CUMA NAMAZI VE ÖNEMİ
بِسْمِ اللهِ الْرَّحْمَنِ الْرَّحِيمِ
يَآ اَيُّهَا الَّذِينَ اٰمَنُوٓا اِذَا نُودِيَ لِلصَّلٰوةِ مِنْ يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا اِلى ذِكْرِ اللهِ وَذَرُوا الْبَيْعَ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ
Bismillahirrahmanirrahim
[Rahman ve rahim Allah’ın adıyla]
“Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ı anmaya koşun ve alım-satımı bırakın. Bilseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.”
[Cuma suresi, ayet 9]
Muhterem Mü’minler!
Cuma günü, Müslümanlar için haftalık toplu ibadet günüdür. Şartlarını taşıyan Müslümanların bu günde bir araya gelerek Cuma namazı kılmaları farzdır.
Cuma namazı, Kur’an-ı Kerim’de isim verilerek emredilen tek namazdır. Yüce Rabbimiz, Cuma suresi 9. ayetinde şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ı anmaya koşun ve alım-satımı bırakın. Bilseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.”
Bu ayet-i kerime, Cuma vaktinin, Cuma namazı kendilerine farz olanlar için ibadet zamanı olduğunu; Allah’ı anmaktan alıkoyan bütün dünya meşguliyetinden uzak durulması gerektiğini işaret etmektedir.
Mü’minler bu çağrıya uyarak her türlü dünyevi meşgaleyi bir tarafa bırakıp cuma namazına koşarlar. Hayatlarına yön verecek nasihatleri dinlerler. Birlik ve beraberlik içerisinde Yüce Mevladan af ve rahmet dilerler. Mazeretleri olmadan cuma namazına gitmemeyi ise manevi bakımdan büyük bir kayıp olarak görürler... Yüce Allah’ın engin rahmet ve lütfundan istifade etmeyi asla ihmal etmezler.
Cuma günü Müslümanlar açısından büyük önem taşıdığı ve adeta bir bayram günü kabul edildiği için, Perşembe günü akşamından başlamak üzere maddi ve manevi temizliğe her zamankinden daha fazla önem vermek gerekir. Bunların başında boy abdesti almak gelir ki Cuma günü boy abdesti almak alimlerin çoğuna göre sünnet, bazılarına göre farzdır. Bunun yanında Cuma günü namaza gelmeden önce tırnak kesmek, dişleri temizlemek gibi bedeni temizlikler yapmak, temiz elbiseler giymek, başkalarını rahatsız etmeyecek, aksine onların hoşuna gidecek güzel kokular sürmek sünnet olan davranışlardır.
Kıymetli Mü’minler!
Cuma namazının bir ibadet oluşunun yanında sosyal ve ahlaki yönleri de bulunmaktadır. Cemaatle eda edilmesi, Müslümanların birlik ve beraberliklerinin, maddi ve manevi dayanışmalarının açık göstergesidir.
Bu namaz sayesinde, zengin-fakir, amir-memur, işçi-işveren, güçlü-güçsüz, genç-ihtiyar aynı safta yer alır. Böylece Yüce Allah’ın huzurunda; herkesin eşit olduğu gerçeği tezahür etmiş olur.
Cuma namazının, toplumu eğitmede büyük rolü vardır. Cuma günü yapılan vaazlarda, okunan hutbelerde; iyiliklerin yaygınlaşması, kötülüklerin önlenmesi, insan haklarına saygı, çevre temizliği, birlik ve beraberlik içinde olmanın önemi, anne ve babaya hürmet, akraba ve komşulara iyilik, doğruluk ve dürüstlük gibi değerler anlatılmaktadır. Bunun yanında cuma namazı, camiye ve beş vakit namaza alışmanın da ilk adımıdır. Ayrıca yavrularımızın dini ve ahlaki değerlerle yetişmeleri için cuma namazı çok önemli bir eğitimdir.
Değerli Kardeşlerim!
Haftada bir gün bir mekanda toplanmış olan müminlerin, başta dini konular olmak üzere, onların hayatlarını kolaylaştıracak, ilişkilerini uyumlu hale getirecek her konuda aydınlatılması için Cuma namazında okunan hutbe bir vesile ve önemli bir fırsattır. Müslümanların yetişmesine, kültürel seviyelerini yükseltmesine, bilgili ve bilinçli olmalarına, örnek ve olgun insan mertebesine ulaşmalarına önemli katkıda bulunur.
Hutbe okunurken konuşmak, Cuma vakti alışveriş yapmak caiz değildir. Ayrıca Cuma namazına gitmeyi engelleyecek her türlü meşguliyetten uzak durulması da önemlidir.
