Çocuklarımız Sorunlarımız ve Biz
Çocuklarımız ailesinin, yaşadığı bölgenin, okul ortamının, arkadaş ve akrabalarının ortalamasından ibarettir.
Çocuklarımıza kızarken aslında onların yetiştiği çevreye ve iletişim halinde oldukları herkese kızmış oluruz. Bu açıdan baktığımızda çocuklarımız hakkında şikâyetleri sıralamadan önce gözden geçirmemiz gereken birçok sebebin olduğunu bilmek durumundayız. Eğitim-öğretim dediğimiz şey işte tam da bu noktada devreye girer. Çocuklarımız hangi ortamdan ya da kimden ne gibi kötü alışkanlıklar kazandı ise onları zaman içerisinde düzeltmek, doğru davranışlara dönüştürmek, eğitimin ana konusudur. Eğitim bir süreç işi olduğu için bugünden yarına olumlu davranışlar beklemek doğru değildir. Sabırla, titizlikle çalışmak ve zamana bırakmaktan başka çaremiz yok.
Öncelikle ortada yanlış bir davranış varsa çocuğumuzun bu davranışı kendisinin icat etmediğini ve aynı zamanda her zaman doğrusunu da bilmediğini görmek zorundayız.
Eğer yanlış bir davranış görmeseydi, doğru yönlendirilseydi böyle olmayabilirdi. Bu durumda ilk yapılması gereken dinlemektir ama gerçekten, dikkatle, sorunun kaynağını bulmak için dinlemek. Nitelikli bir zaman diliminde, çocuklarımızın gözlerinin içine bakarak, onları ciddiye aldığımızı hissettirerek dinlemek. Ona yardımcı olmak istediğimizi, onu sevdiğimizi, onun için gayret ettiğimizi hissettirerek dinlemek. Samimiyetle dinlediğimizi çocuklarımıza hissettirdiğimizde neler anlatacaklarını tahmin bile edemezsiniz. Nasıl bir dünyada yaşadıklarını, hayallerini, duygularını, neler hissettiklerini anlamadan, sorunları çözme ihtimalimizin olmadığını bilmek zorundayız. İyi bir dinleme, çocuklarımızın içini dökmesine yardımcı olacaktır. İyi bir dinleme, birçok çocuğumuzda ilk defa ciddiye alınma mutluluğunu yaşatacaktır. İyi bir dinleme, sorunların çözüm kapılarının aralanmasını sağlayacaktır. İyi bir dinleme, güzel günlerin geleceğinin habercisidir.
Şimdi sıra kendisinin gerçekten dinlendiğini düşünen ve hisseden çocuklarımıza doğru soruları yöneltmeye gelmiştir.
Doğru sorular, çocuklarımızın bilinçaltına ulaşmaya ve dolayısı ile sorunların kaynağına inmeye vesile olacaktır. Doğru sorular, çocuklarımızın düşünmesine, kıyas yapmasına, doğru davranışların kazanılması için gerekenleri cevapları bulmalarına vesile olacaktır. Artık çocuklarımız gerçekten düşünmeye başlayacaktır. Düşünmeye başlayan çocuğun çözemeyeceği problem yoktur. Bize düşen sadece çocuklarımızın düşünmesini ve akıl yürütmesini sağlayarak onlara rehberlik etmekten başka bir şey değildir. Özellikle günümüz yeni nesline bir arkadaş gibi yaklaşmak, emir komuta ile değil de istişare niyeti ile konuşmak çok daha faydalı olacaktır.
Özellikle 2000 sonrası doğumlu gençlerle mesafe kat etmek istiyorsanız onlarla dikey değil yatay iletişimde bulunmamız çok daha faydalı olacaktır. Bir davranışın doğru ya da yanlış olduğunu anlatmak yerine, bunu çocuğumuzun kendisinin düşünerek bulmasını sağlamak doğru davranışların kalıcı bir gelişim sürecine girmesi için çok daha önemlidir.
Konunun en can alıcı noktası ise şurasıdır, çocuklarımız, anne-babalarını ya da öğretmenlerini gördüklerinde onlardan korkmamalı, onlara saygı duymalı, onların kendilerine yardımcı olmak istediklerini düşünmeli, onları severek can kulağı ile dinlemeli. Onların kendilerini sevdikleri için, iyiliğini düşündükleri için konuştuklarını, uğraştıklarını bilmeli.
Aslında cezalandırmak istemediklerini, bir şeyleri zorla yaptırma hevesinde olmadıklarını, sadece iyi birer birey olarak yetişmeleri için mücadele ettiklerini hissetmeliler ki, doğru davranışları, bilerek, isteyerek, tam olarak ikna olmuş şekilde geliştirsinler ve uygulamaya çalışsınlar. Aksi halde bugün zorla doğru davranışta bulunmaya itilen çocuklar, özgürlüklerini ilk ele aldıklarında bambaşka bireylere dönüşebilirler.
Bir iyilik, ancak insanın niyetinin de halis olması ile anlam kazanır. Şeklen yürütülen hiçbir iyiliğin anlamı ve karşılığı yoktur.
Unutmayın eğitimin sonuçları bazen tüm mezuniyetlerden sonra görülmeye başlar.
Fatih Yılmaz.