* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Yemin ile ilgili soru ve cevaplar  (Okunma sayısı 1256 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Yemin ile ilgili soru ve cevaplar
« : Şubat 06, 2017, 12:07:19 ÖÖ »
Yemin ile ilgili soru ve cevaplar

YEMİN NE DEMEKTİR, DİNİ HÜKMÜ DİNDEKİ YERİ NEDİR?

Sözlükte “kuvvet, sağ el” gibi anlamlara gelen yemin, dini bir kavram olarak bir kimsenin Allah’ın adını veya sıfatını zikrederek sözünü kuvvetlendirmesi demektir. Mesela “VAllahi şu işi yapmam”,

“VAllahi şu yere gitmeyeceğim” şeklindeki beyanlar böyledir.

Yemin etmek aslında mübah bir davranış olmakla birlikte, gereksiz yere yemin etmek ve onu alışkanlık haline getirmek doğru değildir. Sıkça yemin eden kimse sözüne Allah’ı şahit tutmuş ve kutsal değerleri sözünün doğruluğunu teyit için yıpratmış olur.

Yerine getirilmesi mümkün ve mubah olan bir şeyi, ileride yapacağına veya yapmayacağına yemin eden kişi, bu yeminini yerine getirmelidir (İbn Abidin, Reddu’l-muhtar, III, 45, 46).

Kur’an-ı Kerim’de, verilen sözün yerine getirilmesi hakkında “Yeminlerinizi koruyunuz.” (Maide, 5/89), “Allah adına yaptığınız ahitleri yerine getirin. Allah’ı kefil tutarak kuvvetlendirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın. Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızı bilir.” (Nahl, 16/91) buyurulur. Bu itibarla bir müslümanın yemin etmemesi, yemin etmişse bu, verdiği söze Allah’ı şahit tutmak demek olduğundan mutlaka yeminine bağlı kalması gerekir.

Ancak farz veya vacip olan bir şeyi yapmamaya ya da haram ve günah olan bir şeyi yapmaya yemin eden kişinin, bu yeminini yerine getirmeyip keffaret vermesi gerekir. Dinen tavsiye edilen bir şeyi yapmamaya yemin eden kimsenin ise yeminini bozup keffaret ödemesi daha uygundur. Mesela, bir kimsenin borcunu ödememeye, bir müslüman kardeşiyle konuşmamaya, anne babasıyla aynı evde oturmamaya yemin etmesi gibi durumlarda yeminin bozulup keffaret ödenmesi tavsiye edilmiştir. Nitekim bir hadis-i şerifte: “Bir kimse bir şey için yemin eder, sonra da ondan hayırlısını görürse yeminini bozsun ve keffaret ödesin” (Müslim, Eyman, 11-19) buyurulmuştur.

Yalan yere yemin etmek dinimizdeki en büyük günahlardan biridir (Al-i İmran 3/77; Nahl 16/91, 94, 95; Buhari, Eyman 16; Müslim, İman 220).
 
KAÇ ÇEŞİT YEMİN VARDIR, YEMİN ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

Üç çeşit yemin vardır. Bunlar; yemin-i lağv, yemin-i ğamus ve yemin-i mün’akidedir.

YEMİN-İ LAĞV; bir şeyin doğru olduğu zannedilerek veya ağız alışkanlığıyla yapılan yemindir. Kişinin birini görmediği halde gördüğünü zannederek “Vallahi gördüm.” veya yemin kastı olmaksızın yemin sözlerini söylemesi, yemin-i lağv olarak kabul edilmiştir. Bu şekilde yapılan yeminden dolayı keffaret gerekmez. Kur’an-ı Kerim’de, kasıtsız olarak ağızdan çıkıveren yeminlerden dolayı kişinin sorumlu tutulmayacağı bildirilmiştir (Bakara, 2/225; Maide, 5/89). Bununla birlikte, ağız alışkanlığıyla konuşurken sıkça yemin edenlerin, bu alışkanlıklarından vazgeçmek için çalışmaları gerekir.

