Mü’min Seven ve Sevilendir – VAAZ
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللهُ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: اَلْمُؤْمِنُ يَأْلَفُ وَيُؤْلَفُ، وَلَا خَيْرَ فِيمَنْ لَا يَأْلَفُ وَلَا يُؤْلَفُ
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Mümin; seven ve sevilen kimsedir. Sevmeyen ve sevilmeyende hayır yoktur.”1
Peygamber Efendimiz (s.a.s), mümini tarif ediyor, olgun Müslümanı ifade ediyor ve biz ümmetine bir hedef koyuyor: Seven insan olun. Nefret eden, dışlayan, beğenmeyen olmayın. Muhabbet eden, kucaklayan, hoş gören olun. Sevdiğiniz gibi sevilen olmak için de gayret edin. Değer verilen, yokluğunda aranan, varlığında ortama huzur katan olun. İnsanların sevmediği, itibar etmediği bir kimse olmayın.
Seven ve sevilen deyince tabi ki akla ilk Peygamber Efendimiz (s.a.s) gelir. O hemen sevilen, hem de en sevendir. Hadis-i şerifi daha iyi anlayabilmek için Rasûlullah Efendimizin hayatından bazı misallere bakalım ve sevmek-sevilmek ne anlama gelir öğrenmeye çalışalım.
Seven insan sevdiğini söylemelidir
Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadislerinde “Din kardeşini seven, ona sevdiğini bildirsin” buyurmaktadır.2
Bir keresinde Peygamberimizin huzurunda bir adam vardı. Bir başkası da oraya uğrayıp geçti. Efendimizin yanındaki adam “Ey Allah’ın Rasûlü! Ben bu kişiyi gerçekten seviyorum.” dedi. Rasûl-i Ekrem (s.a.s) “Sevdiğini ona söyledin mi?” buyurdu. Adam “Hayır.” deyince Hz. Peygamber (s.a.s) “Ona söyle.” buyurdu. Adam kalkıp o şahsın arkasından yetişti ve “Ben seni Allah için seviyorum.” dedi. O da: “Beni kendisi için sevdiğin Allah da seni sevsin.” karşılığını verdi.3
Rasûlullah Efendimiz (s.a.s) sevdiğini söylemekten çekinmezdi. O bir defasında Muâz b. Cebel’in elini tutmuş ve şöyle buyurmuştu: “Ey Muâz! Vallahi ben seni gerçekten seviyorum. Ey Muaz sana her namazın sonunda: ‘Allah’ım! Sen’i anmak, Sana şükretmek ve Sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et!’ duasını hiç bırakmamanı tavsiye ediyorum.”4
Zikredilenlerden anlıyoruz ki, seven insan sevdiğini söylemeli, bu güzel sünneti terk etmemeli, “canım ne gerek var zaten sevdiğimi bilmiyor mu” dememeli. Din kardeşimize sunacağımız en kolay ve en güzel hediye hiç şüphesiz kendisini sevdiğimizi ifade etmektir. Sevdiğini ifade eden müminin sevgisi karşılıksız kalmayacaktır. Bu sayede seven ve sevilen olacaktır.
Seven sevdiğini önemser
Peygamber Efendimiz (s.a.s) ashabını çok sever ve sevgisinin doğal sonucu olarak da onları önemser ve onlara değer verirdi. Ondan bir şey istendiği zaman asla “yok” demezdi.5
Acı ve tatlı günlerinde onlarla beraber olurdu. Cenazelerine katılır, düğünlerinde bulunurdu. Efendimizin ilgi ve alakası ashaptan bir kısmıyla sınırlı değildi. O, Hz. Ebû Bekir’e yakınlık gösterdiği gibi sıradan birine de değer verirdi.
