Bize de Böyle Bir Zamanda İmtihan Düştü
Yarım asır bir firavunla aynı yastığa baş koyan Asiye’nin cennete gittiği, 950 sene bir peygamberle aynı yastığa baş koyan Nuh’un (a.s) karısının cehenneme gittiği, hiç kimsenin garantisinin olmadığı bir dünyadaimtihanoluyoruz...
Bizden öncekiler hak ile batılın saflarının netleştiği zamanlarda imtihanlarını yaşadılar ve gittiler. Hz. Musa döneminde yaşayanlar Firavun, Hâman, Karun ve onların sistemiyle, Hz. İbrahim döneminde yaşayanlar Nemrut ve onun zulüm düzeniyle, Hz. Muhammed (s.a.s) döneminde yaşayanlar Ebu Cehil, Ebu Leheb ve cahiliye sistemiyle imtihanoldular ve gittiler…
Bize de hak ile batılın birbirine karıştırıldığı, günahların sıradanlaştığı, resmileştiği, kurumsallaştığı, vergiye tabi olduğu garip bir zamanda imtihan düştü…
Efendimiz’in (s.a.s) asırlar öncesinden “Öyle bir zaman gelecek ki doğru söyleyenler yalanlanacak, yalancılar ise doğrulanacak. Güvenilir kimseler hain sayılacak, hainlere güvenilecek. İnsanlardan şâhidlik etmeleri istenmediği halde şâhidlik edecekler, yemin etmeleri istenmediği halde yemin edecekler,” (Taberâni) buyurarak uyardığı, haklının haklılığını ispatlamasına fırsat verilmeden sosyal medya lincine tabi tutulduğu, günahkârın günahına tevbe etmesine bile izin verilmeden bütün hatalarının internete döküldüğü bir zamanda imtihan oluyoruz…
Efendimiz’in (s.a.s) “Öyle bir zaman gelecek ki, insanların bütün kaygıları mideleri, şerefleri malları, dinleri de altın ve gümüşleri olacaktır.” (Ramüz el Ehadis) diye buyurduğu, mal, makam ve mevki uğrunda tüm değerlerimizi tükettiğimiz, masa, kasa ve nisa peşinde erdiğimiz bir zamanda imtihan oluyoruz…
Efendimiz’in (s.a.s) “Öyle bir zaman gelecek ki, kimse malının helâlden mi haramdan mı geldiğine bakmayacak” (Buhari) diye buyurduğu, rızkın, kazancın, malın kumardan mı, piyangodan mı, faizden mi, kul hakkından mı olduğuna bakılmadan tıksırana kadar yiyilip semirildiği bir zamanda imtihan oluyoruz…
Efendimiz’in (s.a.s) “Öyle bir zaman gelecek ki faizle iş yapmayan kalmayacak. Ondan sakınanlar dahi faizin tozuna bulaşmak zorunda kalacaklar.” (Nesai) diye buyurduğu, devlet olarak yılda 70 milyar faiz ödediğimiz, bir milyon yüz bin esnafımızın faizli kredi kullandığı, millet olarak ceplerimizde yüz milyonun üzerinde faizli kredi kartı bulundurduğumuz, topraklarımızda yirmi binin üzerinde faizli banka şubesi açtığımız, evimizden arabamıza kadar her şeyimizi faizle aldığımız, Ramazan’da Ramazan kredisi, kurbanda kurban kredisi, bayramda bayram kredisi kullandığımız bir zamanda imtihan oluyoruz.
Efendimiz’in (s.a.s) “İnsanlar öyle günler görecek ki, katil niçin öldürdüğünü, maktul de niçin öldürüldüğünü bilemeyecek.”(Müslim) diye buyurduğu, ölenin de öldürenin de tekbir getirerek öldüğü, İslam coğrafyasında kâfirlerin planladığı, Müslüman topraklarında Müslümanın Müslümanı öldürdüğü, sonunda hep kâfirlerin kazandığı iç savaşlara, kargaşalara şahitlik ettiğimiz bir zamanda imtihan oluyoruz…
Efendimiz’in (s.a.s) “Kadınlarınız çirkin işlerde hadlerini aşarlarsa, gençleriniz Allah’ın yolundan ayrılırlarsa, Cihadı bırakırsanız sizin haliniz ne olacak! Diye buyurdu. Sahabeler, öyle bir zaman mı göreceğiz ya Rasulallah? deyince Efendimiz (s.a.s); “Daha kötüsünü göreceksiniz, öyle bir zaman gelir ki; emr-i bil maruf ve nehyi anilmünkeri terk edersiniz. Sonra sizler iyiliği kötülük, kötülüğü ise iyilik olarak görürsünüz. Ve Allah en akıllılarınızı bile yoldan çıkaracak bir fitne gönderir. (Sizi İmtihan eder)” (Heysemi) diye buyurduğu bir zamanda imtihan oluyoruz.
Abdülaziz Kıranşal.