Dua kulun Rabbiyle konuşmasıdır
Dua kulluk alâmetidir; kulun, kendisine Şah damarından daha yakın olan Rabbiyle, dertleşmesidir
Dua; kulluk alâmetidir ve ciddi bir iştir, dua etmek. Benim hocam; "Dua ederken, adamdan kan çıkmalı, olmuyorsa gözyaşı çıkmalı, olmuyorsa ter akmalı." derdi. Laubâli bir şekilde dua yapmak olmaz. Birisi dese ki; "Bugün ettiğin dualar kabul olacak." Her zaman ettiğin gibi mi edersin o duayı?
Kıymetli dostlar, duada aslolan şey; o duanın rızaya uygun oluşudur.
Yani biz duayı Allah'ın rızası için ederiz.
Dua bile, Allah dua et dediği içindir. O yüzden duanın kendisi ibadettir. Allah'dan istiyorsun kulluğunu gösteriyorsun.
Bu sebepten, Allah Teâlâ'nın kuluyla konuşmasına vahiy; kulun Allah'ıyla konuşmasına dua denir.
"DUANIZ OLMASA NE İŞE YARARSINIZ!"
Allah Teâlâ, Furkan suresinde: "Ey habibim de ki, onlara; eğer duanız olmasaydı sizler Rabbimin katında ne işe yarardınız?" buyuruyor. Sizler dua ettiğiniz müddetçe Allah katında bir yeriniz olabilir; yoksa kulum diye ortada dolaşmayın, buyurmaktadır.
Duanız, yakarışınız, ibadet taatınız yoksa her türlü işi yapar pozisyonda olun; adınız Ahmet olsun, Mehmet olsun, o isme liyâkat ve Allah katında da bir yer tutmamış durumundasınız.
Tâbiri câizse, içtimaya katılmamış asker pozisyonundasınız. Firarda sayılıyorsunuz yani yok sayılıyorsunuz.
GÜNAHSIZ AĞIZLA DUA ET
İşte sahur vakti seher vaktidir ve dua vaktidir. Bu vakitlerde edilen dua muhakkak kabul olur. "Ahir zamanda kulların kendilerine ettiği dua reddolunacak fakat başkalarına ettiği dua asla reddolunmayacak" diye Efendimiz (sas) müjdeliyor bizleri.
Hz Musa (a.s)'ya Cenâb-ı Hakk buyurmuş: "Ya Musa duanın kabul olmasını istiyorsan günah işlememiş bir ağızla bana dua et." Hz Musa (a.s) mahcup bir vaziyette düşünmüş ve ellerini açmış: "Ya Rabbi ben sana nasıl dua edeceğim, ben kendimden emin değilim ki hiç günahsızım diyemem ki."
Peygamberler masumdur günah işlemezler. Zelle dediğimiz Allah tarafından sevk edilen bazı hâl ve davranışları olabilir ama günahkâr değillerdir.
Bakın peygamber ahlâkına; "Demek ki, kendisini günahkâr görmemek, benden iyi Müslüman mı var?" demek, hiç hoş değil. Koskoca Peygamber: "Yâ Rabbi, Sen bana günahsız ağızla Bana dua et dedin, nasıl edeceğim?" diye soruyor.
Cenâb-ı Hakk ilham eder Hz.Musa (a.s)'a: "Ya Musa başkasından dua istersin kendin için, ben onun duasını reddetmem"
Kardeşlerim, sizin ağzınız benim ağzım değil. Ben bu bedende, bu ağzımla hareket ediyorum ama o ağız, o nefes size ait. Siz bana dua ettiğinizde, kendi kabahatime bulaşmamış bir ağız, bana dua ediyor ve Allah da duayı kabul ediyor.
REDDOLUNMAYAN TEK DUA
Reddolunmayan tek dua, salât u selâmdır. Duanın başında ve sonunda salât u selâm getirerek iki selatu selam arasında yapılan dua reddolunmuyor. Aklı olan, zerre kadar imanı olan, Allah'a yakınlaşma derdinde olan varsa; ne yapsınlar ne etsinler hayatlarında salât u selâmı artırsınlar. Milyonlarca yıllık yolu yakın eder salât u selâm.
Efendimiz (sas): "Selât u Selâmsız yapılan dua, öylece muallâkta bekler ne zaman ki salât-ü selam olur, dua o zaman semaya yükselir." buyurmaktadır.
