İslam’ın Beş Temel Hedefi
يَا اَيُّهَا الَّذينَ امَنُوا لَا تَاْكُلُوا اَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ اِلَّا اَنْ تَكُونَ تِجَارَةً عَنْ تَرَاضٍ مِنْكُمْ وَلَا
تَقْتُلُوا اَنْفُسَكُمْ اِنَّ اللّهَ كَانَ بِكُمْ رَحيمًا.
Kıymetli Kardeşlerim!
İslam dininin, insanı bütün mahlukattan üstün tutması, Allah’ın insana verdiği değeri gösterir. İnsanın dinini, aklını, canını, malını ve neslini korumak İslâm dininin temel hedefidir. İnsan ve toplum açısından birinci dereceden sorumluluk alanına giren bu haklar ihlal edildiği zaman hem kendi güvenliğimiz hem de toplumsal huzurumuz tehdit altındadır.
İnsanı insan yapan en önemli özelliklerin başında akıl gelir. İnsan, dünya ve ahiret mutluluğunu bu vasıtayla kazanır. Onun için dinimiz, insanın aklını korumak için bir takım tedbirler almıştır.
İslâm, aklı devamlı veya geçici olarak işlemez hale getiren, muhakeme kabiliyetini körelten ve zihni uyuşturan her çeşit uyuşturucuyu, sarhoşluk veren bütün maddeleri ve alkollü içkileri yasaklamıştır.
Değerli Müminler!
Toplumun güven ve huzuru için hayati öneme sahip olan “mal ve can güvenliği”nin korunması da İslam’ın temel hedeflerindendir.
Cenab-ı Hak hutbemizin başında okuduğumuz ayette şöyle buyurur: “Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda bâtıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle olursa başka. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir.”1
Ayette ifade edilen meşru olmayan kazanç; kumar, hırsızlık, gasp, rüşvet, faiz, yalan, hile, aldatma, fuhuş gibi her türlü din ve ahlâk dışı yollarla elde edilen servettir. Peygamberimiz: "Öyle bir devir gelecek ki, insanoğlu, aldığı şeyin helalden mi, haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak."2 hadisiyle ahir zamandaki bu hastalığa işaret etmekte ve bizlere şu tavsiyede bulunmaktadır:
“Ey insanlar! Allah’a karşı gelmekten sakının, rızkı güzel bir şekilde kazanın, çünkü hiçbir kimse biraz gecikse bile, rızkını tamamen almadıkça ölmeyecektir. Helâl olanı alın, haram olanı bırakın”3
Canın korunması hakkında Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın öldürmesini haram kıldığı cana kıymayın..”4 “Kim bir mümini kasten öldürürse cezası, içinde ebedî kalacağı cehennemdir…”5 "Her kim bir insanı öldürürse sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur ve her kim de bir insanın hayatını kurtarırsa sanki bütün insanları kurtarmış gibi olur…"6
Bu hususta Efendimiz (a.s.) ise şöyle buyurmuştur: “Bir mü’minin öldürülmesi, Allah katında dünyanın yok olmasından daha büyük bir günahtır.”7
Değerli Kardeşlerim!
İslam, neslin korunması hususunda ise nikahı emretmiş; “Zinaya yaklaşmayın” uyarısıyla her türlü nikahsız birlikteliği yasaklamış ve geçmişte şehvet azgınlıkları yüzünden azaba uğramış ve yok olmuş kavimleri ibret için bizlere haber vermiştir.
“Her dinin bir karakteri vardır, İslam’ın karakteri ise hayadır!”8 “Haya imandandır”9 ifadeleriyle haya sahibi müminler olmamızı tavsiye eden Efendimiz (a.s.), hayasızlık ve zinanın yaygınlaşmasının kıyametin bir habercisi olduğunu vurgulamıştır.
İslam’ın temel hedeflerinden birisi de dinin korunmasıdır. Din duygusu insanda doğuştan gelen fıtri bir duygudur. Nasıl ki nefes almamak maddi ölüm alameti ise, Rabbimizden uzak imansız kalmakta manevi ölüm alametidir. Bedenimiz nefessiz kalırsa ölür, ruhumuz ise imansız ve ibadetsiz kalırsa ölür.
Hz. Mevlana’nın şu güzel ifadesiyle hutbemizi tamamlayalım: “«–İman nedir?» diye aklıma sordum. Akıl, kalbimin kulağına eğilip şöyle fısıldadı: «–İman, edepten ibarettir.»”
Muhammed Baki TUNCEL.