* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: EĞİTİMDE İLK ADIM  (Okunma sayısı 304 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
EĞİTİMDE İLK ADIM
« : Eylül 29, 2019, 09:52:26 ÖS »
EĞİTİMDE İLK ADIM

“Hiçbir anne baba, evladına güzel terbiyeden daha üstün bir hediye vermemiştir.”

Hz. Muhammed (s.a.s.)

Çocuk, ana baba elinde bir emanettir. Kalbi, kıymetli bir cevher gibi temizdir. Mum gibi her şekli alabilir. Bütün yazı ve şekillerden uzaktır. Temiz bir toprak gibi olup hangi tohum atılırsa büyür. İyilik tohumu ekilirse, din ve dünya saadetine kavuşur.

Gazali

Çocukta ruh ve beden eğitimi ve gelişimi beraber yürütülmelidir.

İbn-i Sina

Çocuklara yatırım yapmak için onların birer yetişkin olmasını bekleme lüksümüz olmadığı gibi, onlar okula başlayana kadar bekleme lüksümüz de yok, çünkü o zaman müdahale etmek için çok geç olabilir.

James Heckman

Yünlerin beyazlığına boyalarla verilen renk silinmez. Bu yüzden çocuğun ilk yıllarında, henüz tam bir biçim olmamış olan zihnine verilecek bilgilerin ve örnek olacağı kişilerin özenle seçilmesi gerekir.

Marcus Fabius Quintilianus

Çocukların karınlarını ve zihinlerini doyurduğumuz kadar ruhlarını da beslemeliyiz.

Michael Marshall

Eğitimin Temeli Ailede Atılır

İnsanlar, temel değerlerini yeni nesillere aile aracılığı ile aktarır. Çocuk için bedenî, ruhi ve ahlaki açıdan en mükemmel yetişme ortamı ailedir. Eğitim; aile, okul ve çevrenin müşterek eseridir fakat çocuğun yetişmesindeki ilk müessir faktör ailedir. Çünkü okullarda çocuğa bilgi öğretilir. Bilgiyi işleyecek, davranışa dönüştürecek, yeni bilgiler üretecek olan, çocuğun karakteridir. Çocuğun karakterinin % 75’i ise 0-6 yaş arasında yani ailesiyle en çok vakit geçirdiği dönemde oluşur. Cömertlik, yardımseverlik, temizlik, merhamet gibi günlük hayatta “huy” dediğimiz karakter vasıflarının pek çoğunun temeli, çocuklukta aile vasıtasıyla atılır. Çocuk, sosyal hayata uyum sağlayacak davranışları küçük yaşlarda öğrenir. Yetiştiği aile ortamında edindiği bütün birikimler derinlere yerleşir, ileride değiştirilmesi zor bir kişilik oluşturur. “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyunuz.” (Tahrim, 66/6) ayetinde belirtildiği üzere aileye yüklenen vazife çok büyüktür. Çocuk, her türlü olumsuz etkiden ve kötü sosyal çevreden de ancak iyi bir eğitim yoluyla korunur.

Gazali’nin deyimiyle “Daha ilk günden itibaren çocuğun eğitimine önem verilmelidir. Çocuğun kalbi saf bir cevherdir. Verilen her şeyi kabul etmeye hazır olan çocuğun iyi bir insan olabilmesi için iyi eğitilmesi gerekir.”

Her ev; eğitimcileri anne baba, müfredatı günlük hayat, ders materyalleri ev eşyaları, sınavı olaylar karşısındaki tutum ve davranışlar olan bir eğitim merkezidir. Burada alınan eğitimin diploması yoktur, verilen eğitimin kalitesi de bireyin hayattaki başarı ve mutluluğu ile ölçülür. Eğer ki çocuk, ailesinde karakterini geliştirecek bilgi, beceri ve davranışları kazanamamışsa yaşamında birçok sorunla karşılaşır.

