* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: ALLAH AÇIĞI DA GİZLİYİ DE BİLİR  (Okunma sayısı 728 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
ALLAH AÇIĞI DA GİZLİYİ DE BİLİR
« : Mart 22, 2017, 09:27:06 ÖS »
ALLAH AÇIĞI DA GİZLİYİ DE BİLİR

Değerli Müminler!

Rabbimiz Allah, biz kullarını her an gözetlemektedir. İyi-kötü yaptıklarımızdan haberdardır. Çünkü Allah açığı da gizliyi de bilir.

Bu gerçek Lokman suresinde şu şekilde ifade edilmektedir: “…Şüphesiz yapılan iş bir hardal tanesi ağırlığında olsa ve bir kayanın içinde yahut göklerde ya da yerin içinde bile olsa, Allah onu çıkarır getirir. Çünkü Allah en gizli şeyleri bilendir, her şeyden hakkıyla haberdar olandır.”1

Peygamber efendimiz (s.a.s) de: “İhsan, Allah'ı görür gibi ibadet etmendir. Sen O'nu görmüyor olsan da O seni görmektedir…”2

Hadisiyle, kişinin kulluk görevini yerine getirirken her an Allah’ın gözetiminde olduğu gerçeğini bizlere ifade etmiştir.

Aziz Müminler!

Allah her an bizimle beraberdir. Bu durum Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerimdeki şu ayetlerle açık bir şekilde ifade edilmektedir: “Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz ona şah damarından daha yakınız.”3

“Onlar, bizim onların sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmeyeceğimizi mi sanıyorlar?”4

“(Habibim!) De ki: 'İçinizdekileri gizleseniz de açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerde ve yerde olanları da bilir.”5

Bize düşen görev, Rabbimizin her an bizimle beraber olduğunu unutmamaktır. Sorumlu davranmaktır.

Bir insan kendini gören birileri varken haramlardan uzak duruyor ama yalnız başına olduğu zaman bu haramları işleyebiliyorsa bu ayetleri bir daha okumalı ve kendine: Ey Nefsim! Sen Allah’ın her an seni gördüğünü ve nerede olursa olsun yaptıklarından hesaba çekeceğini bilmez misin? diye seslenmelidir.

O halde Kıymetli Kardeşlerim!

Allah’ın bizi her an gördüğüne ve gizli açık söylediklerimizi bildiğine inanmış kimseler olarak söz ve davranışlarımızda dürüst olmalıyız.

Nerede olursak olalım iyilik ve dürüstlükten asla ayrılmamalıyız. Hesabını veremeyeceğimiz söz ve davranışlardan uzak durmalıyız.

Rabbimizle irtibatımızı sağlayan ibadetlerimizi güzel yapmalıyız. Güzel konuşmalı, güzel davranmalı, işlerimizi de güzel yapmalıyız.

İnsanlarla ilişkilerimizde adalet, cömertlik, nezaket, güven ve hoşgörü gibi karşımızdaki insanlara huzur veren güzel ahlakımızla herkese örnek olmalıyız.

Ancak bu şekilde dinimizi yaşadığımızda gerçek anlamda imanın ve İslam’ın tadını almış oluruz.

 ---------------------------------------------------------

1 Lokmân, 31/16.
2 Buhârî, Tefsîr, 2.
3 Kâf, 50/16.
4 Zuhruf, 43/80.
5 Âl-i İmrân, 3/29.

 İSLAMDA KADIN


 Kıymetli Mü’minler!

Yüce Allah, kâinatın en şerefli varlığı olan insanı, tek bir özden yaratmıştır.

İnsan olma onur ve sorumluluğunu hem kadına hem de erkeğe yüklemiştir. Sahip oldukları bu sorumluluk ve değer açısından kadın ve erkek, Rabbimiz nezdinde aynıdır, eşittir.

Nitekim Yüce Rabbimiz: “Erkek veya kadın, kim mü’min olarak iyi bir iş yaparsa, elbette ona güzel bir hayat yaşatacağız ve onları yaptıklarının en güzeli ile mükâfatlandıracağız.”[ii] buyurmaktadır.

Dolayısıyla kadınıyla erkeğiyle bütün insanlar, Allah’ın kuludur. Önemli olan bu kulluğun farkında olmak, karşılıklı görev ve sorumluluk bilinciyle hayatı yaşamaktır.

Peygamberimiz de “Kadın ve erkek bir bütünü tamamlayan iki eşit parçadır.”[iii]

Sözüyle kadın ve erkeğin biri olmadan diğerinin eksik kalacağını ortaya koymuştur.

Bu itibarla kadın ve erkek, sağlıklı ve huzurlu bir toplumu birlikte inşa eden, birbirlerini koruyan ve birbirlerini tamamlayan iki ayrı değerdir.

Değerli Kardeşlerim!

Peygamberimiz (s.a.s), kadının toplum içinde saygın bir yere sahip olması için bugün bile gıpta ile karşılanacak gayretler göstermiştir.

Öyle ki İslam öncesi ve kendi yaşadığı dönemin kadına yönelik bütün acımasızlığına rağmen O, her daim kadının onurunu korumuş, kadına karşı yanlış davrananları sert bir dille uyarmıştır.

Peygamberimizin hayatı, kadınlarla ilgili ‎şefkat‎, merhamet, nezaket ve anlayış örnekleriyle doludur.  Peygamberimiz, vahye muhatap olmanın heyecan ve ağırlığını ilk olarak sadakât timsali eşi Hatice annemiz ile paylaşmıştır.

