Kayıt Ol
Giriş Yap
Menu
Ana Sayfa
Forum
Yardım
Ara
Giriş Yap
Kayıt Ol
www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET TARİH, KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT
DİĞER USTA YAZARLAR - KARMA
Tüyü Bitmemiş Yetim Hakkından Kaçının
FANİ DUNYA FORUM HABERLER
« önceki
sonraki »
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Aşağı git
Gönderen
Konu: Tüyü Bitmemiş Yetim Hakkından Kaçının (Okunma sayısı 2669 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
fanidunya NET
Administrator
İleti: 7241
Tüyü Bitmemiş Yetim Hakkından Kaçının
«
:
Ağustos 03, 2024, 07:45:42 ÖÖ »
Tüyü Bitmemiş Yetim Hakkından Kaçının
DEĞERLİ KARDEŞLERİM:
Bildiğiniz gibi Türkçemizde “Tüyü bitmemiş yetim hakkı” diye bir söz vardır. Tüyü bitmemiş yetim hakkı deyiminin anlamı ve açıklaması: Daha doğmamış kişilerin bile haklarına saygılı olunması gerektiğini ifade etmek için kullanılan özellikle kamu mallarındaki kul hakkına dikkat çeken bir deyimdir. Bir başka açıklama ile “Tüyü bitmemiş yetim hakkı” kelimenin tam anlamı ile saf masum, hiçbir sorumluluğu bulunmayan fakat mutlak haklara sahip eşsiz bir varlık, o kadar korumasız, saf ve masum ki bu haklarından uzak ve bihaber.”. Kul hakkı ve beytülmali ile alakalı önce Peygamber Efendimiz (SAS) birkaç hadisi şerifinin meallerine yer vererek konumuzu işlemeye çalışalım.
Âlemlerin efendisi Peygamberimiz şöyle buyuruyor: Sevbân'dan (RA) nakledildiğine göre, Resulullah (SAS) şöyle buyurmuştur: “Kim şu üç şeyden uzak olarak ölürse cennete girer: Kibir, ganimet malına hainlik ve borç.” (T1572 Tirmizî, Siyer, 21; İmare 2412). Abdullah b. Büreyde'nin, babası aracılığıyla naklettiğine göre, Hz. Peygamber (SAS) şöyle buyurmuştur: “Kimi bir işte görevlendirip (yaptığı işin karşılığı olarak) bir ücret verdiysek, onun bu ücret dışında alacağı her şey (kamuya) hainliktir.” (D2943 Ebû Dâvûd, İmâre, 9-10). Ebû Hüreyre'den (RA) nakledildiğine göre, Resulullah (SAS) şöyle buyurmuştur: “Kimse hakkı olmayan bir karış yeri bile almasın! (Alırsa) Allah, kıyamet gününde yedi kat yeri onun boynuna dolar.” (Müslim, Müsâkât, 141).
Adî b. Amîra el-Kindî'nin (RA) işittiğine göre, Resulullah (SAS) şöyle buyurmuştur: “Sizden kimi bir işte görevlendirirsek ve o da bizden iğne (miktarı) ya da daha büyük bir şeyi gizlerse bu bir ihanet olur ve kıyamet günü onu (kendi elleriyle) getirir.” (Müslim, İmâre, 30). Muâz b. Cebel (RA) anlatıyor:
“Resulullah (SAS) beni Yemen'e gönderdi. Yola çıktığımda peşimden birini gönderip beni geri getirtti ve şöyle buyurdu: “Sana niçin haberci gönderdiğimi biliyor musun? Benim iznim olmadan bir şeyi alma! Zira bu ihanettir. Kim de (kamu malına) ihanet ederse kıyamet günü ihanet ettiği şey ile birlikte gelir. Seni işte bunun için geri çağırdım. Şimdi görevine gidebilirsin.”.
Kamu malı konusunda son derece hassasiyet gösteren Allah Resulü (SAS), dağıtılması gereken bir malın hâlâ yanında bulunuyor olmasından o kadar rahatsızlık duyuyordu ki, bu durum onu, ailesinin yanına gitmekten alıkoyabiliyordu. Nitekim bir keresinde yanındaki mallar gerekli yerlere dağıtılamadığı için sevgili Efendimiz (SAS), Bilâl’e (RA) bu mallardan kurtulmaları gerektiğini, zira bu mallar dağıtılmadan ailesinin yanına dönemeyeceğini söylemiş, o gece mescitte gecelemiş, ertesi gün onların dağıtıldığını öğrenince de Allah (CC) kendisine sorumluluğunu yerine getirecek kadar hayat bahşettiği için tekbir getirip hamd etmişti.”.
Hz. Peygamber (SAS): "Ganimete ihanet edenleri gizleyenler de onlar gibidir" buyurarak kamu malına ihanet ile bu ihaneti gizlemeyi birbirine benzetmiştir.
Hz. Peygamber (SAS) buna ilâveten üzerinde herkesin hakkı bulunan ganimet mallarının geçici bir süreyle de olsa kullanılıp yıpratılmasını yasaklamıştır. Hz. Peygamber (SAS), toplumun hakkına hıyanet edenleri ahirette şiddetli bir azabın beklediğini haber vermiştir.
Bir defasında, ashabına kamu malına ihanet günahının büyüklüğünden bahsetmiş ve kıyamet günü hiç kimseyi boynunda meleyen bir koyun, kişneyen bir at, böğüren bir deveyle veya altın, gümüş ve ganimet elbisesi yüklenmiş olarak görmek istemediğini bildirmiş, kıyamet günü hainlik edenin aşırdığı mal boynunda olduğu hâlde haşredileceğini haber vermiştir.
