Milleti Sadıka
Söz başında şunu söylemek isterim: Azerbaycan, Dağlık Karabağ işgalinde Ermenistan’a karşı galip gelecek ve bir gün mutlaka topraklarını yeniden Ermenistan’dan alacaktır. Şu anda harekat gayet başarılı.. Türk silahlı insansız hava araçları (SİHA), ki bunlar hava savunma sistemi avcısıdır, Karabağ’da gücünü gösteriyor. Ama her şeye rağmen Karabağ’daki işgalin mevcut harekatla bitmeyeceğini söyleyebiliriz. Azerbaycan’ın kazanımları mı? Elbette devam edecek. Karabağ’da jeopolitik parametrelerle ilerlemek gerekiyor. Ne demek istediğimizi yazımızın sonuna bırakarak, burada bir perde aralayıp tarihe biraz yolculuk yapalım. Hani “Ermeniler soykırım yanlısı değil” diyor ya birileri.
Bu satırların yazarı Kahramanmaraşlıdır. Atalarım yıllarca Ermeni milletiyle beraber yaşadı. Fransızlar Maraş’ı işgal edinceye kadar Ermenilerle hiçbir sorunumuz yoktu. En yoğun yaşadıkları yer kentin merkezi ve Süleymanlı (Zeytun) bölgesiydi. Bu bölgede Ermeniler sürekli isyan halindeydi. Yabancıların desteğini de alan Ermeniler, Müslüman köylerine saldırı düzenliyorlardı. Ermenilerin bağımsız devlet hayali o yıllarda da vardı. Bu yüzden Fransız devletinden destek istediler. Sonraki yıllarda seferberlik çağrısına da uymayan Zeytun Ermenileri, 1. Dünya Savaşında Osmanlı Devleti’nin çok zor durumda bıraktılar.
Osmanlı askerini pusuya düşüren, Müslüman köylere baskın düzenleyen Ermeniler, İtilaf Devletlerine çalışıyordu. Görevleri, içeriden gedik açmaktı. Bu durumu fark eden Osmanlı Devleti, Zeytun bölgesine asker göndererek Ermenileri bastırmak istedi. Zeytun’a yapılan askerî harekât sırasında aralarında Binbaşı Süleyman Bey’in de bulunduğu dokuz Osmanlı askeri şehit düşerken, Ermenilerden 32 kişi öldürüldü. Devlet, Zeytun Ermenilerinden önde gelenlerin aileleriyle birlikte başka bölgelere sürgüne gönderilmesini kararlaştırdı.
Dedim ya Ermeniler, yüzyıllardır aynı toprağı paylaştıkları bizlerle, bir başka halkın cefasından bir “bağımsızlık” hikayesi çıkarmak için hiçbir zaman boş durmadılar. Osmanlı’da “milleti-i sadıka” olarak anılan Ermeniler, küresel devletlerin karşısında kan ve can veren Osmanlı’dan “kendi payına düşeni” alabilmek için ayaklandılar. 93 harbi ile bir kez daha sahne aldılar.
Türk milleti ve ordusu, topraklarını, vatanını Ruslara karşı koruma mücadelesi verirken, askerin ikmal yolları çeteler tarafından kesiliyor, harekat engellenmeye çalışılıyordu. Ermeniler 93 harbini de fırsata çevirmeye kalkıştılar. Bu toprakların hafızası Ermenilerin yaptığı vahşetlerin hikayesiyle doludur. 93 harbinde de Anadolu’da çocuk, yaşlı, kadın demeden katlettiler. Diasporanın ataları bu topraklarda eşkıyalık yaptı, zulme imza attı. Onların yaptığı zulmü asla unutmayız.
Sözde aydınlar, Müslüman Türk milletini Ermenilerden özür dilemeye çağıracaklarına, geçmişi ve şimdisi zulümle dolu Ermeni milletini insan olmaya çağırsınlar.
Ermenistan hâlâ Türkiye ve Ermenistan’ın devlet arşivlerinin karşılıklı açılması ve tarihçiler tarafından incelenmesi taleplerini kabullenmiyor. Peki neden? Çünkü tarihin konuşmasından korkuyorlar. Tarih konuşursa soykırım tellalleri susmak zorunda kalacak!
Sürekli isyan eden, eşkıyalık yaparak köyleri basan, bağımsızlık hayalleri peşinde koşan Ermeni nüfusu, Osmanlı Devleti tarafından tehcire tabi tutuldu. Bu bir soykırım değildir. İhanetlerinin üzerini “soykırım” yalanıyla örtmeye çalışanları bugün Karabağ’da görüyoruz.
Yeniden başa dönelim. Dağlık Karabağ’da Ermeni işgalini söküp atmanın yolu, sadece askeri cepheden değil jeopolitik çareden geçmektedir. Bu gerçeği göz ardı etmek, ülke gerçeklerini perdelemek demektir. Ancak her şeye rağmen Ermenistan’ın Azerbaycan karşısında başarması mümkün değildir. Ermenistan Rusya’nın uydu devleti olabilir ancak.
Erivan, donanımlı askeri şirketlere, inovasyona, yüksek teknolojiye sahip değildir. Dolayısıyla, demokrasinin yeşermeyeceği coğrafyada bağımsızlık türküsü söylenemez. Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’ı işgalinin faturası çok ağır olacak. Belki bugün zahirde Azerbaycan’ın canı yanıyor gözükebilir. Fakat yarın Ermenistan hep ağlayacak ve canı yanacak. Karabağ’dan çekilmek zorunda bırakılan başarısız bir devleti kim ne yapsın?
Bir döneme kadar uyum içinde yaşadığımız Ermeniler, Osmanlı Devleti’nde “Milleti sadıka” olarak anıldılar. Yani sadık millet zannettik bu Ermeni çetelerini. Ermeniler 1915 tarihinden çok önce kaybettiler sadık olma sıfatını.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın yerinde olsam, gözleri mi açar, yarın beni iktidardan edecek şahinleri görürdüm. Dağlık Karabağ Ermenistan’a mezar olacak..
Abdullah Yıldız.