Müslüman Ailelerin Komşuluk Prensipleri
Şuurlu Müslüman aileler, sünnete uygun komşuluk ilişkilerinin İslam’ın en önemli medeniyet prensiplerinden olduğunu bilirler. Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki: Tencerenizden çıkan yemek kokusuyla komşunuza eziyet etmeyin veya imkânınız varsa ona o yemekten ikram edin. Meyve alırsanız komşunuza hediye edin. Bunu yapamıyorsanız (aldığınız şeyi evinize komşunuz görmeyecek/kıskanmayacak şekilde sokun). Çocuğunuz, elinde bir şeyle dışarı çıkıp, komşu çocuğunu yediğiyle kızdırıp, kıskandırmasın” (Taberani)
Şuurlu Müslüman aileler, komşuluk ilişkilerinin onları cennete ya da cehenneme götürebilecek kadar önemli olduğunun şuurundadırlar. Bir gün sahabeler dediler ki: Ya Rasûlallah (s.a.s) ‘Filan kadın geceyi ihya ediyor. Gündüz oruç tutuyor, amel işliyor, sadaka veriyor, fakat komşusuna diliyle eziyet ediyor. Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: “Onda hayır yoktur, o cehennem ehlindendir.” ‘Filan kadın ancak farz namazlarını kılıyor, değersiz şeyler tasadduk ediyor, fakat kimseye eziyet etmiyor’ dediler. Buyurdu ki: “O, cennet ehlindendir.” (Buhari)
Şuurlu Müslüman aileler, komşuluk ilişkilerinin iman kalitelerini gösteren en önemli standartlardan biri olduğunun farkında olarak hareket ederler. Ashab “Efendimiz’in (s.a.s) üç defa: ‘Vallahi mü’min olmaz’ diye tekrarladığını işittiler.
YâRasûlallah, kim mü’min olmaz?’ diye sordular, Efendimiz’in (s.a.s) ‘Komşusu şerrinden emin olmayan kimse’ buyurdu.” (Camiu’ssağir)
Şuurlu Müslüman aileler, ahlaki durumları ve Müslümanlık seviyeleri açısından komşuluk ilişkilerinin en belirleyici unsurlardan biri olduğunun bilincindedirler. Sahabelerden birisi, YâRasûlallah! (s.a.s) iyilik ettiğim zaman iyilik ettiğimi ve fenalık ettiğim zaman fenalık ettiğimi, yani ahlakımın
güzel olup olmadığını nasıl bilebilirim, kime sorabilirim? diye sordu. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.s) : “Komşularına sor, çünkü senin (ne ettiğini en iyi bilen) komşularındır: İyilik ettin, dedikleri zaman hakikaten iyilik etmişsindir.
Kötülük ettin, dedikleri zaman gerçekten fenalık etmişsindir. (İnsaflı) Komşun seni “İyi” diye överse sen iyisin, “Kötü” diye yererse, sen kötüsün.”, “Sana komşu olana güzel davran ki tam Müslüman olasın.” (Camiu’ssağir)
Şuurlu Müslüman aileler, komşuluk ilişkilerinin kıyametteki akıbetlerini ve Allah nazarındaki durumlarını belirleyecek en ciddi bir kıstaslardan biri olduğunun şuurundadırlar. Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki: “İki kişi vardır ki, Kıyamet Günü Allah onlara rahmet nazarıyla bakmaz; akrabalarıyla ilgiyi kesen kimse ve kötü komşu.” (Camiu’ssağir)
Şuurlu Müslüman aileler, kötü komşuluğun kıyamet günü karşılarına kul hakkı iddiasıyla dikilip, yakalarına yapışacak alacaklılar olarak çıkacağının idrakindedirler. Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki: “Allah indinde komşuların en hayırlısı komşularına faydalı olanıdır.”, “Kıyamette komşusunun yakasına yapışmış, ‘Ya Rabbi! Bu bana kapısını kapattı ve iyiliği benden esirgedi’ diyen nice komşular vardır.” (Buhari)
Şuurlu Müslüman aileler, ev halkı, akrabaları ve dostları gibi komşularının da üzerlerinde hakları ve hukukları olduğunu bilir ve ona göre hareket ederler. Efendimiz (s.a.s) kendisine komşu hakkı sorulunca buyurdular ki: “Hastalanınca ziyaret edersin, ölünce teşyi edersin, senden borç isteyince verirsin. Fakir düşünce ona yardım edersin. Bir hayır gelirse tebrik edersin. Bir musibete uğrarsa taziye edersin. İzni olmadıkça duvar yükseltip onun rüzgârına engel olmazsın. (Taberani)
Abdülaziz Kıranşal.