* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Allah’ın Hangi Nimetlerini İnkâr Edebiliriz  (Okunma sayısı 106 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
Allah’ın Hangi Nimetlerini İnkâr Edebiliriz
« : Şubat 16, 2022, 10:56:49 ÖÖ »
Allah’ın Hangi Nimetlerini İnkâr Edebiliriz

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Aziz Mü’minler!     

Kur’an-ı Kerim’in 55. suresi Rahman suresidir. Pek çoğumuzun ezbere bildiği bu surede, Cenab-ı Hakk’ın sonsuz kudreti ve kullarına olan sayısız nimet ve ihsanı anlatılır. Sure, Cenab-ı Hakk’ın ‘Er-Rahman’ ismiyle başlar. Böylece, bütün nimetlerin Cenab-ı Hakk’ın kullarına olan merhametinin bir göstergesi olduğuna işaret edilmiştir.

78 ayetten oluşan bu surenin dikkat çeken en önemli özelliği “Rabbinizin hangi nimetlerini inkâr edebilirsiniz!” ayetinin 31 defa tekrarlanmış olmasıdır. Bu ayetin bir başka surede görülemeyecek bir sıklıkla bu kadar fazla tekrarlanması, herhalde, insanın nimet karşısındaki temel zaafına işaret etmek içindir:

Bu zaafımız da nankörlük, yani kadir-kıymet bilmezlik ve şükürsüzlüktür.

Kardeşlerim!

Nimeti bilmek ve nimeti verene şükretmek insanî ve İslamî olgunluğun en önemli göstergelerindendir. Sevgili Peygamberimiz’i ayakları şişinceye kadar ibadete yönlendiren işte bu Allah’a şükretme duygusudur. Nitekim “Neden ibadet için kendini bu kadar yoruyorsun, yâ Rasûlallah?” diye soran Hazreti Âişe’ye Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle cevap vermişlerdi: “Şükreden bir kul olmayayım mı, ey Âişe?”[1]

Kıymetli Kardeşlerim!

Bir ayet-i kerimede; “Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız, elbette, onları sayamazsınız. [2] buyurulmaktadır.

Cenab-ı Hakk’ın sayısız nimetleri karşısında insana düşen ise elbette nankörlük etmemektir. Bu nimetleri, Rabbimizin rızasına muvafık kullanırsak şükretmiş oluruz. Nankörlük ise bu nimetleri yaratılış gayesinin dışında ve ilahî iradeye uygun olmayacak şekilde kullanmaktır.

Mesela akıl bir nimet, tefekkür etmek onun şükrüdür. Kalp bir nimet, kalbin Allah’ı sevmesi ve insanlara muhabbet beslemesi şükürdür.

Zenginlik bir nimet, zekât ve sadaka vermek ise onun şükrüdür. Göz bir nimet, insanların kusurunu görmemek şükürdür. Kulak bir nimet,  kötü şeyleri duymamış olmak şükürdür. Sağlık bir nimet, bedenî ibadetler onun şükrüdür. Evlat bir nimet, onun Allah’a layık bir kul olarak yetişmesine özen göstermek şükürdür.

Modern dünyanın bize dayattığı ve İslam’ın temel ahlakî ve sosyal değerleri ile taban tabana zıt olan her türlü bencillik, hırs, aşırı tüketim şımarıklığından kurtulmak ve bizi kulluğumuzdan uzaklaştıracak bu problemlerle baş edebilmek ancak İslam’ın sunduğu ahlak sınırlarını muhafaza edebilmek ve şükür insanı olabilmekle mümkündür.

Hutbemi Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in şu güzel duası ile bitirmek istiyorum: “Allah’ım! Seni layıkıyla anıp zikretmek, nimetlerine şükretmek ve Sana lâyık ibadet etmek hususunda bizlere yardım eyle.”[3]

Amin.

------------------------------------------------

[1] Buhâri, Teheccûd, 6.

[2] İbrahim, 14/34.

[3] Ebû Dâvûd, Vitr, 26.

ŞEYTAN APAÇK DÜŞMANINIZDIR

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Muhterem Mü’minler!