Ashabını bu tür yolsuzluklara karşı her zaman uyararak onlardan da bu konuda titiz davranmalarını isteyen Allah Resulü (SAS), Huneyn Savaşı’nda vefat eden birinin cenaze namazını ganimet malına hıyanet etmesi sebebiyle kıldırmak istememiş, gerçekten de adamın eşyalarından iki dirhem değerinde Yahudi incileri çıkmıştı. Bir defasında da Resulullah (SAS) Bilâl’e (RA) ganimetlerin toplanması için ilân yapmasını emretmişti. Üç kere yapılan ilânı duyduğu hâlde elindekini getirmeyip sonradan getiren bir adama, "Sen artık onu ahirette getirirsin. Onu senden almayacağım" demişti.
Buna ilâveten Hz. Peygamber (SAS), Allah Teâlâ’nın (CC) haksızlıkla elde edilen ve helâl olmayan bu tür malları sadaka olarak dahi kabul etmeyeceğini bildirmişti.
Ğulûl, taksim edilmeden ganimet malından çalmak anlamıyla birlikte, genel olarak yolsuzluk ve kamu malına ihanet etme manasını da taşımaktadır. Nitekim Hz. Peygamber (SAS): "Kimi bir işte görevlendirip (yaptığı işin karşılığı) bir ücret verdiysek, onun bu ücret dışında alacağı her şey (kamuya) hainliktir" buyurarak, devlet görevlisinin evlenme ve ev edinme gibi bazı ihtiyaçlarının devlet bütçesinden karşılanabileceğini bildirmiş, fakat bunun dışında bütçeden haksız yere sağlanan her menfaati ‘kamu malına ihanet’ olarak nitelendirmiştir.
"Yağma da yok, ihanet de yok, hırsızlık da!" buyuran Allah Resulü (SAS), ğulûlü yalnızca ganimet malına ihanetle sınırlandırmamış, devletin görevlendirdiği memurların elde ettikleri haksız kazançları da bu şekilde tanımlamıştır. Nitekim Hz. Peygamber (SAS) döneminde zekât memurluğu yapan Ezd kabilesinden İbnü’l-Lütbiyye isimli şahıs, topladığı zekâtla birlikte kendisine verilen hediyeleri de getirmiş ve Allah Resulüne (SAS), "Bunlar sizin, bunlar da bana hediye edilenler" demişti. Zekât memurluğu gibi oldukça hassas bir görev yapmasına rağmen bunun sorumluluğunun farkında olmayarak kendisine haksız menfaat sağlayan bu kişiye Allah Resulü (SAS) öfkelenerek şöyle buyurmuştu:
"(Bu adam bir zekât memuru olmayıp) babasının veya anasının evinde otursaydı, kendisine hediye verilir mi, verilmez mi bir baksaydı ya! Nefsimi kudret elinde tutan Allah’a (CC) yemin ederim ki sizden biriniz ondan bir şey alırsa kıyamet gününde boynunda böğüren bir deve, ya bağıran bir sığır veya meleyen bir koyunla gelecektir...".
Böylece, devlet görevlilerine yaptıkları görev dolayısıyla verilen hediyeleri de ğulûl olarak nitelendiren Allah Resulü (SAS), ashabını bu tür haksız kazançtan sakındırmıştır.
Hz. Peygamber (SAS) bir defasında Bakî’ Mezarlığı’na uğramış, "Yazık sana, yazık sana!" buyurmuş, bu sözlerinin sebebini soranlara ise kabirdekilerden birinin hayattayken zekât memuru olarak görev yaptığını ancak zekât malından aşırdığı bir elbise yerine şimdi ona ateşten bir zırh giydirildiğini haber vermiştir.
Görevlilerin bulundukları makamı istismar etmek suretiyle devlet imkânlarını şahısları adına kullanmaları, hak edilmeyen maaşlar, kamu malında yapılan israflar günümüzde en çok karşılaşılan durumlar arasındadır. Kamu malına hıyanet eden kişi, ucuz çıkarlar sağlarken, insanî ve ahlâkî değerlerini kaybetmektedir.
Böyle bir toplumda ise ne kamu hizmeti lâyıkıyla gerçekleşir ne de insanlar birbirlerine güvenerek huzurlu bir hayata sahip olurlar. Oysa kamu malı emanettir ve bu emanete hıyanet etmek, kişiyi hem dünyada hem de ahirette ağır bir vebal altına sokmaktadır. İslâm ise insanın boynuna yüklenen bu ağır vebalin onu dünyada ve ahirette zor durumda bırakacağı konusunda uyarmaktadır.
Allah Teâlâ (CC), kullarını helâl ve temiz olan rızıklara yönlendirip onlara mallarını haksız sebeplerle ve haram yollarla yememeleri uyarısı yaparken, Resulullah (SAS) da ümmetine rızık konusunda mutedil olup yasak yollara başvurmamaları konusunda şöyle seslenmektedir:
“Ey insanlar! Allah’tan (hakkıyla) sakının ve rızkınızı güzel yoldan isteyin. Hiç kimse (Allah’ın kendisine takdir ettiği) rızkı —geç de olsa— elde etmeden ölmeyecektir.
Öyleyse Allah’tan (hakkıyla) sakının ve rızkınızı güzel yoldan isteyin. Helâl olanı alın, haramdan sakının!" (Kaynak: Diyanet Hadislerle İslam). Cenab-ı Hakk hepimizi yetim hakkından, kul hakkından, beytülmale ihanet etmekten muhafaza eylesin. Âmin... Cümleniz Mevla’ya emanet olunuz.
Ali Sandıkçıoğlu.
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol
veya
Giriş Yap
Kayıtlı
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Yukarı git
« önceki
sonraki »
www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET TARİH, KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT
DİĞER USTA YAZARLAR - KARMA
Tüyü Bitmemiş Yetim Hakkından Kaçının