Gönenli Mehmet Efendi Hazretleri beş dakika bile konuşacak olsa salât u selâm okurdu muhakkak. "Hadi bir selam verelim Hz. Peygambere, Allahümme salli ala seyidine Muhammed" derdi.
Kardeşlerim bakın namaz en büyük zikirdir. Allahümme salli, barik selât u selamlarını bazıları sırf namazda okuyor.
Bunu devamlı okuyun. Efendimiz (sas) yatmadan evvel okunmasını tavsiye buyurmuşlardır.
Efendimiz (sas)'in doğumuyla Ebu Leheb'in kölesini azat etmesinden dolayı azabı hafifliyorsa, senin muhabbetle salâvat getirmen kim bilir sana nasıl tesir eder. Hiçbir şey hissetmesen de, muhakkak tesiri olur de; gönül ver, etmiyorsa, otur ağla.
En cimri insan Allah Resulü'nün (sas) ismi geçtiği halde salâvat getirmeyen insandır. 10 kere geçti 10 kere salâvat getir. Muhakkak kulak da bunu duysun. Hangi müşkülümüz olursa olsun salât u selâm çekebiliriz. Her zikir kendi kafana göre çekilmez ama kelime-i tevhid ve salât u selâmın hiçbir yan tesiri yoktur.
DUA NE ZAMAN KABUL OLUR
Bir insan istediği kadar güzel dua ederse etsin, o dua ihlâsla yapıldığı zaman kabul oluyor. Rabbenâ dediğinde, gerisini ne desen kabul oluyor zaten. Yâ Rabbenâ! Yâ Rabbenâ İlle bir şey eklemeye de hâcet yok, sen içten yakarabiliyor musun, ona bak.
NASIL DUA ETMELİYİZ?
Dostlar, Allah, 'dua et' dedi, diye biz dua ederiz yoksa Allah'tan razı olmadığımız için dua etmeyiz. Bazen duayı öyle bir hâle getiriyorlar ki, sanki Allah memur, biz âmiriz. "Yâ Rabbi gelelim bizim çocuğun tahsiline; şunu şöyle yap, önümüzdeki sene ev alalım, havalar da iyi olsun..." şeklinde devamlı Cenâb-ı Hakk'a bir şeyleri tembih etme hâli var.
"Ayakkabımızın bağı bile kaybolsa Allah'tan istemeyecek miyiz; her şeyimizi Allah'tan murad etmeyecek miyiz?"
Fakat burada kalbî bir edep lazımdır. "Yâ Rabbi, ben kulun olarak Sen'den razıyım hiçbir sıkıntım hiçbir şüphem yok. Ben Sen'den, Allah olarak razıyım.
Sen, 'dua et' diye buyurduğun için istiyorum, şunu da ver yâ Rabbi." diyerek, kalbinden geçirerek dua etmek lazım.
Bu sebepten, biz duaya; "Elhamdülillâhi Rabbilâlemîn" diye yani hamd ederek başlarız. Hasta da olsak, boğazımıza kadar borcumuz da olsa, paramız da olmasa duanın kabul olma şartı, "Elhamdülillâhi Rabbilâlemîn"dir.
Yoksa, "Aman duam kabul olmaz, Elhamdülillâhi Rabbilâlemîn'i söyleyeyim de arkasından bütün şikâyetlerimi arz ederim." değil. O hidayet yolunu sana açan, duadır.
duanın mührüdür.
Bazen de duayı, iyi bilen güzel dua eden birine ettiririz çünkü bir başlar duaya... Sonunda da "Efendimiz (sas)'in, "ümmetî, ümmetî" dediği günde bizi de ümmeti eyle!" der, coşkulu bir şekilde ve sende bir coşku uyanır, o coşkuyla Âmin dersin mühürlersin, o duayı. Âmin duanın mührüdür. Hz. Âdem (a.s)'den beri gelen bir esmadır.
Aynı zaman da duanın başı selâtu selamdır, duanın mührü de selât u selamdır. Uyanık âlimler duanın başında da sonunda da selatu selam çekmişler. İki kabul olunanın arasında dualar da kabul olsun diye.
Duanın kabul olması için; "Allah'a samimiyetle sadece Allah'tan karşılığını bekleyerek, beş vakit namaz kılan bir insanın, namazdan sonra ettiği dua muhakkak kabul olacaktır." buyuruyor, Efendimiz (sas). Başkalarından da dua iste.
Ama kabın olacak ki içine koyasın.