Hazreti Âdem’in yaratılışı ile başlayan şeytanın insanla olan mücadelesi A’raf suresinin 11 ilâ 17. ayetlerinde şöyle anlatılır: “Şüphe yok ki, sizi biz yarattık ve size şekil verdik; sonra da meleklere, “Şimdi Âdem’e saygıyla eğilin!” diye emrettik. İblîs (adı verilen şeytan) dışında bütün melekler saygıyla eğildiler. Sadece o, saygıyla eğilenler arasında yer almadı.  Allah, "Sana emrettiğim halde seni Âdem’e saygı ile eğilmekten alıkoyan nedir?" diye sordu. (Şeytan) "Çünkü ben ondan üstünüm. Beni ateşten, onu ise topraktan yarattın." diye cevap verdi.   Allah, "Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamak haddine değil! Defol git! Çünkü sen aşağılıklardansın!" dedi.  Şeytan dedi ki: "(Öyle ise) bana insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver."  Allah da, "İstediğin süre sana verilecek!" dedi.  Şeytan dedi ki: "(Öyle ise) beni bu şekilde cezalandırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de insanları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerine oturacağım. Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve göreceksin ki, onların çoğu şükredenlerden olmayacak."[1]

Şeytanın bu düşmanlığına karşı ise Cenab-ı Hakk, bizleri şöyle uyarır:

“Ey insanlar! Allah’ın verdiği söz gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın, o aldatma ustası şeytan da Allah'ın affına güvendirerek sizi kandırmasın. Şüphe yok ki şeytan sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman bilin. Çünkü o kendisine uyacaklara yakıcı ateşin mahkûmlarından olsunlar diye çağrıda bulunur.”[2]

Kardeşlerim!

Şeytanın hileleri çeşit çeşittir. Öncelikle bilmeliyiz ki, şeytan insanı çoğu zaman görünürde kötü olan bir şeye davet etmez.

Aksine davet ettiği her kötülüğü sevimli hale getirir. Onu süsler ve insana iyi ve güzel gösterir. Şeytanın Hazreti Âdem’in cennetten çıkarılış hikâyesinde de aynı yolu takip ettiğini görüyoruz. Bu olay Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılır “Hani Allah “Ey Âdem! Sen ve eşin cennette yerleşip dilediklerinizden yiyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın! Sonra zalimlerden olursunuz.“ buyurmuştu da şeytan, onlara fısıldayıp kafalarını karıştırarak “Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî yaşayanlardan olursunuz diye yasakladı. Ben gerçekten sizin iyiliğinizi isteyenlerdenim.” diye de yemin etmişti.”[3]

Kardeşlerim!

Kur’an-ı Kerim’in, dikkatlerimizi özellikle bu olaya çekmeye çalışması tesadüfi değildir. Çünkü insanın yasak ağaçla olan imtihanı dünyada da devam etmektedir. Ağaç değişse de imtihan aynıdır ve şeytan insanın zafiyetlerini kullanarak, günah ağaçlarını süsler ve atasının cennetten çıkmasına sebep olduğu gibi, nesillerinin de cennete girmesini engellemek ister. İnsanı Allah’a kulluktan alıkoyan her şey şeytan için büyük bir fırsat, insan için telafisi zor büyük bir kayıptır.

Şeytan insan tabiatında yer alan duyguları istismar etmeyi de çok iyi bilir. Su-i zan, şüphe, kıskançlık, hased gibi kötü duyguları adeta birer tohum gibi kalplere ekerek insanları birbirine düşürmeye çalışır: Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur: “Kullarıma söyle: Birbirlerine karşı güzel ve doğru konuşsunlar. Çünkü şeytan gerçekten aralarını bozmak ister. Şüphe yok ki, o, insanın apaçık düşmanıdır.“[4]

Şüphesiz şeytan, içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin düşürmek ve böylece sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister.“[5]

Kardeşlerim!

Yüce Allah, şeytana ve hilelerine karşı bizleri uyarırken önemli bir hususa da dikkatimizi çeker. O da şudur: Şeytan ancak zayıf karakterli ve zaten kötülüğe meyilli insanlar üzerinde etkili olabilir. Nahl suresinde bu gerçek şöyle ifade edilmektedir: “Gerçek şu ki; şeytanın, iman etmiş olan ve rablerine dayanıp güvenenler üzerinde bir hâkimiyeti olamaz.  Şeytanın hâkimiyeti ancak onu kendilerine dost edinenler üzerinde geçerlidir.“[6]

Nitekim şu Covid 19 pandemi sürecinde tecrübe ettik ki, virüs; zayıf ve sağlıksız bünyeler üzerinde daha fazla etkili olmaktadır. Şeytanın insan üzerindeki etkisi de işte böyledir. Fırsat kollayan virüsün bizi ele geçirmesine, dengeli beslenerek, sağlıksız ortamlardan uzak durarak müsaade etmemek nasıl bizim elimizdeyse, irademizi güçlü tuttuğumuz, kalbimizi ve fikrimizi iyi ve güzel şeylerle meşgul ettiğimiz oranda da şeytanın hile ve telkinlerinden kendimizi muhafaza edebileceğimiz gerçeğini aklımızdan ve gönlümüzden çıkarmamalıyız.

----------------------------------------------

[1] A’râf, 7/11-17.

[2] Fâtır, 35/5-6.

[3] A’râf,7/19-21.

[4] İsrâ, 17/53.

[5] Mâide, 5/90-91.

[6] Nahl, 16/99-100.

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]