Metalik kadınlar kadife erkekler
Kadın Güçlenirken Güçsüzleşiyor mu?
Bir kadını “fettan, cadı ve güçlü kadın” yapan şey, yaşadıklarıdır. Yapmasın mı? Tutulmamış sözler, yaşanmış mutsuzluklar, çaresiz hastalıklar, ayrılıklar güçlü yapar kadını. Kurulan hayaller iskambil kağıtlarından kuleler gibi yıkıldığında ezilmemek için enkaz altında güçlü kadın olur onlar. Hor görülmeler, aşağılanmalar, eksik etek tabirleri, hizmetçiymiş gibi yaklaşımlar, erkek doğurmadığında küçümsenen, doğursa da küçümsenen, ne yapsa yaranamayan kadınlar… Çocukluğunda tacizler, genç kızlığında saldırılar, kimi zaman Özgecan gibi öldürülen, evliliğinde insan yerine konulmayan kadınlar… Alın işte size Metalik Kadın!
Bu kadar baskı, yıldırma, aşağılama sonucunda ne olmasını bekliyordunuz? Acısını içine gömen, sesini çıkarmayan, ağzı var dili yok, suskun kadın yok artık beyler. Kadınlar yeryüzünde binlerce yıldır ötelendi, dövüldü, sövüldü ve sonra işte Metalik Kadın ayaklanması ile karşı karşıyasınız.
Aslında “Huysuz kadın yoktur, huysuzlaştırılan kadın vardır” gerçeği ile karşı karşıyayız.
Tüm bunlarla beraber kadın güçlendi, Metalik Kadın oldu. Evde, iş yerinde, yaşamın her kademesinde söz sahibi oldu. Ezilmemek için okudu. Kariyer üstüne kariyer yaptı. Erkeklerin yaptığı çoğu işi yapar oldular. Erkek egemen toplumu evirmeye, çevirmeye, dönüştürmeye çalıştı. Hanım Kadın gitti, Metalik Kadın geldi. Ne var ki bu sonuç kadınları mutlu etmedi. Metalik Kadın bu savaşta kendi ayağına sıktı. Sıktığı kurşun döndü geldi kendisini vurdu. Hanım Kadın artık yok.
Erkekler içten içe Metalik Kadından kaçınıyor, Hanım Kadını arıyor. Erkek doğası Hanım Kadına meyilliydi, onun şefkatini arıyordu, sevgisine derin ihtiyacı vardı. Güler yüzüyle gülmek, saçlarının arasında kaybolmak istiyordu. Aşkına muhtaçtı, ona şiirler yazmak, şarkılar yapmak istiyordu.
Yaratılışındaki yazılım gereği Hanım Kadına meyilli olan erkek, Metalik Kadının kolları arasında mutluluk yerine derin acılar yaşamaya başladı. Sosyal sorunlar böyle çoğaldı. Bunun üzerine erkekler, kadınlardan ümidini kesti ve ne yazık ki yerkürede başka bir dönüşüm başladı. Kabuğuna çekilen, sessiz, mıymıntı bir erkek tipi türedi; Kadife Erkekler!
Sonra kadınlar kendi doğası gereği bu erkekleri beğenmedikleri için onları dönüştürmek istediler. Çünkü kadın mıymıntı değil maço, üzülen değil sorun çözen, aşırı kibar değil taş fırın, lak lak konuşan değil cool erkeği seviyordu. Kadife erkeği dönüştürmek isterken kırdı, döktü, parçaladı ve sonunda işler iyice sarpa sarmaya başladı.
Kadının Gerçek ve Sarsılmaz Gücü Kadınlıkta ve Dişiliktedir
Kadınlar erkekleşti, bunun modern tanımlaması Metalik Kadındır. Bir erkek Hanım Kadını sever. Hanım Kadından kastımız, Metalik Kadının tersi şeklinde algılansın diye metafor olarak kullanılmıştır. Türk Dil Kurumu sözlüğünde Hanım Kadın (Hanım Kız); “Kadınlığın bütün iyi niteliklerini taşıyan.” şeklinde tarif edilmiştir.
Sonuç olarak; kadın, Hanım Kadın olduğunda, erkek de Erkek Adam olduğunda diğer cinsleri tarafından çekici gelecektir.
Zaten ilişkide heyecanı canlı tutacak olan da heyecan ve tutkudur. Elbette evlilikte ya da kadın-erkek ilişkisinde heyecanı canlı tutacak tek unsur bu ya da bunlar değildir.
Yapılan bir araştırmaya göre;
Erkekler her şeyden önce erkekleşmiş kadınlardan kesinlikle hoşlanmıyorlar.
Çelişkili gibi görünse de erkekler ezik, fedakâr kadınlardan hoşlanmıyorlar.
Otoriter kadın da erkekler dünyasında prim yapmıyor.
Aşırı sinirlenip bağıran, çağıran kadınlar da ilgi görmüyor.
Erkekleri dedektif gibi takip eden kadınlar da erkekleri çıldırtıyor.
Aşırı kıskanç kadınlar da erkeklerin tüylerini diken diken ediyor.
Paralarının hesabının sorulması yine erkeklerin dayanamadıkları bir konudur.
Selahattin Yaylamaz.
Eğitim Uzmanı Yazar.