Rol Model Olarak Aile

“Yüce Allah’tan, öncelikle beni ıslah etmesini sonra benim vasıtamla başkalarını ıslah etmesini; öncelikle beni doğru yola eriştirmesini sonra benim aracılığımla diğerlerini hidayete eriştirmesini niyaz ediyorum.” (Gazali, el-Munkız, s.605) Duasından da anlaşılacağı üzere Gazali, insanı ruh ve beden olarak birbirini tamamlayan iki kısımda ele alır; onun eğitimini ve değişimini bizzat kendi kalbinden başlatarak çevresine doğru yaygınlaştırır. Çünkü onun sisteminde, insan önce kendisini eğitecek, bunun sonucunda bizzat yaşadığı tecrübelerden hareketle çevresini aydınlatacaktır.
Eğitimcinin çocuklara karşı durumu, çamurla kalıp veya çubukla gölgesi gibidir. Şekil verecek kalıp olmayınca çamur şekil alamaz; çubuk eğri olunca gölgesi de eğri olur. Nasıl ki başarılı bir şekil için kalıbın, düzgün bir gölge için çubuğun düzgün olması gerekiyorsa başarılı bir eğitim için de eğiticinin bilgi-söylem-davranış ilişkisinde tutarlı olması gerekir. (Gazali, İhya, I, s.82) Bu sürecin aksaması durumunda başarılı bir eğitim faaliyeti yürütülemez.

Bir bilginin hayata geçirilebilmesi ve kıymet ifade etmesi için mutlaka onu davranışa dönüştürecek bir modele ihtiyaç duyulur. Muhammed Kutub, “Eğitimde örnek, bütün araçların en etkilisi ve başarıya en yakın olanıdır.” (Menhecu’t-Terbiyeti’l-İslamiyye, Kahire trs., s.253) iddiasıyla model yoluyla öğrenmenin önemine dikkat çeker.
Çocuğun gelişimi ve eğitimi için ideal modeller edinmesi noktasında aile, hayati bir rol üstlenmektedir. Çünkü “İslam eğitiminde örnek olgusu, merkezden çevreye kadar genişleyen bir daireyi andırır. İlk aşamada örnek, anne babadır. Anne ve baba aile içindeki davranışlarıyla iyi örnek olurlarsa çocuklar terbiyeyi daha kolay ve çabuk alırlar (Bayraktar Bayraklı, İslam’da Eğitim, s.175).

Çocuk önce farkında olmadan taklit eder, zamanla bu davranışlar alışkanlık hâline gelir; böylece kişiliği oluşur. Gazali, “İnsan bulunduğu kabın şeklini alan sıvı gibidir.” benzetmesiyle kişiliğin oluşmasında çevrenin önemini vurgular. Bir çocuk için aile ortamı, olumlu veya olumsuz davranışların, hayat prensiplerinin kazanıldığı yerdir. Anne baba, çocuğunun nasıl olmasını istiyorsa, ondan neler bekliyorsa o doğrultuda yaşamak zorundadır. Hâl dili kal dilinden her zaman daha etkilidir. Çocuk duyduğunu değil, gördüğünü öğrenir ve uygular.

Çocuğun davranışlarını açıklayabilmek için öncelikle özdeşim kurduğu rol modelin davranışlarına bakmak gerekir. Eğer ebeveyn herkesin içinde, yerli yersiz, sebepli sebepsiz çocuğunu azarlıyorsa çocuğunun hadsizliğinden, itaatsizliğinden dert yanmamalıdır.

En küçük bir meselede yalana, hileye, kötü sözlere başvuruyorsa çocuğundan nezâket, zarafet, saygı, dürüstlük beklememelidir. Mutluluğu, özgürlüğü adına çocuğunun her arzusunu yerine getiriyorsa çocuğunun emeğin, gayretin, alın terinin kıymetini bilmediğinden yakınmamalıdır.

Allah Resulü’nün (s.a.s.) de dediği gibi bir ebeveynin çocuğuna bırakacağı en güzel miras terbiyedir (Tirmizî, Birr, 33). Çocuğun hayata hazırlanması, ihtiyaç duyduğu/duyacağı insani ve ahlaki erdemleri kazanması, dinî ve sosyal sorumlulukları öğrenmesi, yaşaması ancak anne babanın bu yönde göstereceği gayret ile mümkündür.

Ailede Dinî Eğitim

“Her çocuk, fıtrat üzere doğar. Sonra anne ve babası onu Yahudi, Hristiyan veya Müşrik yapar.” (Müslim, Kader, 23).

İslam’da dine yönelme istidadı olarak kabul edilen fıtrat, insana çok özel bir kabiliyet olarak verilmiştir. Fıtratın iyi ve doğru şeklinin muhafazası ve devamı ise sosyal bir varlık olan insanın yetiştiği çevre ile doğrudan alakalıdır. Çocuğun iç çevresini oluşturan inanma yeteneği, onu saran dış çevre tarafından özenle eğitildiği nispetle bilinçli düşünme ve davranış şeklini alabilir.

