Müslüman! Oku ki ikram göresin
Dinimizin İlk emrinin “oku” olduğunu biliyoruz.
Bu ilahi emir ilk gelen beş ayet için iki kez geçmektedir.
Ancak birincisinde “Rabbinin adıyla” ifadesi geçmektedir. İkinci oku emrinin arkasından da “Rabbin en çok ikram edendir” ifadesi vardır.
Dikkat edilecek olursa her iki emirde de neyin okunacağı belirtilmiyor. Ama Allah’ın adıyla ancak onun uygun göreceği şeylerin okunması gerektiği rahatlıkla anlaşılıyor.
Zaten cami kürsülerinden ve dini kitaplardan öğrendiğimize göre Yaratanın adıyla haram, hatta mekruh bir iş yapılamaz. Haram olduğu bilinen bir şeyi işlemeye başlarken bilerek besmele çeken kişi dinden çıkacağı da İslami bilgiler arasındadır. Dolayısıyla ayetlerdeki “Oku” emrini dikkate alan Müslüman hep iyi şeyleri okur, kötü haber ve bilgileri de onlara karşı tedbir almak niyetiyle okuyacak ve gereğini yapacaktır. Ayetlerde ikinci olarak geçen “oku” emrinin arkasında “Rabbin en çok ikram edendir” ifadesi ise Rabbimizden çok ikram görebilmemiz için okumamız gerektiğine işaret etmektedir.
Evet! Sayın Müslüman! Eğer yüce Yaratandan çok ikram görmek istiyorsak çok okumamız gerekmektedir. Japonlar ve diğer kalkınmış ülkeler çok okudukları için kalkınmışlardır.
Gerçi onlar Allah adıyla okumuyorlar ama okumak da önemli bir çalışmadır.
Yüce Yaratan ise ayırım yapmadan çalışana ikramda bulunacağını vaat etmiştir. Müslüman olmayanlar da bu ilahi vaatten yararlanmaktadırlar. Onlar öbür âlemde cennet yüzü göremeyeceklerinden çalışmalarının karşılığını almasalardı adaletsizlik olurdu.
İlahi adalet gereği çalışan herkes bu dünyada karşılığını alacaktır. Müslümanlardan dünyada çalışmasının karşılığını alamayanlar gereği kadar İslami emirleri yerine getirmeyişlerinin cezasını görmüş oluyorlar
Biz Müslümanlar ise ancak okursak ikram göreceğiz. Okumazsak İslam’ın bu önemli emrini yerine getirmediğimiz için öbür âlemde cezasını göreceğiz. Hatta onun adıyla okumayışımızın cezasını uyarı niteliğinde bu dünyada görmekte ve çekmekteyiz. Nitekim “oku” emirlerinin geçtiği
Alak suresinin 6. Ayetinde yüce Mevla:
“Kendinize gelin! İnsan kendisini müstağni (ihtiyaçsız) gördüğü zaman azar (ve şaşar)” uyarısında bulunmaktadır. Şaşıran insanın yanlış yapması doğaldır; yanlış yapanlar da cezaya müstahaktır.
Müslümanlar İslam’ın dışında kalanlar gibi ipsiz değildir ve ipimiz Allah’ın elindedir. Yanlış yola saptığımızda ipimizi çekmekte yani cezalandırmaktadır.
Eğer bir müslüman İslam dışı bir yola sapığı halde bazı belalarla karşılaşmıyorsa ipini koparmış demektir ki böyleleri acilen tevbe edip yine Rabbine bağlanmalıdırlar.
Cabir (ra) hazretleri şöyle bir hadis rivayet etmiştir:
“İnsanların en âlimi başkasının ilminden istifade ederek ilmini (bilgisini) arttırandır” (Camiu-s’Sağir 1192 N.lı hadis). Başkalarını dinlemekten daha kolayı yazılmış kitapları dikkatle okumaktır. İmam Gazzali “İhyaü-‘ulumiddin” adlı eserinde “okuma terk edildiği zaman cehalet başlar” diyor.
Çünkü insan devamlı bilgisini artırmak zorundadır. Okumadığı takdirde bilgisini artırmak şöyle dursun bildiklerini de unutabilir.
Öyleyse geliniz! Camilerde, kütüphanelerde, hatta evimizdeki kitaplıkta bizi bekleyen kitapları okuyalım ki hem dünyamızı ve hem de ahretimizi kazanalım. Özellikle Ramazan’da Seher vaktinden biraz önce, daha doğrusu sahur yemeğini hazırlayanla birlikte kalkıp teheccüt namazını kıldıktan sonra evimizdeki kitaplardan okuyup bilgilerimizi artıralım.
Özellikle hatimleri tercemelerini de okuyarak yapalım! Ramazan ayını hakkıyla değerlendirelim.
M. Hamdi Güner