* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: İslam Kadına Merhameti Emreder  (Okunma sayısı 97 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
İslam Kadına Merhameti Emreder
« : Aralık 15, 2021, 01:24:33 ÖS »
İslam Kadına Merhameti Emreder

Değerli Mü’minler!

Cenab-ı Hakk’ın 99 güzel isminden biri Rahîm’dir.  Anne karnında 9 ay boyunca gelişerek insan sûretine büründüğümüz ilk yurdumuzun adı da rahimdir.   Bu,  yaradılışımızın merhametle başlayıp merhametle sona erdiğini ve her kadının Allah’ın rahmet ve merhametinin tecelligâhı olduğunu gösterir.  Gerçekten merhamet, şefkat, sevgi ve fedakârlığın en büyük kahramanıdır kadın. Zarafet ve güzelliğin kaynağında kadının eli vardır. İşte bu yüzden yüce dinimiz, kadına merhameti emretmiş, ona büyük bir değer vermiş ve onu her türlü saygıya ve hürmete layık görmüştür.

Kardeşlerim!

İslam dininde kadın; eğitim, eş seçimi, mülk edinme, ticaret yapma ve ibadet gibi hayatın her alanında hak sahibi kılınmıştır. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’e baktığımızda, kadınlarla erkeklerin hem insan olma hem Allah’ın kulu olma hem de dinî hak ve sorumluluk bakımından eşit tutulduğunu görmekteyiz.[1] Yüce dinimiz, kadını erkeğe, erkeği kadına emanet ederek onların hak ve yükümlülükler bakımından birbirlerine karşı sorumlu olduklarını ortaya koymuştur.[2] Nitekim hutbemin başında okuduğum ayet-i kerimede şöyle buyurulmaktadır: “Ey insanlar! Sizi bir tek canlıdan yaratan, ondan eşini var eden ve her ikisinden pek çok kadın ve erkek meydana getiren Rabbinize karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun. [...] Allah'a karşı gelmekten ve yakınlarınızın haklarını ihlal etmekten sakının. Şüphesiz Allah, sizi daima gözetlemektedir.”[3]

Kardeşlerim!

Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) kadını ve erkeği “bir bütünün birbirini tamamlayan iki eşit parçası”[4] olarak tanımlamış olması da okuduğum ayet-i kerimeyi en güzel şekilde tefsir etmektedir. Nitekim Bakara sûresinin 187. ayetinde de “Kadınlar, sizin için bir elbise, siz de onlar için bir elbisesiniz.” buyurularak kadının ve erkeğin birbirlerinin koruyucusu, kollayıcısı ve tamamlayıcısı olduklarına işaret edilmiştir.

Abdullah b. Ömer’in “Kur’an-ı Kerim nâzil olurken, hakkımızda kınayıcı bir ayetin inmesinden korktuğumuz için kadınlara ‘öf!’ bile demekten çekinir olmuştuk.”[5] ifadesi vahiy sürecinin kadınları nasıl bir koruma altına aldığını göstermesi bakımından oldukça ilgi çekicidir.

Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s.) kadınlarla ilgili bizleri şöyle uyarmaktadır: “Ey insanlar!  Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah‘tan korkmanızı tavsiye ederim.  Siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve onları kendinize Allah’ın emriyle helal kıldınız. Biliniz ki, sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır.”[6] "Kadınlara ancak kerîm olanlar iyi ve güzel davranır; onlara kötülük edenler ise gerçekten leîm, yani kötü kişilerdir."[7]

Öyleyse Kardeşlerim!

Geliniz, “En hayırlınız, kadınlara karşı en güzel davrananınızdır.”[8] buyurarak kadınlara karşı iyi muameleyi bir hayır ve güzellik yarışına dönüştüren Sevgili Peygamberimiz’e lütfen kulak verelim.

-------------------------------------------------------------------------------
 
[1] Âl-i İmrân, 3/195; 9/71; 49/13.

[2] Bakara, 2/187.

[3] Nisa, 4/1.

[4] Ebû Dâvûd, Tahâret, 94.