Aile, çocuğun genel eğitiminde olduğu gibi din eğitiminde de en önemli fonksiyonu icra eder. Çocuğun bakımı, korunması kadar ona sağlam, yeterli ve tutarlı bir din eğitimi vermekle de yükümlüdür. Yani ailenin sorumluluğu sadece dünyevi değildir, aynı zamanda uhrevidir. Efendimiz (s.a.s.), “Hepiniz sorumlusunuz ve hepiniz yönettiklerinizden mesulsünüz.” (Buhârî, İstikrâz, 20) buyurmaktadır. Dolayısıyla çocuğun; dinî, insani, ahlaki değerleri öğrenmesi ve yaşaması, ruhi ve bedenî bakımdan sağlıklı, bilgili ve yetenekli olabilmesi için anne babanın büyük gayret sarf etmesi gerekir.

Etkili bir rol modele sahip olmak, dinî yaşayışı tanıyıp öğrenmede ve alışkanlık kazanmada önemli faktörlerden biridir.

Taklit ve alışkanlık hâlinde kişinin hayatında yer eden dinî pratikler zamanla iradeyi harekete geçirecektir. Çocuk, büyüklerin davranışlarını model aldıkça neyi, neden yaptığını kavramaya başlayacaktır. Ebeveyn tarafından gerek ibadetlerin yerine getirilmesi, gerekse ahlaki kurallara uygun davranışların sergilenmesi son derece önemlidir. Çocuklar, ancak bu şekilde kendilerine söylenen şeylerin gerçekçi ve samimi olduğunu hisseder.

Çocukların dinî eğitiminde her yaşın ayrı bir önemi vardır. Hz. Peygamber’in uygulamalarına baktığımızda din eğitiminin, çocuğun konuşulanı anlama ve anladığını anlatma kabiliyetine ulaşmasıyla başladığı görülür. Hz. Peygamberin, kendisine konuşmaya başlamış olan bir çocuk getirildiğinde hemen ona tevhit inancını vurgulayan İsrâ suresi 111. ayetini yedi kez okutarak ezberlettiği bilinmektedir (Abdurrezzâk es-San’ânî, el-Musannef, Beyrut, 1970, c. IV, s. 334). Ayrıca Hz. Peygamber’in “Çocuklarınıza ilk öğrettiğiniz kelime ‘Lâ ilâhe illallah’ olsun.” tavsiyesi, dinî eğitimin çok erken yaşlarda başladığını ortaya koymaktadır.

Sağlıklı bir din eğitimi verebilmek için her ebeveynin yakın ve uzak olmak üzere belirli hedefleri olmalıdır. Bu çerçevede okul öncesi dönem sevdirme ve benimsetme, yedi yaş ve sonrasından ergenlik dönemine kadar süreç ise ibadetlere alıştırma süreci olarak değerlendirilmelidir.

Okul öncesi dönemde verilecek din eğitiminde daha ziyade çocuğun duygularına ve gönlüne hitap edilmeli, el becerileri ve oyun faaliyetlerine dinî unsurlar eklenmelidir. Dinî yaşantıyı temsil edecek, hatırlatacak ve bazı kavramları sembolize edebilecek özelliklere sahip oyuncaklar tercih edilmelidir. Örneğin, ona hediye edilecek namaz örtüsü, takke, tespih ve seccade gibi eşyalar, içinde cami resimleri bulunan boyama kitapları bir taraftan da dini tanımaya yönelik adım atmasını sağlayacaktır.

Dinin özünde yer alan Allah inancına temel oluştururken Allah’ın seven, merhamet eden, koruyucu özelliklerinden bahsedilmeli, doğru ve kalıcı bilgilerle olumlu bir Allah imajı geliştirilmeli, çocuğun O’na sevgiyle bağlanması ve güven duyması sağlanmalıdır. Ezberlettirilecek kısa dua ve ayetlerle çocuğun, Yaradan’la iletişim kurması teşvik edilmelidir. Bunun için bu yaş gurubunda bütün dinî bilgiler ve kavramlar, zihinsel ve entelektüel temelden ziyade sevgi esasına dayandırılarak öğretilmeye çalışılmalıdır.

Oyun, çocuk için çok önemli ve anlamlı bir ihtiyaç olması yanında bir gelişim vasıtası ve önemli bir öğrenme atmosferidir. Bu sebeple zaman zaman çocuğun oyunlarına iştirak ederek ilişkiler güçlendirilmeli ve birtakım dinî, ahlaki ve sosyal içerikli mesajlar bu oyunlar içinde verilmelidir.

