* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: İSLAM DA ÇOCUK EĞİTİMİ  (Okunma sayısı 138 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
İSLAM DA ÇOCUK EĞİTİMİ
« : Eylül 22, 2020, 05:36:12 ÖÖ »
İSLAM DA ÇOCUK EĞİTİMİ

        Çocuk, Allah Teâlâ'nın büyük bir nimeti ve ihsânıdır. Her çocuk bir çiçektir. Çocuk masumdur, günahsızdır. Çocuk bir süs, bir zinettir. Çocuk bir hazine bir güzelliktir. Şâirin diliyle: 

"Kim demiş ki çocuk küçük bir şeydir, 

Belki de çocuk en büyük şeydir"(1) 

       Kur'an-ı Kerim'e baktığımız zaman görürüz ki; birçok Peygamber, Allah'tan çocuk nimetine sahip olabilmeyi istemiştir.

Meselâ Hz. Zekeriyya (a.s.) Allah Teâla'ya şöyle niyâz etmiştir: 

وَاِنِّى خِفْتُ الْمَوَالِىَ مِنْ وَرَآئِى وَكَانَتِ امْرَاَتِى عَاقِرًا فَهَبْ لِى مِنْ لَدُنْكَ وَلِيًّا

"(Rabbim!) Doğrusu ben, arkamdan işbaşına geçecek olan yakınlarımdan endişe ediyorum. Karımda kısırdır. Tarafından bir veli (oğul) ver."(2) 

هُنَالِكَ دَعَا زَكَرِيَّا رَبَّهُ قَالَ رَبِّ هَبْ لِى مِنْ لَدُنْكَ ذُرِّيَّةً طَيِّبَةً اِنَّكَ سَمِيعُ الدُّعَآءِ

"Orada zekeriyya, Rabbine duâ etti: "Rabbim! Bana tarafından hayırlı bir nesil bağışla. Şüphesiz sen duâyı hakkıyla işitensin, dedi."(3) 

           "Hz. İbrahim Halilullah (a.s.)'da Allah'a şöyle yalvarmıştı: 

رَبِّ هَبْ لِى مِنَ الصَّالِحِينَ

"Rabbim! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver, dedi."(4)

 فَبَشَّرْنَاهُ بِغُلاَمٍ حَلِيمٍ

"İşte o zaman biz O'nu (İbrahim'i) halîm (uslu) bir oğul (İsmail) ile müjdeledik."(5) 

Ayrıca İbrahim (a.s.)'de kendisine çocuk ihsân eden Allah'a şöyle duâ etmiştir:

 اَلْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِى وَهَبَ لِى عَلَى الْكِبَرِ اِسْمَعِيلَ وَاِسْحَقَ اِنَّ رَبِّى لَسَمِيعُ الدُّعَاءِ

"İhtiyar halimde bana İsmail'i ve İshak'ı lutfeden Allah'a hamdolsun! Şüphesiz Rabbim duâyı işitendir."(6) 

رَبِّ اجْعَلْنِى مُقِيمَ الصَّلَوةِ وَمِنْ ذُرِّيَّتِى رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَاءِ

"Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri, namazı devamlı kılanlardan eyle. Ey Rabbimiz! Duâmı kabûl et!"(7) 

           Anne ve babaya çocuk nimeti sadece Allah Teâlâ tarafından verilebilir. Allah Teâlâ, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:

 ثُمَّ رَدَدْنَا لَكُمُ الْكَرَّةَ عَلَيْهِمْ وَاَمْدَدْنَاكُمْ بِاَمْوَالٍ وَبَنِينَ وَجَعَلْنَاكُمْ اَكْثَرَ نَفِيرًا

"...Servet ve oğullarla gücünüzü arttırdık; sayınızı daha da çoğalttık."(8)

 لِلَّهِ مُلْكُ السَّمَوَاتِ وَاْلاَرْضِ يَخْلُقُ مَا يَشَآءُ يَهَبُ لِمَنْ يَشَآءُ اِنَاثًا وَيَهَبُ لِمَنْ يَشَآءُ الذُّكُورَ

"Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları bahşeder."(9) 

اَوْ يُزَوِّجُهُمْ ذُكْرَانًا وَاِنَاثًا وَيَجْعَلُ مَنْ يَشَآءُ عَقِيمًا اِنَّهُ عَلِيمٌ قَدِيرٌ

"Yahut onlara, hem erkek hem de kız çocukları olmak üzere çift verir. Dilediğini de kısır kılar. O, herşeyi bilendir, her şeye gücü yetendir."(10) 

Çocuklarımızdan Sorumluyuz!.. 

 Müslüman bir anne ve baba, çocuklarının eğitimininden, terbiyesinden ve iyi bir şekilde yetiştirilmesinden sorumludur. 

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuştur: 

كُلُّكُمْ رَاعٍ وَكُلُّكُمْ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ، فَا“مَامُ رَاعٍ وَمَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ،

"Hepiniz çobansınız ve mâiyetinizdeki sürüden mes'ulsünüz."(11)

 مَا نَحلَ والدٌ وَلَداً من نُحْلٍ أفضلَ من أدبٍ حَسَنٍ

"Hiçbir baba çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir bağışta bulunmamıştır."(12)

يُؤَدِّبَ الرَّجُلُ وَلدَهُ خيرٌ مِنْ أن يتصدَّقَ بصاعٍ

Kişinin çocuğunu bir kerecik terbiye etmesi, onun için bir Sa miktarında yiyecek tasadduk etmesinden daha hayırlıdır."(kütübü sitte)

"Çocuğun ismini ve terbiyesini güzel yapmak, ana ve babanın çocuğuna karşı olan görevlerindendir."(13) 

           Allah Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor: 

يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا قُوآ اَنْفُسَكُمْ وَاَهْلِيكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلَئِكَةٌ غِلاَظٌ شِدَادٌ لاَ يَعْصُونَ اللهَ مَآ اَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ

"Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun..."(14) 

         Bu ilâhî emir gereğince her Müslüman, kendisini Cehennem ateşinden korumak için; Allah'ın emirlerini yerine getirip, yasaklarından korunacaktır.

 Hz. Ömer (r.a.): 

"Yâ Rasûlallah! Nefislerimizi vikâye ederiz (koruruz) fakat ailemizi nasıl koruyabiliriz?" demişti. 

Allah Rasûlü (s.a.s.) Efendimiz şöyle buyurdu: 

"Allah'ın sizi nehyettiği şeylerden onları nehyeder ve Allah'ın size emrettiği şeyleri onlara emrederseniz. Bu şekilde onları korumuş olursunuz."(15) 

Yine Allah Rasûlü Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: 

"Çocuklarınıza ikram (ve ihsan) ediniz. Terbiyelerine çok dikkat ediniz. Onları güzel terbiye ediniz."(16) 

"Çünkü onlar, Allah'ın size hediyesidir."(17) 

مُرُوا أوَْدَكُمْ بِالصََّةِ وَهُمْ أبْنَاءُ سَبْعٍ، وَاضْرِبُوهُمْ عَلَيْهَا وَهُمْ أبْنَاءُ عَشْرٍ، وَفَرِّقُوا بَيْنَهُمْ في المَضَاجِعِ

"Yedi yaşındaki çocuklarınıza namazı emrediniz. On yaşına bastıkları halde kılmak istemezlerse onları cezalandırınız. Kız ve erkek çoçukların yataklarını ayırınız."(18) 

Çocuklarınızı şu üç güzel haslet üzere yetiştiriniz: 

Peygamber sevgisi, O'nun Ehl-i Beyti'nin sevgisi ve Kur'an-ı Kerim (okuma) sevgisi."(19) 

"Allahtan korkunuz ve adaletli olunuz."(20) 

Çocuklarını iyi yetiştiren kimselerin öldükten sonra da sevap defteri kapanmaz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: 

قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّهِ: »خَيْرُ مَا يُخَلِّفُ الْرَّجُلُ مِنْ بَعْدِهِ ثَثٌ: وَلَدٌ صَالِحٌ يَدْعُو لَهُ، وَصَدَقَةٌ تَجْرِي يَبْلُغُهُ أجْرُهََا، وَعِلْمٌ يُعْمَلُ بِهِ مِنْ بَعْدِهِ

      “Kişinin (öldükten sonra) geride bıraktıklarının en hayırlısı şu üç şeydir: "Kendisine dua eden salih bir evlad, ecri kendisine ulaşan bir sadaka-i cariye, kendinden sonra amel edilen bir ilim."(21) 

Unutmayalım ki, Kur'an-ı Kerim bizleri şöyle uyarmaktadır:

  وَاعْلَمُوا اَنَّمَا اَمْوَالُكُمْ وَاَوْلاَدُكُمْ فِتْنَةٌ وَاَنَّ اللهَ عِنْدَهُ اَجْرٌ عَظِيمٌ

"Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız imtihan sebebidir ve büyük mükafât Allah'ın katındadır."(22) 

Büyük mükafatı kazana bilmenin yolu çocukları güzel terbiye etmektir.

         Terbiye; kelime manası olarak; gelişmek, çoğalmak veya büyümek ya da; bir şeyi islah etmek manasına gelen kelimeden türemiştir.

         İslami açıdan tarifi ise şöyle yapılabilir;

       Müslüman bir çocuğu dünya hayatına ve ahiret hayatına kamil bir şekilde hazırlayan, insanın sıhhat yönünü,akli yönünü, içtimai yönünü ve diğer yönlerini bütün halinde gelişme dönemlerinde özellikle Kur’an Sünnet ışığında bir kültür kazandırmaya denir.

Terbiye iki yönüyle önem taşımaktadır.

1)Terbiye bir amel ve ibadettir.

2)Terbiye islami öğrenim ve eğitim metodudur.

-Birinci yönüyle; fıtratın çalışması ve yönlendirilmesi sağlanır. Hadisi şerifte;

”Her doğan çocuk islam fıtratı üzerine doğar, sonra onu anası, babası ya yahudileştirir ya da hiristiyanlaştırır ya da mecusileştirir.

-Terbiye insanın salih, efendi, dürüst,olgun dinine bağlı,ahlaklı,temiz yetişmesinin bir göstergesidir.

-Terbiye sayesinde insan dini sorumluluğunu yerine getirir. Hadisi Şerifte;

كُلُّكُمْ رَاعٍ وَكُلُّكُمْ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ، فَا“مَامُ رَاعٍ وَمَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ،

“Hepiniz çobansınız, hepiniz emriniz altındakinden mesülsünüz.”

-İnsan terbiye sayesinde çocuklarına ve ailesine kazandırdığı fayda neticesinde mükafat kazanır.
Hadisi şerifte;

قالَ رَسُولُ اللّهِ :مَنْ عَالَ ثَثَ بناتٍ، أو ثثَ أخواتٍ، أو أخْتَيْنِ، أو بنتينِ فأدَّبَهُنَّ، وأحسنَ إليهنَّ، وزوَّجهنَّ فله الجنةُ

”Kim ki, üç kız yetiştirir veya üç kız kardeş yetiştirir ya da iki kız veya iki kız kardeş edepleriyle yetiştirir de ihsan ederek onları evlendirirse ona cennet vardır.”

-Terbiye sayesinde farz olan ilim öğrenme görevi de yerine getirilir. Hadisi şerifte;

“İlim öğrenmek kadın erkek herkese farzdır.”

-İkinci yönüyle terbiyenin faydaları şunlardır;

-İslam toplumlarındaki çeşitli yanlışları araştırıp onların önüne geçmeği amaç eder.

