SAADET ASRI EĞİTİMİN BAŞLANGICI
Allah İnancı:
Cahiliye insanında bulunan Allah tasavvuru, onların inanç yapısında merkeze otururken, kendileri tarafından, kendi hayat ve varlık anlayışlarına uygun olarak şekillendirilmişti.
Buna göre; Allah, bütün bu kainatı yaratmıştı. Halen dahi bu kainatta olan biten pek çok hadisenin de yaratıcısı idi. Fakat bu Yaratıcının işlevi buraya kadardı. Onlar bu yönüyle Allah'ı tamamen işlevsiz kılmıyorlardı. O' na pratik hayat içerisinde sınırlar koyuyorlardı. Bu durum onları hem çıkmazdan kurtarıyor ve hem de kendi dünyevi hayatlarını diledikleri gibi tanzim etmeyi sağlıyordu.
Çıkmazdan kurtuluyorlardı; zira kendisiyle bütünleştikleri bu kainatın ilahi bir güç olmadan olmayacağının farkındaydılar:
"- De ki: "Yeryüzü ve orada olanlar kimin? Biliyorsanız (söyleyin)"
- "Allah'ın!" diye cevap vereceklerdir.
- De ki: "O halde düşünmez misiniz?"
- De ki: "Kimdir yedi göğün sahibi ve yüce arşın sahibi?"
- Diyecekler ki: "Allah!"
- De ki: "Peki, O'na karşı sorumluluk bilinci taşımayacak mısınız?"
- De ki: "Her şeyin yönetimini elinde tutan; koruyup kollayan ama (kimsenin) kendisine karşı korunup kollanamayacağı kimdir? Biliyorsanız (söyleyin)!"
- "Allah!" diye cevap verecekler.
- De ki: "O halde nasıl böyle büyüleniyorsunuz?"
Doğrusu Biz onlara hakkı getirdik; (buna rağmen) onlar yine de yalanladılar." (1)
Yine cahiliye insanı dış dünyayla alakalı olarak farkında olduğu bu durumun kendi varlığıyla alakalı kısmının da farkındaydı:
"De ki: "Sizi göğün ve yerin ürünleriyle rızıklandıran kimdir? Yahut kimdir, gözler ve kulaklar üzerinde mutlak egemen olan? Kimdir, ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkaran? Ve (yine) kimdir var olan her şeyi -işleri- çekip çeviren?"
- Şüphesiz diyeceklerdir ki: "Allah!"
- Öyleyse de ki: Peki, O'na karşı sorumluluk bilinci taşımayacak mısınız?" (2)
Öte yandan Allah ile alakalı bu tasavvurların zihni bir bilinçten kaynaklandığını da görmekteyiz. Ki bu zihni bilinç, onların kendilerini çelişkiden bu çelişkinin neden olacağı çıkmazdan kurtardıklarını zannettikleri bir ortamda aslında onların ne yaman bir çelişkide kaldıklarını da ortaya çıkaracaktır.
Buna işareten yukarıda ki ayetin hemen peşine gelen ayete dikkat etmek gerekiyor: "İşte Allah, sizin gerçek Rabbinizdir..." (3)
Söz konusu ayetlerin bulunduğu pasajın bağlamında anlaşılabilecek olan; cahiliye insanın, Allah'ın kendilerinin mutlak ve gerçek -hak- Rabbleri olduğunu bildikleridir.
"Yani, ‘şunu kendiliğinizden biliyor ve anlıyorsunuz ki, O' dur her şeyi yeratan ve yöneten Tek İlah; O' dur her şeyin ardında ki Mutlak ve Nihai Gerçek; bunu bu kadarıyla görüp kabul etmeniz, O' na İlahlığında hiçbir şekilde ve hiç kimseyi kesinlikle ortak koşmamanızı, O'ndan başka hiçbir varlığa az ya da çok tanrısallık yakıştırmamanızı gerektirir."(4)
---------------------------------------------------
Kaynakça:
1- 23 / Müminun 84-90
2- 10 / Yunus 31
3- 10 / Yunus 32
4- Kuran Mesajı, Muhammed Esed 10 / Yunus 32, 51. not.