YEMİN-İ ĞAMUS; yalan yere edilen yemindir. Bir kimsenin olmamış bir şey için bilerek olmuş diye veya olmuş bir şey için bilerek olmadı diye yemin etmesidir. Bu en büyük günahlardan biridir (Buhari, Eyman 16; Müslim, İman 220). Böyle bir yemin keffaretle telafi edilemez. Bu şekilde yemin eden kişi, bilerek ve Allah’ın adını anarak yalan yere yemin ettiği için, pişman olarak, bir daha böyle bir hataya düşmemek üzere Allah’tan af dilemesi gerekir. Yalan yere yaptığı yemin sebebiyle başkasının hakkının zayi olmasına sebep oldu ise, bu zararı tazmin edip onlardan helallik istemelidir.

YEMİN-İ MÜN’AKİDE; mümkün olan ve geleceğe ait bir şeyi yapmak veya yapmamak üzere yapılan yemindir. Bir kimsenin şu işi yapacağım veya yapmayacağım diye yemin etmesi böyledir. Bu yeminin Allah’ın isimlerinden biriyle veya O’nun sıfatlarıyla yapılmış olması gerekir. Allah ve sıfatları dışında başka şeylere yapılan yemin, bu yemin kapsamına girmez (İbn Abidin, Reddu’l-muhtar, III, 47). Bu yemini eden kişinin, dinin yasakladığı bir şeyi yapmaya veya emrettiği bir şeyi terk etmeye yönelik olmadıkça ettiği yeminin gereğini yapması gerekir. Yeminini bozarsa keffaret öder (Merğinani, el-Hidaye, II, 72-75).
 
BİR KİMSE BİRDEN ÇOK YEMİNİ BOZARSA, HER BİR YEMİN İÇİN AYRI AYRI MI YOKSA HEPSİ İÇİN BİR KEFFARET Mİ ÖDEMELİDİR?

Birden çok yemin edip sonra da bozmanın, çeşitli şekilleri vardır:
 
 a) İster peş peşe olsun isterse farklı zamanlarda, birden çok yemin edilerek, her bir yeminde diğerinden farklı bir işin yapılması veya yapılmamasından söz edilmesi durumunda, fıkıh bilginlerinin çoğunluğuna göre her bir yeminin ihlalinden dolayı ayrı ayrı keffaret gerekir. Mesela, “Vallahi (Allah’a yemin ederim ki) şu kimsenin evine girmeyeceğim”, “Vallahi onunla konuşmayacağım” şeklinde söylenen sözlerin her biri ayrı birer yemindir. Yemin bozulup söz konusu kişinin evine girilmesiyle ayrı bir keffaret, o kişiyle konuşmakla başka bir keffaret gerekir.

Bu durumda bir keffaretin yeterli olacağı şeklindeki bir görüş, Ahmed b. Hanbel’e ve İmam Muhammed’e nispet edilmiş, bazı fıkıh kitaplarında ve ilmihallerde de yer almışsa da (İbn Abidin, Reddu’l-muhtar, V, 486) bu nakil, başta erken dönem kaynakları olmak üzere diğer Hanefi kaynaklarında yer almayan ve sıhhatinde bazı kuşkular bulunan bir nakildir.

Din İşleri Yüksek Kurulu da 28. 05. 1952 tarihinde, böyle bir yeminin bozulması durumda her bir yemin için ayrı keffaret ödeneceği yönünde fetva vermiştir.

b) Bir yemin cümlesinde, adına yemin edilen Allah Teala’nın ismi bir defa zikredilmekle beraber, yapılması veya yapılmaması söz konusu edinilen işler sayıca birden fazla olursa, bunların hepsi birden ihlal edilse bile bir keffaret yeterlidir. Mesela, “Vallahi şunu yemeyeceğim, şunu içmeyeceğim” diyen kimse, hem yiyerek hem de içerek verdiği söze aykırı davranırsa, sadece bir keffaret gerekir.

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]