-İçki, uyuşturucu kullanımını, zinayı, adam öldürmeye teşebbüs etmeği, ana babaya itaatsızlığı önlemeyi dedi kodu yapmayı vb. gibi topluma ait yanlışları araştırıp önlemeğe çalışır.

-Değişik ülkelerin eğitim sistemleri araştırılarak faydalı yönler üzerinde istifade etmek için çalışmalar yapılır, çözümler aranır. Her halükarda insanların aklına, gönlüne, kalbine, ruhuna ve fikirlerine hitap edilir.

-Karşılaştırmalı terbiye derslerinin araştırılıp uygunluğuna ve ortamına göre tatbiki sağlanır. Böylece modern gelişen dünya nimetlerinden faydalanılmış olunur.

Çocuklara Sevgi ve Şefkat

Çocuklara iyi davranmak, onları sevmek, onlara karşı şefkat ve merhamet göstermek İslâm Dini'nin emirlerindendir.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.), çocukları çok severdi. Her gördüğü yerde çocuklarla ilgilenir, onları okşardı. Bilhassa yetim çocuklara karşı müstesnâ bir ilgi gösterirdi. Ashabına da bu konularda tavsiyelerde bulunurdu. 

Sahabe-i Kirâm'dan Ebû Hureyre (r.a.) anlatıyor: 

Bir gün Rasûl-i Ekrem (s.a.s.), torunu Hz. Hasan (r.a.)'ı öpüyordu. O sırada yanında bulunan Akra bin Hâbis: 

قَبَّلَ رسُولُ اللّهِ : الْحَسَنَ ابْنَ عَلىٍّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُما وَعِنْدَهُ ا‘قْرَعُ بْنُ حَابِسٍ. فَقَالَ ا‘قْرَعُ: إنَّ لِى عَشْرَةً مِنَ الْوَلَدِ مَا قَبَّلْتُ مِنْهُمْ أحَداً! فَنَظَرَ إلَيْهِ رسولُ اللّهِ : ثُمَّ قال: مَنْ َ يَرْحَمُ  َيُرْحَمُ

- Benim on çocuğum var. Fakat onlardan hiçbirini öpmedim, dedi. 

Peygamber Efendimiz, (evlat şefkatinden yoksun olan bu adama baktı ve): 

"Merhamet etmeyene merhamet olunmaz." Buyurdu.(31) 

Hz. Aişe (r.anha) vâlidemizin anlattığına göre; bir defasında bedevîlerden bir grup insan, Rasûlullah'ın huzuruna gelmişlerdi. Bir münâsebetle: "Sizler çocuklarınızı öper misiniz?" dediler. "Evet" cevabını alınca, takındıkları olumsuz tavır üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurdu: 

"Eğer Allah Teâlâ sizin gönüllerinizden rahmeti ve şefkati çekip almışsa ben ne yapabilirim?... (sizin gönüllerinize şefkat ve merhamet koyabilir miyim?)"(32) 

Üsâme bin Zeyd (r.a.) şöyle der: 

Hz. Peygamber (s.a.s.) beni bir dizine, Hz. Hasan (r.a.)'ı da diğer dizine oturtur, sonra bizlere sarılıp: 

"Allah'ım! Ben bunlara merhamet ediyorum, sen de onlara merhamet eyle" derdi.(33) 

Kız-Erkek Ayırımı Yapmamak 

Hz. Âişe (r.anha) vâlidemiz şöyle anlatır: 

Beraberinde iki kiz çocuğu bulunan bir kadın yanıma gelip, bir sadaka istedi. Ben araştırdım ve bir hurmadan başka birşey bulamadım. O hurmayı verdim. Kadın hurmayı ikiye bölüp her birisine birer parça verdi, sonra da gitti. Rasûlullah (s.a.s.) gelince durumu kendisine arz ettim. Buyurdu ki: 

مَنِ ابْتُلِىَ من هذهِ البناتِ بشئٍ فأحسنَ إليهِنَّ كنَّ لهُ سِتراً منَ النارِ

"Kim ki kendisine kız çocuk verilirse ve o da onlara ihsanda bulunursa; onlar kendisine ateşten hicap (perde) olurlar."(34) 

