İslâm Dîninde Duanın Yeri ve Ehemmiyeti
Dua müminin silahı, dinin temel direklerinden biridir. Yerleri, gökleri aydınlatan nurdur. Dua, gelmiş olan belaları giderir.
Dua, Allah’a yalvararak muradını istemektir. Allahü teâlâ, dua edeni sever, dua etmeyene gazap eder.
Dua müminin silahı, dinin temel direklerinden biridir. Yerleri, gökleri aydınlatan nurdur.
Dua, gelmiş olan belaları giderir. Gelmemiş olanların da gelmelerine mâni olur. Allahü teâlâ;
(Bana hâlis kalb ile dua ediniz! Böyle duaları kabul ederim) buyurdu. Bunun için, dua etmek, namaz, oruç gibi ibadettir. Yine;
(Bana ibadet yapmak istemeyenleri, zelîl ve hakir yapar, Cehenneme atarım) buyuruyor. [Mü’min 60]
Allahü teâlâ, her şeyi sebep ile yaratmakta, nimetlerini sebeplerin arkasından göndermektedir. Zararları, dertleri def için ve faydalı şeyleri vermek için de, dua etmeyi sebep yapmıştır. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
(Dua, ibadetin aslı ve özüdür. Allah katında duadan makbul bir şey yoktur. Dua 70 türlü kazayı önler. Ömrün bereketini artırır.) [Tirmizi]
(Dua eden, üç şeyden hali değildir: Ya günahı affolur veya hemen hayırlı karşılığını görür, yahut ahirette mükafatını bulur.) [Deylemi]
(Rabbiniz, elbette hayâ ve kerem sahibidir. Kulları ellerini kaldırıp bir şey istedikleri zaman, onların ellerini
boş çevirmekten hayâ eder.) [Ebu Davud]
(Dua, müminin silahıdır.) [İbni Ebiddünya]
(Allahü teâlâ dua etmeyene gazap eder.) [İbni Mace]
(Dua belayı önler.) [Deylemi]
Duanın yapılması mukadderata bağlıdır. Takdirde dua varsa elbette yapılır. Duanın belayı önlemesi kaza ve kaderdendir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Kader, tedbir ile, sakınmakla değişmez. Fakat kabul olan dua, o bela gelirken korur.) [Şir’a]
İkinci bin yılının müceddidi büyük âlim İmam-ı Rabbanî Ahmed Farûk-ı Serhendî hazretleri buyuruyor ki:
Dua, kazayı, belayı defeder. Hadis-i şerifte;
(Kaza, ancak ve yalnız dua ile durdurulur) buyuruldu. [Tirmîzî]
Allahü teâlâ, dua edenleri, sıhhat ve selamet isteyenleri sever. Dua edip de duası kabul edilmeyenlere, kıyamet günü Allahü teâlâ;
(Bu senin falan zamanda ettiğin duadır. O duanın yerine sana şu sevapları veriyorum) buyuracak, o kadar çok sevap verecek ki, o kimse, (Keşke dünyada hiçbir duam kabul olmasaydı da, bugün onların karşılıklarını görseydim) diyecektir. [Tenbîhul-gâfilîn]