktır.

[1] En’âm, 6/3.

[2] Kâf, 50/16.

[3] Müslim, Birr, 34.

[4] Necm, 53/32.

[5] Bakara, 2/8.


Sünnet-i Seniyye’ye İttiba ve İmam Buhârî

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

وَمَنْ يُطِـعِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَيَخْشَ اللّٰهَ وَيَتَّقْهِ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْفَٓائِزُونَ

وقال النبي صلى الله تعالى عليه وسلم:

تَرَكْتُ فِيكُمْ أَمْرَيْنِ لَنْ تَضِلُّوا مَا تَمَسَّكْتُمْ بِهِمَا كِتَابَ اللَّهِ وَسُنَّةَ نَبِيِّهِ.

Aziz Mü’minler!

Okuduğum hadis-i şerifte Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmaktadır: “Size iki şey bırakıyorum. Bunlara sıkı sıkıya sarıldığınız sürece doğru yoldan asla sapmazsınız. Bunlar Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim ve Rasûlünün sünnetidir.”[1]

Kıymetli Mü’minler!

Temel hadis kitaplarında yer alan bu hadis, tarih boyunca müslümanların hayatına yön veren ve istikametini belirleyen en önemli hadislerden biri olmuştur.

Aziz Mü’minler!

Bildiğiniz gibi, Rasûlüllah (s.a.s.), hayatta iken bir yandan her nazil olan ayeti vahiy kâtiplerine yazdırıyor, diğer yandan da her inen ayet çok sayıda hafız tarafından derhal ezberleniyordu. Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) vefatından bir süre sonra, çeşitli malzemeler üzerinde yazılı bulunan ve hafızların ezberinde olan Kur’an ayetleri Hazreti Ebubekir zamanında toplanarak bugün elimizde tuttuğumuz şekliyle Mushaf-ı Şerif haline getirildi. “Kur’an’ı biz indirdik. Onu koruyacak olan da biziz.”[2] ayet-i kerimesi de böylece tecelli etmiş oluyordu.

İnanıyoruz ki Kur’an-ı Kerim, ebedi bir hidayet kaynağı olarak insanlığı kıyamete kadar aydınlatmaya devam edecektir.

Değerli Mü’minler!

Efendimiz’in (s.a.s.) ikinci emaneti ise sünnetiydi. Müslümanlar için Rasûlüllah’a uymak Yüce Allah’ın kesin bir emridir. Bu emir Yüce Kur’an’ın pek çok ayetinde şöyle ifade edilmektedir:

“De ki: “Allah'a itaat edin, Peygamber'e de itaat edin. Eğer itaatten yüz çevirecek olursanız şunu bilin ki, O’nun sorumluluğu O’na, sizin sorumluluğunuz da size aittir. ...”[3]

“Kim Allah’a ve Rasûlü’ne itaat eder, Allah’tan korkar ve O’na karşı gelmekten sakınırsa, işte onlar ebedî kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.”[4]

“De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.”[5]

Aziz Mü’minler!

Rasûlüllah’a (s.a.s.) uymanın birinci yolu Yüce Kur’an’ın emirlerine sıkı sıkıya bağlanmaktır. İkinci yolu ise, Yüce Kur’an’ı en güzel şekilde açıklayan, sözleri ve davranışlarıyla da onu uygulayan, Hazreti Âişe’nin ifadesiyle ahlakı ve yaşayışı Kur’an olan Efendimiz’in (s.a.s.) sünnetine ittibâ etmektir.

Bunun için de Efendimiz’in (s.a.s.) sözlerinin ve davranışlarının da Kur’an-ı Kerim gibi bir araya getirilmesi gerekiyordu. İşte İslam tarihinde, bu büyük ve tarihi vazifeyi ifa eden de muhaddisler olmuştur.

Muhaddislerin çalışma alanı Hazreti Peygamber’e nispet edilen rivayetlerdir. Tarih boyunca yüzlerce, hatta binlerce muhaddis, Efendimiz’den (s.a.s.) gelen nebevî mesajın en doğru şekilde günümüze intikal etmesi için olağanüstü bir gayret ortaya koymuşlardır. Büyük hadis imamları, kendilerine ulaşan bir rivayeti, haftalar hatta aylar süren zorlu ve meşakkatli yolculuk şartlarına rağmen, bizzat kaynağına gitmeden ve kendilerine hadisi rivayet eden kişinin doğruluğunu ve güvenilirliğini teyid etmeden almamışlardır.

Sünnet-i Seniyye, yani Hazreti Peygamber’in (s.a.s.) nebevî mirası, bize böylesine büyük bir fedakârlık ve gayretin neticesinde ulaşmıştır.

İşte bu büyük hadis âlimlerinden biri de İmam Buharî’dir. İmam Buharî, 60 yıllık hayatında, Hazreti Peygamber’e ait bir sözü bizzat kaynağından duyup öğrenmek için onbinlerce kilometre yol kat etmiş, döneminin başta Hicaz bölgesi olmak üzere, Bağdat ve Basra gibi önemli ilim merkezlerinde büyük hadis âlimlerinden istifade ederek binlerce hadis-i şerifin bize intikal etmesini sağlamıştır. Kur’an-ı Kerim’den sonra en sağlam ve güvenilir kaynak olarak kabul edilen eser olan Sahîhu’l-Buhârî adlı hadis külliyatı da işte bu büyük hadis âlimine, Muhammed b. İsmail el-Buharî’ye aittir.

Hayatları ve rahatları pahasına Hazreti Peygamber’in (s.a.s.) sünnet-i seniyyesinin bize intikal etmesini sağlayan ve dünyada eşi-benzeri olmayan bir ilim geleneğini bizlere miras bırakan bütün hadis âlimlerine minnet ve şükran borçluyuz.

Mîlâdî 1 Eylül 870 tarihinde, böyle bir Cuma gününde toprağa verilen İmam Buharî’ye ve bu ilim geleneğine hizmet etmiş bütün âlimlerimize Yüce Rabbimden gani gani rahmetler niyaz ediyorum. Ruhları şâd olsun, mekânları cennet olsun. Cumamız mübarek olsun.

[1] İmam Malik, Muvatta’, Kader, 3.

[2] Hicr, 15/9.

[3] Nûr, 24/54.

[4] Nûr, 24/52.

[5] Âl-i İmrân, 3/31.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]