Allah Rasûlü (s.a.s.) Efendimiz, kız çocuklarının hor görülmesini ve çocuklar arasında kız-erkek ayırımı yapılmasını şiddetle yasaklamıştır. Kız çocuklarını hor ve hakir görmek, çocuklar arasında ayırım yapmak uygun bir hareket değildir. Bu hareket bir "Cahiliyye Çağı" âdetidir. Cahiliyye çağında bazı kimseler kız çocuğuna sahip olmayı bir ayıp sayarlardı. Kur'an-ı Kerim'de bunun doğru olmadığı şöyle belirtiliyor:

 وَاِذَا بُشِّرَ اَحَدُهُمْ بِاْلاُنْثَى ظَلَّ وَجْهُهُ مُسْوَدًّا وَهُوَ كَظِيمٌ

"Onlardan birine kızı(olduğu) müjdelendiği zaman öfkelenmiş olarak yüzü kapkara kesilir."(35)

  يَتَوَارَى مِنَ الْقَوْمِ مِنْ سُوءِ مَا بُشِّرَ بِهِ اَيُمْسِكُهُ عَلَى هُونٍ اَمْ يَدُسُّهُ فِى التُّرَابِ اَلاَ سَاءَ مَا يَحْكُمُونَ

"Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakın ki, hüküm ne kadar kötüdür."(36) 

Maalesef zamanımızda tekrar cahiliyye âdetlerine dönen ve kız çoçuklarını hakir gören bazı cahil kimseler vardır. Hatta erkek çocuğu olmadı diye hanımını döven ve boşayan kimseler dahi mevcuttur. Bu gibi hareketler hiç de doğru değildir. Çocuğu veren ve hangisinin anne-baba hakkında hayırlı olduğunu bilen Allah Teâlâ'dır. Allah'ın verdiğini güzel karşılamak ve o emaneti gereği gibi korumak da bizim görevimizdir. Bir çocuk sahibi olmak için büyük servet ve para harcayıp da çocuk nimetini elde

edemeyen aileler bizim için bir ders değil midir? Hem Allah Teâlâ evlat konusunda yegâne ve tek tasarruf sahibidir. Çocukları o ihsân eder. O isterse hiç evlat nasip etmez. Dünyanın bir imtihan yeri olduğunu hiçbir zaman hatırımızdan çıkarmamalıyız. 

Çocuklara Tesir Eden Unsurlar

-1)Aile müessesi:

*Aile bu konuda en önemli merciidir. Bunun sebepleri ise;

a)Ana ve babanın mesüliyet duyguları. Hadisi şerifte;“Hepiniz çobansınız, hepiniz emri altındakilerden mesülsünüz.”

b)Bazı ayet ve hadisler ana ve babayı bu konuda görevlendirmiştir. Ayeti kerimede;”Ey iman edenler; kendinizi ve çoluk çocuğunuzu ateşten koruyunuz.”Hadisi şerifte,”Çocuklarınıza yedi yaşından itibaren namazı emredin. On yaşına ulaştıklarında hafifçe döverek korkutun...”

c)Çocuğun gelişme dönemini en fazla aile içerisinde tamamladığı gibi en çok vakti da ailede geçmektedir.

*Ailenin islami terbiye müessesi olabilmesi nasıl gerçekleşir?

a)Karı ve kocanın dindar şahsiyette olmaları gerekir. Hadisi şerifte siz dindar kadını seçerseniz elleriniz dert görmez.” Yine Hadisi şerifte,” Dininden ahlakından emin olduğunuz birisi size dünürcü olursa onu talebini olumlu karşılayınız,onu evlendiriniz.”