Erken Eğitim, Hayırlı Nesil

Okul öncesi eğitim, üzerinde hassasiyetle durup, hayata geçirilmesi gereken bir süreçtir. Bu nedenle üzerimize düşen görev “Toplum bozuluyor, bu gençlik nereye gidiyor, aile yok oluyor!” gibi serzenişlerde bulunmak değil, bir an önce bu eğitimi yaygınlaştırarak sistemli hâle getirmektir.

Unutulmamalıdır ki küçük yaşta yeterince eğitim almış, huzurlu ortamlarda yetişmiş bireyler çevresiyle uyumlu, istikrarlı, iletişime açık, başarılı, toplumda söz sahibi bireyler olacaktır.

Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuş kimseler kıl. Soyumuzdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl (Bakara, 2/128).

Bizlere tarafından hayırlı bir nesil bağışla (Âl-i İmrân, 3/38). Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle (Furkân, 25/74). Ey Rabbimiz! Bizlere öldükten sonra arkamızdan dua edecek hayırlı evlatlar (Müslim, Vasiyyet, 14) yetiştirmeyi nasip eyle.
Uzmanına Sorduk

Din eğitiminde yaş sınırlamasının kaldırılmasıyla birlikte toplumdan gelen talepler doğrultusunda Başkanlığımızca uygulanmasına başlanan ve değerler eğitimini esas alan 4-6 Yaş Grubu Kur’an Kursları Öğretim Programını, DİB Yaygın Din Eğitimi Daire Başkanı Saliha Bilgiç’e sorduk.

Çocukluk dönemi ve özellikle okul öncesi eğitim faaliyetlerinde din eğitiminin nasıl ve hangi şartlarda verilmesi gerekiyor?

Allah’ın en büyük emaneti, ailede saadetin cevheri çocuklarımız, aynı zamanda en büyük sorumluluk alanımız. Allah’a sorumluluk bilinci içinde olan her anne baba; ahlaklı, vatanını milletini seven, dinine bağlı, insanlara her yönüyle örnek olan hayırlı bir evladı olsun ister. Böyle bir evlada sahip olmanın da erken dönemden itibaren iyi eğitimden geçtiğini bilir. Evladı için pek çok fedakârlıkta bulunan anne baba, erken dönemden itibaren ona en güzel rol model olmakla kalmaz, evladını doğru eğitmenin yollarını da araştırır ve bu anlamda eğitim arayışına girer.

Okul öncesi dönem oldukça hassas bir zaman dilimidir ve eğitim açısından önemlidir. Bu dönemdeki çocuklar, öğrenmeye açık ve doğal olarak isteklidirler. Ancak özellikle okul öncesi dönemde din eğitimi verilirken oldukça dikkatli davranmak gerekir. Pedagojik açıdan her kavramın verileceği belli zamanlar vardır. Buna dikkat edilerek din eğitimi verilmelidir.

Din eğitimindeki en ciddi yanlışlardan biri, konuyu öğrenemeyince, sorulan soruyu bilemeyince çocuğa ceza vermek ya da kızmaktır. Bu durum, çocuğun bulunduğu ortamdan sıkılmasına, orada bulunmak istememesine veya o bilgiye karşı içinde kötü duygular beslemesine neden olur. Din eğitiminin en temel noktası sevgidir. Konuyu; sıkmadan, sevdirerek, ilgi uyandırarak, oyunlaştırarak, çok uzatmadan, dikkatlerini dağıtacak hareket ve açıklamalardan kaçınarak, çocukların kolayca anlayacağı uygun ifadelerle anlatmak gerekir.

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak okul öncesi din eğitimi bağlamında ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz, bizleri bilgilendirir misiniz?

Başkanlığımız bünyesinde 4-6 yaş grubu Kur’an kurslarımız bulunuyor. Bu kurslarımıza 48-72 ay arası çocuklarımızın kaydı yapılıyor ve çocuk gelişimi ve eğitimi alanında eğitimli Kur’an kursu öğreticilerimiz vasıtasıyla bu yavrularımıza din eğitimi veriliyor. Uygulanan programda değerler eğitimi ve Elif-Ba öğretimi yer alıyor, programın sonlarında ise yavrularımız Kur’an’dan bazı ayetleri okuyabiliyor.

Temel amacı; vatanını, milletini, dinini ve dinî değerlerini seven, ahlaklı, manevi duyguları yüksek nesiller yetiştirmek olan programımız, bu amaca yönelik oyun ve etkinliklerle destekleniyor. Bilmeceler, tekerlemeler, kısa şiirler, dramalar ve oyunlar; günlük ders akışının bir parçası. Programın hazırlanmasında okul öncesi öğretmenler, pedagoglar ve akademisyenlerle çalışıldı. Günlük akış, çocukların pedagojik gelişimine uygun olduğu için yavrularımız kurslarımıza severek devam ediyor. Örneğin 2018-2019 eğitim öğretim yılında 170 bin yavrumuzun kaydını yaptık.