[5] Buharî, Nikâh, 80.

[6] Tirmizî, Radâ, 11.

[7] Ebû Dâvûd, Edeb 6.

[8] Tirmizî, Radâ, 11.

Allah Haddi Aşanları Sevmez



Değerli Kardeşlerim!

Yüce Allah, insanın ferdî ve toplumsal hayatı ile ilgili ilkeler, kurallar, emirler ve yasaklar koymuştur. Kullarına elçiler göndermek suretiyle nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini de göstermiştir.  Bu çağrıya kulak verilmemesi halinde ise, hem bu dünyada hem de öbür dünyada insanı bekleyen sonuçlarıyla alakalı uyarılarda bulunmuştur [1]

Allah’ın koyduğu emir ve yasakların özüne bakıldığında görülecektir ki, bütün emir ve yasaklar bizim hem bu dünyamız hem de ahiret hayatımız için faydamıza olan şeylerdir. Çünkü bizi yaratan, bizi bizden daha iyi bilmektedir.  Bu sebeple, insanın bu sınırlar içerisinde kalması en doğru yol olarak görülmektedir.

Değerli Kardeşlerim!

Günümüzdeki problemlere dikkatlice bakıldığında, pek çoğunun kural ve ilke tanımamaktan ileri geldiğini görürüz.  Bakınız: Mesela, çağımızın hastalığı olan obezite, aşırı yemenin ve midenin sınırlarının zorlanması sonucu ortaya çıkan bir problem değil midir? İşlenen cinayetler, hırsızlıklar ve benzeri haksızlıklar insanların nefislerine ve hırslarına yenilmeleri ve haddi aşmaları neticesi değil midir? Nice kavga ve düşmanlıklar, dilimizin sınırlarını zorlayarak ağzımızdan çıkardığımız kötü ve uygunsuz sözlerin sonucu değil midir?  İşte böyle, sosyal ve dinî hayatımızla ilgili kuralları ihlal ederek ve sınırlarımızı aşarak maalesef dünya ve ahiret saadetimizi kaybediyoruz.

Değerli Müslümanlar!

Haddi aşanlardan olup olmadığımızı nasıl bileceğiz?  Hayatımızı hangi ölçülere göre yaşarsak sınır ihlali yapmamış oluruz? Bu ve benzeri sorulara verilebilecek en doğru cevap şudur: Helal ve haram bilincimizi koruyarak, ancak dengeli, uyumlu ve mutlu bir hayat sürdürebiliriz. Yüce Rabbimiz; “Peygamber mü’minlere iyiliği emreder, kötülüğü ise yasaklar; Aynı şekilde onlara temiz şeyleri helal, pis ve murdar şeyleri de haram kılar.”[2] buyurmaktadır. Sevgili Peygamberimiz’in bizlere gösterdiği yoldan gittiğimizde haddi aşmamış ve bize zarar veren her şeyden korunmuş olacağız.

Değerli Kardeşlerim!

Tüm bu uyarılara rağmen haddi aşanlar için de Rabbimiz yine engin rahmet kapısını ardına kadar açarak; “Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir”[3]buyurmuştur. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.s) de işlenen günah ve yapılan hatalardan pişmanlık duyup tevbe edenler için, hutbelerimizde de her zaman okuduğumuz, şu müjdeyi vermiştir: “Günahından tövbe eden kimse, hiç günah işlememiş gibidir.”[4] Büyüklerimiz de “Zararın neresinden dönülse kârdır.” diyerek hata ve günahta ısrar etmememiz ve gecikmiş bile olsak yanlıştan bir an önce dönmemiz gerektiğini ifade etmişlerdir.

Ya Rabbi, bizleri haddi aşanlardan eyleme. Haddi aştığımızda da hata ve günahında ısrar etmeyen, tevbe eden ve tevbesi kabul olunan kullarından eyle!

Âmin.

-----------------------------------------------------------------------------
 
[1] Taha, 20/127.

[2] A'râf, 7/157.

[3] Zümer, 39/53.

[4] İbn Mâce, Sünen, Zühd, 30.

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]