b)Aile kurmakta maksat terbiyeli inançlı nesil yetiştirmek olmalıdır. Hadisi şerifte;“Siz sevimli ve doğurgan kadınlarla evlenin, çünkü ben kıyamet gününde ümmetimin çokluğuyla övünürüm.” Yine hadisi şerifte;”Siyah bir kadın doğurgansa doğurmayan beyaz güzelden daha hayırlıdır.”
c)Allahü Tealanın emirlerini yerine getirmelidirler. Ayet ve Hadisi şeriflere göre hareket etmelidirler.

d)Karı ve Kocanın islami terbiye metotlarını iyi bilmeleri gerekir. Bundan maksat Peygamber (sav) örnek almalıdırlar. çünkü Peygamber çok sabırlıydı, yumuşaktı, kızmazdı, acıyandı, merhametliydi ve her şeyi yerinde ve zamanında gerektiği şekilde yapardı.

*Terbiyede ailenin önemi nedir?

1)Doğacak çocuğu islami edep üzere doğurmak.

a)Doğduğu zaman sağ kulağına ezan sol kulağına kamet okumak. Bunun sebebi şudur, doğan çocuğun dünyada işiteceği ilk şeyin Allah’ın isminin olmasının sağlanmış olmasıdır. Hadisi şerifte;“Peygamber (sav)’i Hz. Hasan doğduğunda kulağına ezan okurken gördük denilmektedir.”
b)Doğan çocuğun ağzına hurma ezmesi yahut tatlı bir şey koyarak çocuğun anasından emmesini sağlamak.

c)Güzel bir isim koymak ve akika kurbanı kesmek. Buda yedinci günde yapılması sünnet olur. İsim koymada haram, mekruh, helal, müstehap olanlar bulunduğu için, çocuğa uygun ve müstehap, yani güzel bir isim seçilmelidir. Hadisi şerifte;“Her çocuk akika kurbanıyla rehindir.” “ Her çocukla akika vardır, kurbanı kesin, kanını akıtın, çocuğu eziyetten kurtarın.” Akika kurbanı erkek ve kız ikisine de vardır.

d)Çocuğu erkek ise sünnet etmek.

2)Gelişme çağında çocuğun fıtratını korumak, muhafaza etmek.

a)Çocuğu küfür çevrelerinden korumak, etkilenmesini önlemek gerekir.

b)Basın, televizyon ve değişik yayınlara karşı her zaman duyarlı olunmalıdır.

3)Çocuğa gelişme dönemlerinde istek ve ihtiyaçlarına karşı olgunlukla yaklaşılmalıdır, bununla beraber olgunlaşma ile terbiye sınırları dini motifler dengelenmeli ve çözümsel olmalıdır.

4)Çocuklar arasında mutlak adalet şarttır, eşit davranmak esastır. Hadisi şerifte;“Hz. Beşir Resulüllah’a çocuklarından birisine verdiği bir mal için şahit olmasını isteyince Resülullah ona bütün çocuklarına verdin mi diye sorar O da hayır ya Resülullah der, bunun üzerine Hz. Beşir’e ,“Beni zülmüne şahit kılma.” Demiştir.

5)Zaruri ihtiyaçlarla aşırı ihtiyaçlar arasında çocuk açısından bir denge oluşturmak gerekir. Zaruri ihtiyaçlar; yemek, içmek, elbise, korunmak, şefkat, rahmet vb. insanın gerekli gördüğü ihtiyaçlardır.

6)Çocukla baba arasında bulunan engelleri kaldırmak gerekir. Gençler belli dönemlerde başkalarına aşırı ihtiyaç duyarlar, bu durumda babadan karşılık bulamayan çocuk dışarıya kaymaya yönelecektir. Edineceği arkadaşı onun için iyi yada kötü örnek olacaktır.

7)Terbiye ederken üslubumuza özen göstermeliyiz, kötü örnek olmamalıyız. Hadisi şerifte;“Kadının birisi çocuğunu, -gel oğlum sana hurma vereceğim şeklinde çağırınca- çağrısını işiten Peygamber (sav) -ey kadın eğer söylediğini vermez isen Allah katında yalancı yazılırsın-” Der.

