Vadesinde Ödenmeyebn Borç
Herhangi bir sebeple borçlanan kimse, vadesinde borcunu ödemeden, paranın değeri (satın alma gücü) değişirse, borcun ne şekilde ödeneceği konusunda, İslam müctehid ve fakihleri farklı görüşler ortaya koymuşlardır.
İmam Ebu Hanife’ye göre, bu para tedavülde olduğu müddetçe paranın değeri ister artsın, ister eksilsin, borç aynen ödenir. Para değerinin değişmesinin borcun miktarında bir tesiri olmaz.
İmam Ebu Yusuf a göre, borcun sabit olduğu (sözleşmenin yapıldığı) zamanda kullanılmakta olan bir başka paraya veya altına göre kıymetinin ödenmesi gerekir.
İmam Muhammed’e göre ise, bu durumda, sözleşmenin yapıldığı zamana değil; paranın değerinin değiştiği zamana itibar edilir.
Günümüzde özellikle az gelişmiş ülkelerde para değer kaybetmekte, gün geçtikçe satın alma gücü azalmaktadır. Bu sebeple, seneler öncesine ait bir borç, -Ebu Hanife’nin içtihadına uyularak- aynen ödendiği takdirde, alacaklı zarara uğramaktadır. Oysa, dinimizde "başkasına zarar vermek ve başkası yüzünden zarar görmek" yoktur. Nitekim, fıkıh kitaplarında Ebu Hanife’nin içtihadına göre fetva verilmediği, Ebu Yusuf ve İmam Muhammed’in görüşlerinin her ikisinin de müftabih olduğu belirtilmektedir. Ancak zamanımızda para değeri çok sık -hemen her gün- değişmekte olduğundan İmam Muhammed’in içtihadı, uygulamada önemli bir kolaylık sağlamamaktadır.
Bu itibarla, uzun süre önceki borçların ödenmesinde İmam Ebu Yusuf un içtihadına uyularak, paranın borçlanma zamanındaki değerinin (satın alma gücünün) dikkate alınması ve ayrıca iki tarafın helallaşmaları uygun olur.