Torpil-Rüşvet; Kur'an Ne Diyor?
Torpil-rüşvet; bu memleketin başına belâ olmaya devam edecek gibi duruyor. Herkes işini sonuçlandırabilmek için bir torpil peşinde. "Ben bu işi nasıl hak yoluyla çözerim?" çabası yerini, "Kim bu işi çözer?" aramasına bırakmış! Bu konuda en büyük zararı gençlerimiz görüyor; -gerçekte hakkım mı?- sorusunu sorma bilincine erme erdemini öğretemediğimiz için! İşe girmek isteyen gençlerin çoğunluğu(istisnalar mutlaka var); kendilerini geliştirip, o işi hakedebilmek için bilgilerle donanmak yerine, tüm enerjilerini ve zamanlarını torpil aramaya harcıyorlar. Diyelim ki, torpille işe girdiler, kimin hakkını elinden alarak girdiklerini hiç düşünmüyorlar? Bu günü kurtarıyorlar ama sonra, başkalarının hakkını yemenin sonuçlarının çok acı verdiğini zaman onlara öğretince; "Nerede hata yaptım?" sorgusu mutsuz, umutsuz yapacak.
Bilinçsizce başkalarının hakkına tecavüzler sonucu, sistem yerinden oynamaktadır. Çünkü Yüce Yaratıcı Güç, sistemi hâk üzere kurduğunu Kitabı Kur'an'da ilân ediyor:
"Allah, gökleri ve yeri HÂK ile oluşturdu."(Teğâbün,3)
Ve işlere sahip olmada, haketme / liyakât esasını öneriyor.
?Hiç kuşkusuz Allah, sorumluluğu, her işin uzmanına verilmesini diler. Ve sorumluluklarınızı yürütürken, insanlara karşı adil davranmanızı öğütler.?(Nisâ,58)
Yasal yoldan olmayacak işini, rüşvet ödeyerek çözenler de hakları olmayanları, ahlâki olmayan yollarla elde etmektedirler.
"Mallarınızı aranızda haksız ve uydurma yollara başvurarak yemeyin. Halkın parasını, haksız yere yemek amacıyla, bile bile memurlara / yöneticilere rüşvet vermeyin."(Bakara,188)
?Acaba, insan her umduğuna ve canının her istediğine kavuşacak mıdır??(Necm,24)
Hakkı olmayanı, zorla elde etmenin acı sonuçları onları da bir gün yakalayacaktır. Yine Kitabı Kur'an'da Yüce Yaratıcı uyarır:
?Ey inananlar! Birbirinizin malını haksız yollarla alıp yemeyin. Karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle olursa başka. Haram yiyerek kendinizi mahvetmeyin.?(Nisâ,29)
?Kim emanete hıyanet eder, kamu malından çalarsa, kıyamet günü çaldığı şey boynunda asılı olarak gelir. Sonra herkese kazandığının karşılığı tam olarak ödenir ve hiç kimse haksızlığa uğratılmaz.?(Âli İmran161)
?Kalpleri katılaşmış olanların bir kısmı, Allah?ın Kelâmını dinleyip kavradıktan / anladıktan sonra, bile bile onu çarpıtırlar / tahrif ederler.?(Bakara,75)
?İnananlar, uyarılara rağmen sorumluluğu paylaşmaz, herkesin yararına birliği sağlamazsanız, geldiği zaman, sadece inkârcı zalimlere değil, tüm herkesi kapsayıp perişan edecek bir fitneden / felâketten sakının.?(Enfâl,25)
?İnsanları, bilgisizce yanlış yollara yönlendirmek için, yalan uydurup, iftiralarını Allah?a yakıştırandan daha zalim kim olabilir? Allah şirk koşarak yanlış; kendi zararına iş yapan / zalim toplumu doğru yola iletmez.?(En?âm,144)
Sonuçta; ürperten bir Kur'an uyarısı daha:
"Biz, bir ülkeyi değişime / yıkıma uğratmak istediğimiz zaman / bir ülke kendisini yok olma aşamasına getirdiğinde; adil olmayan kişilerini / varlık ve güç sahibi önde gelenlerini / zevkine düşkün zenginlerini söz sahibi yaparız / o ülkenin yönetimine gelmesine izin veririz de, onlar, orada kötü işler yaparak hak yoldan çıkarlar / onlar eliyle oranın altını üstüne getirerek, verdiğimiz sözü gerçekleştiririz."(İsrâ,16)
Alıntı.