8)Terbiyede devamlılık çok önemlidir. Çünkü çevremiz her an gençlerimizi etkilemektedir.

9)Terbiye ile beraber eğitim birbirlerini tamamlayan unsurlardır. Peygamberimiz (sav) terbiye ederken aynı zamanda eğitimde verirdi.

10)Çocuğu zararlı olan şeylerden engellemeli ve karşılığında faydalı olacak imkanlara teşvik etmeliyiz. Hadisi şerifte;“Kişi arkadaşının dini üzeredir.”denirken buna dikkat çekilmiştir.

-2)Camii müessesi:

Cami eskiden olduğu gibi günümüzde de bazı ülkelerde toplumu yönetme ve yönlendirme görevini yani terbiye görevini üstlenmektedir. Tarihte pek çok ilim adamları, komutanlar, mücahitler hep camilerde yetişmişlerdir.

Peygamberimiz zamanında camii mana itibarıyla namaz kılma yeri, medrese, yönetim merkezi, elçileri kabul noktası, savaş karargahı, konferans salonu, istişarelerin yapıldığı yer vb. olarak her türlü dünya ve ahiretle ilgili kullanımı olan bir mekandı.

Camilerde birçok alimler fıkıh, feraiz, akaid, felsefe vb. dersler yapılmaktaydı.

Kur’an’ı Kerim eğitimi de genellikle camilerde okutulur ezberlettirilirdi.

Maalesef günümüz için böyle bir görev camiler için söz konusu değildir. Camiler bu durumda asıl manada işlevliklerini yitirmiş olup sadece ibadet mekanları haline dönmüşlerdir.

*Camilerde neler yapılabilir;

a)K. Kerim eğitimi birinci manada yapılması günümüz ortamınca çok uygun olandır, böylece camilerde K.Kerim’in okunması da sağlanır.

b)Camiye namaza gelenler sadece namazda sımsıkı olarak saf tutmaktan ziyade birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmeleri, birbirleriyle kenetlenmeleri sağlanır.

c)Camiye gelen her vatandaş hangi makam ve mevkiden olursa olsun eşit olarak Allah’a karşı alınlarını secdeye koyarak farksızlıklarını ifade ederler.

d)Camilerde yapılan vaaz ve irşatlara dikkatle, itina ve özen göstererek istifade edilir.

e)Camiye giden her baba dini bir sorumluluk gereği küçük büyük her yaştan çocuklarını yanına alıp camiye gitmelidir. Camilerin temizliğinden daha önemlisi camilerin cemaatla dolu olmasıdır.

-3)Okul ve medreseler:

Tarihin akışı içerisinde her asırda çeşitli okul ve medreseler oluşturulmuştur. Bunlar bazen çeşitli menfaatler için olduğu kadar insanların dünya ve ahiret mutluluklarını amaç edinmişlerdir. Bu itibarla tarihten günümüze devam eden bu müesseselerden hakkıyla yararlanmak her insanın hakkıdır.

Şunu iyice bilmek gerekir ki islam dini hiçbir zaman ilimle çatışmadığı gibi ilim öğrenmeği de her müslümana farz ve sorumlu tutmuştur. Şayet bir yerde din ve ilim çatışmış gibi söylenirse burada ya çatışan ilimde bir sıkıntı vardır ya da din adına konuşan kimsede sıkıntı var demektir.

*Bu durumda okullardan ciddi manada yaralanmak gerekir, şöyle ki;

a)Yabancı okulların taşıdığı ciddiyette eğitim verecek okullar oluşturulmalıdır.

b)Peygamberimiz (sav)’in başlattığı süffe topluluğu misali okuma imkanı olmayan fakir öğrencilere kucak açılmalıdır. Her müslüman genç asgari seviyede araştırma yapabilecek durumda eğitim almalıdır.