Mescid-i Nebevî’yi devamlı olarak süpüren zenci bir kadın vardı. Bir ara Rasulullah (s.a.s) onu göremedi. Merak ederek sordu. Sahabiler “Öldü.” dediler. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.s); “Bana haber vermeniz gerekmez miydi?” diye buyurdular. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), bu durumdan hoşlanmadı ve “Bana kabrini gösterin.”diye buyurdular. Sahabe O’na kadının kabrini gösterdi ve kadının kabri üzerine cenaze namazı kıldı ve dua etti.6
Seven sevdiğine dua eder
Seven insan sevdiklerinin hep iyi olmasını ister. Yanlarında iken onlara yardım ettiği, alaka gösterdiği gibi gıyabında da dua eder. Peygamber Efendimiz (s.a.s) “Bir müslümanın, yanında bulunmayan din kardeşine yapacağı dua kabul olunur. Bir kimse din kardeşine hayır dua ettikçe, yanında bulunan görevli bir melek ona, ‘duan kabul olsun, aynı şeyler sana da verilsin’ diye dua eder”7 buyurmakla duaya teşvik etmektedir. Rasûl-i Ekrem (s.a.s) de sık sık ashabı için dua ederdi.
Babası, Abdullah b. Abbas doğunca onu Hz. Peygambere götürmüş, Rasûlullah (s.a.s.) de onu kucağına alarak “Allah’ım! Onu dinde fakih kıl. Kitabın açıklamasını ona öğret.” diye dua etmişti.8
Bir başka seferinde de Enes b. Mâlik için “Allah’ım! Onun malını ve evlâdını çoğalt. Ona ihsan ettiğin nimetlere bereket ver.” diye dua etmiştir.9
Bunların dışında Sa’d b. Ebî Vakkâs’a “Allah’ım, onun duasını kabul eyle.”10 Hz. Ali’ye “Allah’ım, soğuk ve sıcağın zahmetini ona gösterme.”11
Hz. Fâtıma için “Allah’ım ona açlık yüzü gösterme.”12
Gibi dualar etmiştir. Öte yandan Efendimiz Kays b. Zeyd’in başına elini koyup, mesh edip dua etmiş, o duanın bereketiyle, yüz yaşına girdiği vakit, bütün başındaki saçları beyazladığı halde Allah Rasûlü’nün elini koyduğu yer siyah olarak kalmıştı.13
Rasûlullah Efendimizin etmiş olduğu pek çok dua ve bu duaların tecellileri hadis kitaplarında yer almaktadır.
Bugün bizler, hadiste belirtilen “seven mümin nasıl olur”a cevap olarak üç maddede özetlemeye çalıştığımız başlıkların neresindeyiz. Şu soruları kendimize soralım:
En son hangi kardeşimize onu sevdiğimizi söyledik?
Etrafımızdaki kardeşlerimizin kaç tanesiyle ilgilendik? Veya ilgi-alaka gösterdiğimiz kaç insan var?
Kaç tane kardeşimizin gıyabında dua ediyoruz? Ya da kaç tanesinin yüzüne karşı duada bulunduk?
Bu soruların cevapları seven insan olup olmadığımızı gösterecektir. Sevmeden de sevilen insan olamayız. Din kardeşinin yüzüne karşı onu sevdiğini söyleyen, onlar için dualar eden ve tanıdığı her bir kimse ile ilgilenen bir müminin sevilmemesi düşünülemez. O takdirde sevmenin gereklerini yerine getirdiğimizde aynı zamanda sevilen bir insan da olmuş oluruz ki bu da bizi Efendimizin kendisinde hayır gördüğü bir mümin yapar. İdrak eden için ne büyük şeref!
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
1 Hâkim, el-Müstedrek, 1/53; Bezzâr, Müsned, 15/349; Taberânî, el-Evsat, 6/58; Beyhakî, Şuabu’l-îmân, 10/441.
2 Ebû Dâvûd, Edeb 113; Tirmizî, Zühd 54.
3 Ebû Dâvûd, Edeb 113.
4 Ebû Dâvûd, Vitr 26; Nesâî, Sehv 60.
5 Buhârî, Edeb 39; Müslim, Fezâil 56.
6 Buhârî, Mesâcid 41; Müslim, Cenaiz 71.
7 Müslim, Zikir 87, 88.
8 Buhârî, Vudû 10; Müslim, Fadailu’s-Sahâbe 138.
9 Buhârî, Daavât 19, 26, 47; Müslim, Mesâcid 268; Fedâilü’s-Sahâbe 141, 142, 143.
10 Tirmizî, Menâkıb 27.
11 İbn Mâce, Mukaddime 11.
12 Taberânî, el-Evsat, 4/210.
13 Kadı İyaz, Şifa, 1/334.