En Karlı Ticaret
Ticaret, kıymet ve değerlerin nemalandırılmasıdır.
Altın, gümüş, para, akçe, mal ve mülkün para etmesidir.
Şu fani hayatta yaşamın vazgeçilmez bir şartıdır. Eve rızık götürebilmek için insanoğlunun helalinden bir gayret ve çabasıdır. Başıboş yaratılmayan ademoğlunun ilahi kurallara riayet ederek kazanmasıdır. Üretilen malın bir vasıtayla, alıcıya satışının yapılmasıdır. Üretim, vasıta ve alıcı üçlüsüyle gerçekleşir bu akit.
Ticari ahkâmı öğrenmek farz-ı ayndır. Ticaret sünnettir. Sehl b. Abdullah (r.a.), “Kim kazancı kınarsa, sünnet-i seniyye’yi kınar. Kim tevekkülü kınarsa imanı kınamış olur.” demiştir. Adem (a.s.) çiftçilikle, Efendimiz (s.a.v.) ticaretle meşgul oldu. Diğer bütün peygamberler de bir sanat sahibiydi elbette. Ebû Bekir Sıddık (r.a.) Mekke’nin en büyük taciriydi; rızkını ticaretle; Hacı Hasan Efendimiz (k.s.), hüsn-i hat, güzel yazıyla, levha ve bahçecilikle temin etti.
Aralarında yer alan bütün sâdât-ı kiram da böyleydi. Mezhep imamlarımız, mezhepte müctehid olanlar ve günümüzdeki ulema-i kiram da enbiya ve asfiyanın yolunu takip etti.
EN KÂRLI TİCARET
Ruhlar aleminde. “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” hitabına, “Evet Rabbimizsin.” demekle beşeriyyet, fıtratında mevcut iman gibi bir değerle doğdu âleme. Emanetleri yüklenip hilafete namzet olmakla, esmanın hepsini talimle donandı insanoğlu. Bir de hedef gösterildi ona:
“Allah Teâlâ, mü’minlerden canlarını ve mallarını cennet kendilerinin olmak karşılığında satın almıştır.” (Tevbe, 111)
“Ey iman edenler! Sizi elim azaptan kurtaracak bir ticareti size göstereyim mi? Allah Teâlâ ve Râsûlü’ne iman edip mallarınız ve canlarınızla Allah Teâlâ yolunda cihat edersiniz. Eğer bilirseniz, bu sizin için çok hayırlıdır.” (Saff, 9-10)
DNA’mızda mevcut ilahi program kılavuzdur. Genetiğimizde saklı olan iman, öyle bir değerdir ki cennet’i bile satın alır. “Nimetin fiyatı ‘Elhamdülillah’, cennetin fiyatı ise “Lâ İlâhe İllallah’tır” buyrulur. İmanla mükâfatlanan mümini sena ile Hz. Ömer (r.a.), “Gururlanma ey hacer-i esved, kelime-i tevhid okuyan mümin, senden üstündür.”‘ der. DNA’mızda mevcut ilahi program, bizi şeytanın adımlarına değil, nimet bahşettiği enbiya, sıddık, şehid ve salihlerin yoluna kılavuzlar.
“Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl bahanelerle yemeyin. Ancak kendiliğinden rızalaşarak anlaştığınız bir ticaret bunun dışındadır.” (Nisa, 29)
Kârlı ticaret aklın gereğidir. İmanda yakîn, kesin inanç gaybe iman, görülmeyenlerin görünür hale gelmesi, namazda huşu, oruçta takva, zekatta cömertlik, hacda vuslat, ilimde haşyet, cihatta hayırlı niyet, Allah Teâlâ’nın dininin yüceltilmesi, bütün hareket ve sekanatımızda ihsan, en kârlı kazançtır.
Ticarette denge, ne güzel bir yöntemdir: Dünya için ahireti, ahiret için de dünyayı terk etmemek. “Sonra da namaz kılındı mı yeryüzüne dağılın da Allah Teâlâ’nın lutfundan nasibinizi arayın. Allah Teâlâ’yı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz.” (Cuma, 62/10)
Kârlı bir ticaret niyazıyla…