Kadın Erkek ve Akıl
Sual: Kadının erkekten daha akıllı olduğunu, bu bakımdan, kadına daha çok hak verilmesi gerektiğini söyliyenler var. Her kadın, her erkekten akıllı olur mu?
CEVAP
Önce, aklın ne olduğunu bilmek gerekir. Cenab-ı Hak, aklı, hakkı bâtıldan, iyiyi kötüden, faydalıyı zararlıdan ayırt etmek için yaratmıştır. Hangi şeyin hak, hangi şeyin bâtıl, hangi şeyin iyi, hangisinin kötü olduğu da ancak, bütün mahlukatı yoktan var eden Allahın bildirmesiyle anlaşılır. İnsanların iyi veya kötü demesiyle, birşey iyi veya kötü olmaz. Çünkü birisine göre iyi olan birşey, diğerine göre kötüdür. Mesela evlilikte nikah, müslümanlara göre, lüzumlu ve iyi birşey iken, bazı dinsizlere göre saçmadır! Bu bakımdan dinimiz akıllıyı nasıl tarif ediyorsa ona göre karar vermek gerekir. Akıl hakkında hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Akıllı şudur ki, Allaha ve Peygambere inanır ve ibâdetlerini yapar.) [İbni Muhber]
(En Akıllı, Allahtan en çok korkan, Onun emir ve yasaklarına en güzel uyandır.) [İbni Muhber]
(Akıllı, nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için amel edendir.) [Tirmizî]
(İnsanlar, tarağın dişleri gibi eşittir. Üstünlükleri, ibâdet farkından ileri gelir.) [İbni Lal]
(İnsanların yaptıkları hayırların mükâfatı, akılları nisbetinde verilir.) [Ebu Şeyh]
(Kişi, ilmi ve aklı sayesinde kurtulur.) [Deylemî]
(Herşeyin bir direği vardır. Müminin direği ise akıldır. Kişi aklı nisbetinde ibâdet eder.) [İ. Gazalî]
(Allah indinde en kıymetliniz, akılca en üstün olanınızdır.) [İ. Gazalî]
Akılca en üstün olan kimse de, dinin emir ve yasaklarına riayet edendir. Kişinin ibâdeti de aklı nisbetinde olduğu, itikadı ve ameli en düzgün olan, diğerine göre daha akıllı demektir. Erkeklerden ve kadınlardan Cennetlik olanlar olduğu gibi, Cehennemlik olanlar da vardır. O hâlde, kadının erkekten veya erkeğin kadından daha akıllı olduğu söylenemez.
Zeka, akıldan farklıdır
Şunu da açıklayalım ki, akıl ile zeka ayrıdır. Birbirine karıştırılmamalıdır. Bir gayrı müslim, bir müslümandan daha zeki olabilir; fakat akıllı olamaz.
Allahü teâlâ, kadınla erkeğin vücut yapılarını farklı şekilde yaratmıştır. Bir tankla taksinin mukayesesi yapılamaz. İkisinin vazifesi ayrıdır. Herkes vazifesini bilir, ona göre hareket ederse, düzensizlikler önlenmiş olur. Kadınla erkek arasında fark olduğu gibi, erkekle erkek, kadınla kadın arasında da fark vardır. Herkes aynı kabiliyette değildir. İnsanlar robot gibi yaratılmamıştır.
Kadın-erkek eşitliği ileri sürülerek, kadınların yapamıyacağı işleri onlara vermek, mesela maden ocaklarında çalıştırmak kadın haklarına bir saygı değildir. Kadını, asker yapmamak da ona hakaret değildir. Kadına, bünye, akıl, zeka, his ve kabiliyetine uygun işler vermelidir.
Bugün kadın haklarını savunur görünenler, samimi değildirler. Samimi olsalardı, önce kadını sömürü vasıtası yapan, ticari malların tanıtımında kullanan zihniyete karşı çıkarlardı. Hâlbuki kadının bu yolla, şeref ve haysiyeti düşürülmekte, basit bir mal haline getirilmektedir. Bu üzücü duruma karşı çıkmayanların, kadın hakları konusunda samimi olmadıkları açıktır.