c)Maddi ilimlerde olduğu gibi manevi ilimlerde de ihtisas yapmış elemanlar yetiştirilmelidir. Gerekirse başka ülkelerden ilim almak suretiyle istifade edilmelidir. Hadisi şerifte;“İlim Çin’de dahi olsa gidin alın.”Gereğince

ve“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu”?İlkesinden hareketle okullarımıza ayrı bir özen göstermeliyiz.

d)Okullarda ki eğitimde, akılla irfan, dinle vicdan, dünya ile ukba (ahiret) beraber işlenmelidir. Aksi halde amacı olmayan hiçbir eğitimin sonucu hayır getirmediği bir gerçektir.

e)Bugün ülkemizde ki okulların içerisinde bulunduğu durum maalesef esef vericidir. Maddi olanaksızlıklar başta olmak üzere gençlerimizin okullarda menfi manada etkilendikleri görülür. Bu etkilenmelerin başında ahlak sorunu, örf ve adetlerden soyutlanma sorunu, aileden kopma sorunları gelmektedir. Ailelerin sorumsuzluğu, öğretmenlerin ilgilenememesi, idarelerin gevşekliği hatta etkisizliği, tarihini yitirmiş nesil oluşturmuştur. Nesillerin tarihiyle bütünleştirilmesi okullarda dikkate alınmalıdır.

f)Okul denilince aklımıza ille de özel binalardan yapılmış mekanlar gelmemelidir. Çocuklarımıza eğitim verebileceğimiz her yer evimiz, sokağımız, çarşımız, iş yerimiz, parkımız dahil her yer okul olmalıdır. Her veli mesüliyetini taşıdığı kimselerin sorumluluklarını kendisi üstlenmelidir, başka nedenleri kendi eksikliğine bahane yapmamalıdır. Her yer okul, her kes öğretmen olmalıdır. Bütün bunlar yapılırken ibadet şuuru ve samimiyeti ön planda tutulmalıdır.

------------------------------------------------------------------------------------------

 DİPNOTLAR 

1- Abdulhak Hamid. 

2- Meryem: 5. 

3- Âli-İmrân: 38. 

4- Saffât: 100. 

5- Saffât: 101. 

6- İbrâhim: 39. 

7- İbrâhim : 40. 

8- İsrâ: 6. 

9- Şûrâ: 49. 

10- Şûrâ: 50. 

11- Riyâzü's-Salihîn, c. 2, sh. 73, 

     Hadis No: 656. 

12-Tirmizî, Sünen, c. 3, Hadis no: 

     2018. 

13- el-Fethu'l-Kebîr, c. 2, sh: 74 

14- Tahrîm: 6. 

15- Hakk Dini Kur'an Dili, c; 6 sh: 

      5112. 

16-Seçme Hadisler, sh: 29, Diyanet 

     Yayınları. 

17- A.g.e. sh: 30. 

18- Riyâzü's-Salihîn. c.1, Hadis No: 

      229. 

19- Kenzü'l-İrfan- 1001 Hadis, sh: 

      179. 

20- Keşfü'l-Hafâ, c. 1, Hadis No: 84 

21- Ö. Nasuhi Bilmen, Hikmet 

      Gonceleri (500 Hadis) Hadis 

      No: 67, Bilmen Yayınevi, İst. 

      1989. 

22- Enfâl: 28. 

31- Seçme Hadisler, Sh: 167 

32- Seçme Hadisler, Sh: 167 

33- Buhârî 

34- Buhari ve Müslim. 

35- Nahl: 58. 

36- Nahl: 59. 

37- İslam'da Çocuk, Sh: 48-49, 

      Diyanet Yayını,  Ank. 1989 

38- Sahih-i Müslim, c. 8, Sh: 103. 

39- Bkz.: Diyanet Aylık Dergi; 

      Ağustos-1998, Sayı: 92; Şubat- 

      1998, Sayı: 86,; Nisan-1998, Sa- 

      yı: 88 özetlenmiştir. 

40- Kur'an-ı Kerim Meâli, Türkiye 

      Diyanet Vakfı Yayınevi.

 


 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]