4-6 yaş Kur’an kursları nasıl bir ihtiyaçtan doğdu, toplumun bu yöndeki beklentileri nelerdi?

Aileler her ne kadar çocuklarının küçük yaşta din eğitimi almalarını isteseler de bilindiği üzere 2011 yılına kadar 15 yaşından küçükler Kur’an kurslarına kayıt yaptıramıyordu. Bu durum, Başkanlığımızın karşısına çıkan en önemli sorunlardan biriydi. Nihayet 2011 yılında din eğitiminde yaş sınırı kaldırılınca Başkanlığımız, halkımızın talepleri doğrultusunda Kur’an Kursları Öğretim Programı’nı (4-6 yaş) hazırladı ve okul öncesi çağda olan evlatlarımız 2013-2014 eğitim öğretim yılından itibaren Kur’an kurslarımıza gelmeye başladı.

Dinî hassasiyete sahip, oldukça duyarlı bir toplumuz ve kurslarımıza teveccüh oldukça fazla. Biz de halkımızın bu teveccühüne karşılık nitelikli ellerde, sağlıklı bir eğitim bütünlüğü içinde, kontrollü olarak yolumuza devam ediyoruz.

Çocuğun hem dinî ihtiyaçlarını karşılaması hem de henüz aileye olan ihtiyacı nedeniyle yarım gün şeklinde planlanan kurslarımız, bu noktada çok önemli bir ihtiyacı karşılıyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı, çıkardığı dergi ve kitaplarla da yayın dünyasının içinde yer almakta. Yine okul öncesi din eğitimi bağlamında Başkanlık, ne tür yayınları okurlarıyla buluşturuyor?

Okul öncesi din eğitimi alanında Başkanlığımız, zengin bir yayın dünyasına sahip. İlk olarak kurslarımızda kullanılan materyallerden bahsetmek istiyorum. Kur’an kursu öğreticilerimiz, eğitim uzmanları, okul öncesi öğretmenleri, pedagoglar ve akademisyenlerden oluşan bir kadro ile hazırlanan Öğretici 1-2 ve Etkinlik Kitabı 1-2 ismini taşıyan kitaplarımız var. Bu kitaplar, öğretici ve öğrencilerimize ücretsiz gönderiliyor. Bunun dışında tamamlanmak üzere olan bir Elif-Ba cüzümüz var. Bu çalışma da nihayete erdiğinde yine her bir yavrumuza ücretsiz olarak gönderilecek ve aileler, materyallerimizin tamamına ücretsiz ulaşabilecek.

Kurslarımızda kullanılan ana materyallerimizin dışında Dini Yayınlar Genel Müdürlüğümüz ve Diyanet Vakfı Yayınlarımız bünyesinde çok sayıda eser var. Değerler eğitimi setleri, Elif-Ba cüzleri, hikâyeler, çocuklara yönelik hadis kitapları gibi Başkanlığımız vasıtasıyla yayın dünyasına kazandırılmış pek çok eser bulunuyor.
Açılan bu kurslar toplumumuzda nasıl karşılık buldu, ne tür geri dönüşler alıyorsunuz?

Kurslarımız toplumumuzun ihtiyacıydı ve Başkanlık olarak biz, taleplere cevap verdik. Hâliyle çok olumlu dönüşler alıyoruz. 4-6 yaş grubu Kur’an kurslarımız, ilk olarak 2013- 2014 yılında, 10 ilde pilot olarak başladı. Ancak daha pilot aşamasında neredeyse tüm illerimizden talep geldi. Ertesi yıl Türkiye genelinde açılmaya başlanan kurslarımıza halkımızın teveccühü gün geçtikçe çoğaldı.

Aileler, uygulamadan oldukça memnun. Talepler artmaya devam ediyor, hatta bazı il ve ilçelerde öğretici sayımız yetmediği için kurs açamadığımız oluyor, vatandaşlarımız Başkanlığımızı arayarak kurs açılmasını talep ediyor.

Halkımızın kurslarımızı bu derece sahiplenmesi ve taleplerin devamlılık arz etmesi, bizleri oldukça mutlu ediyor.

Esin Türkmen.

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Aralık 21, 2024, 04:50:26 ÖS]