Hutbemi bir hadis-i şerif mealiyle bitirmek istiyorum. “Cuma gününde öyle bir saat vardır ki, şayet bir Müslüman kul o saate rastlar da Allah’tan bir hayır isterse, Allah istediğini kendisine mutlaka verir.” [1]
------------------------------------------------------------------------------
[1] Müslim, Taharet, 16 (1.209)
Dr. Ersan Özten.
DİNİN DİREĞİ NAMAZ
بِسْمِ اللهِ الْرَّحْمَنِ الْرَّحِيمِ
اُتْلُ مَآ اُوحِيَ اِلَيْكَ مِنَ الْكِتَابِ وَاَقِمِ الصَّلٰوةَ اِنَّ الصَّلٰوةَ تَنْهٰى عَنِ الْفَحْشَآءِ وَالْمُنْكَرِ وَلَذِكْرُ اللهِ اَكْبَرُ وَاللهُ يَعْلَمُ مَا تَصْنَعُونَ
Bismillahirrahmanirrahim
[Rahman ve rahim Allah’ın adıyla]
“(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı biliyor”
[Ankebut suresi, ayet 45]
Muhterem Müslümanlar!
Namaz dinimizin esaslarından biridir. İmandan sonra gelen en büyük hakikattir. Cenab-ı Allah pek çok yerde, imandan hemen sonra namazdan bahseder. Mü’minler Kur’an-ı Kerim’de hep “iman eden ve salih amel işleyenler” şeklinde tanımlanırlar. Salih amelin başı ise namazdır ve Müslümanın hayatına yön veren en önemli ibadettir. Namaz, Allah’a kulluğumuzu ve O’na şükrümüzü yerine getirişimizin en güzel ifadesidir. Bizi yaratan ve tüm nimetleri emrimize veren Cenab-ı Hak, Nisa suresi, 103. ayette “Namaz, müminler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır” buyurarak, bizleri namazla mükellef kılmış ve sorumlu tutmuştur.
Aziz Müslümanlar!
Bütün ibadetlerde olduğu gibi namaz ibadetinde de bildiğimiz ve bilmediğimiz birçok hikmet vardır. Namazın samimi olarak ve ihlasla ifa edildiğinde insanı tüm kötülüklerden koruyacağını Rabbimiz bizlere söyle bildirmiştir: “(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı biliyor” [1] Bütün bu sebeplerden dolayı, Peygamber Efendimiz tarafından dinin direği olarak nitelendirilmiştir. [2] Buna göre namazını terk eden kişi dinini de heba etmiş; kendi akıbetini de sıkıntıya sokmuş olur.
Muhterem Müslümanlar!
Namaz aynı zamanda mü’minin miracıdır. Namazın muhtevası, insanların çok engin düşünmelerine vesile olacak kadar geniştir. Namaz kılarken, derinlemesine bir aşk ve şevk içinde Allah’ın huzurunda bulunduğumuzun şuurunda olmaktan, namazı Efendimiz (s.a.v.)’in arkasındaki cemaatten bir fert olarak kıldığımızı hissetmeye kadar namazı duyma şekilleri vardır. Mü’min için her namaz bir mirac vesilesidir. Ve mü’mine düşen de, her namazda farklı farklı bilinçte bile olsa miracını en güzel şekilde tamamlamaktır.
Değerli Mü`minler!
Namaz, günde beş defa günahlardan arınmadır. Namaz, günde beş defa Allah’a hesap vermenin adıdır. İnsanoğlu bir düşünse! Allah’a inandığını söyleyen ve emirlerine tabi olan ve günde beş kez Allah’ın huzuruna çıktığı ve her birinde ona iyi bir kul olacağına dair söz verdiği halde başkasına kötülük yapabilir mi? Arkadaşının, komşusunun, akrabasının dedikodusunu yapabilir mi? Haram lokma yiyebilir mi? Başkasına zarar verebilir mi? Başkasının malına mülküne kötü nazarla bakabilir mi? Kumarla faizle uğraşabilir mi? Fitneye ve tefrikaya prim verebilir mi? Elbette hayır! Çünkü namaz, bütün bunlardan insanı alıkoyar. Hayatı olumlu yönde etkiler. Eğer hem namaz kılıyor hem de bunların bir kısmını yapıyorsak o zaman bunun sebebini iyi düşünmeliyiz.
Aziz Müslümanlar!
Makbul namazın özelliği huşudur. Bu hususa riayet edenler de Kur’an-ı Kerimin ifadesiyle “felaha ermiş ve firdevs cennetlerine varis“ [3] olmuş kullardır.
------------------------------------------------------------------------------------
[1] Ankebut, 45.
[2] Tirmizi, İman, 8.
[3] Müminun, 1-2 ve 9-10.
İsmail Ünal.