EVLERİMİZ BİR MEKTEP ANNE VE BABALAR İSE BİR ÖĞRETMENDİR
Resmi ve gayr- ı resmi bilgiler ve veriler, aile ve çocuk üzerinde hiç de ümit verici değil. Bu acı gerçeği her anne ve baba kalbinin derinliklerinde hisseder ve yaşar.
İçinde bulunduğumuz bu hal çok ciddi bir sıkıntı ve üzüntüye sebep olsa da, Rabbimize hamdolsun, bizlere gönderdiği kitabında her çeşit meselelerimize çözüm getirmiş. Kıyamet kopuncaya kadar problemin cinsi, büyüklüğü veya küçüklüğü ne olursa olsun, onlara karşı susan ne bir kitabımız var ne de Peygamberimiz.
Okulların açılmış olmaları sebebiyle, sizlere kulluk kitabımızdan bir örnek takdim etmek istiyorum.Birlikte okuyacağımız ve öğrenece-ğimiz bu örnek eğitim,verdiği mesaj ve taşıdığı amaç itibari ile iyi anlaşılır ve uygulanmaya konursa, yeryüzünü kasıp kavuran tüm fitne ve fücura karşı, emin ve güvenilir evlerimizde, bu ciddi meseleyi aşabiliriz. Yeter ki evlerimizi bir mektep ve bu mektepte bulunan anne ve babalarımızı bir öğretmen olarak iş başı yapmalarını sağlayalım.
Hz. LOKMAN ve OĞLU
ve dört önemli konu
Lokman Suresi 13.ayet: “Lokman, oğluna öğüt vererek: Yavrucuğum. Allah’a ortak koşma. Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür demişti.”
Bir babanın oğluna ilk kazandıracağı nimet, iman nimetidir. Oğlunun, Allah’a inandığı kesindir. Onun için “Allah’a inan” demiyor da, “Allah’a şirk koşmamasını” öğütlüyor.
Hz.Lokman, oğluna bu yasağı koyarken, sebebini izah etmektedir: Kesinlikle şirk büyük zulümdür. Bu durum gösteriyor ki, çocuklara bir şeyi öğütlerken, ya da yasaklarken, o şeyin neden ve niçin yasaklandığı anlatılmalıdır.
Buradaki bir başka hikmet şudur. Nasihat ve irşadda bulunacağımız kimselere, bu vazifeyi ifa ederken, onların kalblerini yumuşatacak ve gönüllerini fethedecek şekilde hitap etmek önemlidir. Burada çocuğa “yavrucuğum” denilmiştir.
Lokman suresi l6.ayet: “Lokman, öğütlerine devamla şöyle demişti: Yavrucuğum, yaptığın iş (iyilik veya kötülük) bir hardal tanesi ağırlığında olsa bile, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allah onu senin karşına getirir. Doğrusu Allah, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.”
Bu ayette baba, oğluna, Yüce Allah’ın nasıl bir varlık olduğunu, insanın ameliyle bağlantı kurarak anlatmaktadır. Burada Lokman, yüce Allah’ı, oğluna latîf ve habîr sıfatlarıyla tanıt-maktadır.
Latîf, yoğunluğu olmayan, her şeye sızan manasındadır. Bir amelin taşın içinde, göklerde ve yerde olması, kavramları öğretim açısından çok dikkat çekicidir.
Taş, maddi bir araştırmayı, gökler astronomiyi, yer de yer bilimleri araştırmalarının bir amel olduğunu ifade eder.
Lokman Suresi 17.ayet: “Yavrucuğum. Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazge-çirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir.”
Zikir, hamd ve dua gibi, dinin temel esaslarını içine alan namaz teklif edilmiştir.
Özetlersek:
- Çocuğa din eğitimi verilirken, öncelikle Allah anlatılır. Allah insan ilişkileri amel ile ortaya konulur ve nihayet insanın her amelinin ibadet olması gerekliliği namaz emri ile noktalanır.
Hz.Lokman oğlunun zihnini ve kalbini yüce Allah’a çevirdikten sonra, toplumun yücelttiği değerlere de çevirmektedir.
Çünkü çocuk eğitimi, toplumdan soyutlanarak gerçekleşmez. Tek başına çocuğu terbiye etmek mümkün olmaz. Çocuğun sosyalleşmesi ve sosyal hayatta rol alması gerekir. Bunun için davranış biçimleri şunlardır:
1. “Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme.” (31 Lokman, l8)
Toplumda sağlam insan ilişkilerini ve sağlıklı iletişimi yaşatan en önemli davranış insanlara karşı sevecen olmaktır. İnsanlardan yüz çevirmemek, onları aşağılamamak ve onlara güler yüzlü dav-ranmak kadar kaynaştırıcı vebirleştirici bir davranış biçimi bulmak çok zordur. Çocuklara ilahi rızanın insanların rızasından geçtiğini durmadan öğütlemelidir.
2. “Yeryüzünde böbürlenerek yürüme..” (31 Lokman, l8)
Halkın içinde rahat olmak için kompleks içinde olmayacaksın. İnsanların seviyesi nasıl olursa olsun, onlara insan olarak muamele edeceksin.
Hz.Lokman oğluna bazı davranış şekillerini yasaklarken, çok önemli bir metod kul-lanmaktadır. Bu davranışların değerlendirilmesini Yüce Allah’ın yapacağını ona hatır-latmaktadır.”Allah kendini beğenip övünen kimseyi sevmez.” (31 Lokman, 18)
Görülüyor ki bu davranışların yanlışlığını babası kendisine mal etmemektedir. Yüce Allah’a bağlamaktadır.
3. “Yürüyüşünde tutumlu ol” (31 Lokman, l9)
Orta seviyede bir yürüyüş biçimi sergilenmektedir. “Kibirli yürüme” demek yeterli değildir. Zira kibirli davranışın ne olduğu da belirtilmelidir. Nasıl yürüyeceğini söylemekle bu da yerine getirilmiş olacaktır.
4. “Sesini kıs” (31 Lokman, l9)
İnsanlarla nasıl konuşulacağına kadar terbiyenin boyutuna dikkat çekilmiştir. Konuşma-nın adabını, çocuğa öğretmek, İslam ahlakının çok ciddi ve önemli bir konusudur.
Yüksek sesle, kibirli bir şekilde insanlarla konuşmanın tiksindirici bir hal olduğu üzerinde durulmuş ve konu eşek sesi benzetmesiyle tamamlanmıştır. “Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin anırış sesidir.” (31 Lokman, l9)
Toplumsal değerleri kendi şahsiyetine sindiren ve onların bilincine varan gence artık, onları başkasına tavsiye etmekle sorumlu olduğunu hatırlatmak gerekir.
Hz.Lokman’ da aynısı yapmış ve oğluna “İyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış. Başına gelene sabret” demiştir. (31 Lokman, l8)
Genç bu faaliyetleri yaparken bazı tepkilerle karşılaşacaktır. Toplumun uğruna, onun iyiliği ve düzenli yaşaması için bu tepkilere katlanacaktır.
Ayetlerde sayılan 4 mesele büyük işlerdendir. Azmedilmesi gereken şeylerdendir. Bunları herkes yapamaz. İnsanların değeri bunları yerine getirmekle alakalıdır.
Selman Yiğit