Sütannesi Halime’ye derin hürmet göstermiş, kızı Fatıma’yı sevgi ve şefkatle büyütmüştür.

“Sizin en hayırlılarınız hanımlarına karşı en iyi davrananınızdır”[iv]

Buyuran Efendimiz, hem birey hem evlat, hem de eş, olarak bir kadına nasıl davranılması gerektiği hususunda bize en güzel örnek olmuştur.

Aziz Mü’minler!

Yüce Kitabımızda Allah’ın övgüsüne mazhar olmuş kadınlardan örnekler vardır. Yaratılışın kendisinde tezahür ettiği annemiz Hz. Havvâ, iman ve cesaretin zirveye ulaştığı Hz. Asiye,  hayâ ve iffet örneği Hz. Meryem, sadakât ve teslimiyetin anlam bulduğu Hz. Hacer, namus ve haysiyeti Rabbimiz tarafından tescillenen Hz. Âişe validemiz bu yüce şahsiyetlerden sadece birkaçıdır.

Kıymetli Kardeşlerim!

Ne hazindir ki günümüzde hemen her coğrafyada kadın şiddet ve haksızlıklara maruz kalmaktadır. Kadının saygınlığını hiçe sayan bu çirkin davranışlar cehalet, merhametsizlik, vicdanî ve insani değerlerden yoksunluk gibi etkenlerden kaynaklanmaktadır. Dinimiz İslam bu tür davranışları asla kabul etmez.

Unutmayalım ki yüce dinimiz İslam ve Peygamber Efendimiz (s.a.s) kadınlara güzel davranmayı imanın kemali için gerekli görmüştür.

 -----------------------------------------------------

A’râf, 7/189
[ii] Nahl, 16/97
[iii] EbûDâvûd, Tahâret, 94
[iv] Tirmizî, Radâ’, 11

DİNİ HAYATIMIZI HURAFELERDEN - UYDURMALARDAN - ARINDIRALIM

Değerli Müminler!

İnsan, "Allah'a kulluk" ile sorumlu tutulmuş bir varlıktır. Bu sorumluluğu yerine getirebilmesi için insana akıl verilmiştir. İlk insan Adem (a.s.)'den itibaren peygamber ve kutsal kitaplarla kendisine rehberlik edilmiştir. Ancak zamanla peygamberlerin tebliğ ettiği dinî esaslardan uzaklaşılmış ve dinin özüne uygun olmayan yanlış inanç ve hurafeler dine sokulmuştur.

Hurafe, dinin özünde olmayan, bir takım yollarla sonradan dine sokulan ve toplumda dini inanç ve ibadet gibi kabul gören söz ve davranışlardır.

Muhterem Müslümanlar!

Dinimiz İslam, fal, kehanet, büyü ve uğursuzluk gibi her türlü hurafeyi inanç zafiyeti kabul eder.

Bunlardan Müslümanların uzak durmasını tavsiye eder.

Bizim dinimiz tevhid dinidir. Bizim bir kitabımız vardır. Peygamber efendimizin sünneti ve örnekliği vardır. Bunlar bizim dinimizin özüdür, kaynağıdır.

Bu iki ölçüye uymayan, akıl ve mantık ilkeleriyle bağdaşmayan, aynı zamanda dinin özüne ters düşen ve dine sonradan sokulmuş her türlü yanlış inanç, söz ve uygulamadan uzak durmamız gerekir.

Mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’de: “İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip O’nun yolundan ayırır...”[1]

Buyurulduğu üzere dinimizin emirleri ve yasakları bellidir. Bize düşen de dini hayatımızı bu esaslara göre yaşamaktır.

Değerli Kardeşlerim!

Yanlış inanç ve hurafeler dini hayatımıza zarar verir. Bunlar, kişide inanç boşluğuna, dini hayatın zayıflamasına, bu yanlış inanç ve hurafelerin zamanla dini bir görevmiş gibi kabul edilmesine, dolayısıyla dinin tahrifine, hayalciliğe ve aklı kullanmaktan uzaklaşmaya, ekonomik ve duygusal açıdan insanların sömürülmesine, bazı insanların haksız kazanç sağlamasına, iyi niyetli insanların kötü niyetli kişiler tarafından istismar edilmesine, din istismarına, kişilerin geleceği ve gaybı öğrenme hususundaki zaaflarının kötüye kullanılmasına sebep olur.

O halde Aziz Müminler!

Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim'de ve hadislerde okumaya, bilgiye, akla, düşünmeye ve araştırmaya son derece önem verilmektedir.

Yanlış inanç ve hurafelerden korunabilmenin en güvenli yolu Kur’an ve sünneti ölçü edinmektir. İlk emri ‘oku’[2]

 İle başlayan dinimizin bu emri gereği Kur’an ve sünneti iyi öğrenmeli ve ona göre dinimizi yaşamalıyız.

Kur’an ve sünnete uymayan ve dini hayatımıza zarar veren yanlış inanç ve hurafelerden sakınmalıyız. İnsanların iyi niyetlerini suiistimal ederek hurafeler üzerinden menfaat sağlamak isteyen istismarcılara da fırsat vermemeliyiz.

 ---------------------------------------------------------

[1] En’am, 6/153
[2] Alak, 96/1‎



 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]