ÇOCUĞUN HAYATLA OLAN KAVGASI
Çocuk ilk sözcükleri kullanmaya başladığında kendini dünyanın merkezinde hisseder. Attığı her adımda muzaffer bir asker gibi kasılır ve dünyayı tanımaya devam eder. Çocuk bir gün oynarken evin duvarına çarpar ve yere düşer. Canı yanmıştır, ağlayarak anneden yardım ister.
Anne çocuğun acıyan bacağına dokunur sonra duvarı hızla yumruklayarak “bak ben onu dövüyorum sen üzülme” der ve çocuğu teselli etmeye çalışır. Çocuk rahatlamıştır, anne kendisine zarar veren duvardan intikamını almış ve ona gözdağı vermiştir.
Çocuk bu davranışı öğrenmiştir. Bundan sonra bir sorunla karşılaştığında karşı taraftan intikamını alabilmek için harekete geçecek ve çözüme ulaştığına inanacaktır. Ve nitekim öyle de olur. Çocuk yaşam boyu, maruz kaldığı her hatayı yükleyebileceği bir kişi ya da nesne bulur ve işin içinden çıkar.
Çocuk okul döneminde derslerine gereken önemi vermez ve sınıfta kalır. Fakat nerede hata yaptım diye sormak yerine öğretmeni suçlamaya başlar. Eğer o görevini başarılı şekilde yapmış olsaydı ben başarısız olmazdım deyip sorumluluktan kurtulur.
Çocuk arkadaşlarıyla ilişkilerinde uyumsuzdur. Fakat yaşanan problemde benim ne kadar payım var demek yerine “onlar zaten benim anlaşamayacağım kişiler” der ve kendisiyle yüzleşmekten kaçınır. Çocuk yaptığı her hatada, ihmal ettiği her işte mutlaka suçu yıkabileceği bir suçlu bulup kıyıya çekilmektedir.
Çocuk büyümüş ve erişkinler dünyasına katılmıştır. İstediği bir mesleği edinmiş ve çok geçmeden işe başlamıştır. Fakat yaşamın ritmine ayak uydurmak yerine vurdumduymaz bir yaşam sürmekte ve sabahları işine geç gitmektedir. Patronu kendisini uyardığında ise hatayı hemen onun üzerine yıkıp “ben işimi iyi yapıyorum ama birkaç defa geç geldim diye benim üzerime yükleniyorlar” diyor ve olayı geçiştiriyor.
Bir akşam vakti, ehliyeti olmadığı halde bir arkadaşının aracını alıyor ve bir şehir turu yapmak istiyor. Fakat hiç beklenmedik bir kaza meydana geliyor, adam bir yayaya çarpıyor ve onun ölümüne sebebiyet veriyor. Fakat nerede hata yaptım demek yerine eğer önüme çıkmasaydı ona çarpmazdım deyip çekiliyor.
Çocuk sevdiği bir kişiyi kaybediyor ve doktoru suçlu ilan ediyor
Evini su basıyor yağmuru suçlu ilan ediyor
İşinde iflas ediyor ortağını suçlu ilan ediyor
Aile içi sorunlarında eşini suçlu ilan ediyor
Çocuğuna vakit ayıramıyor patronunu suçluyor
Yakınları ile iletişim kuramıyor suçu hayat şartlarına bağlıyor
Çocuk büyümüş ve erişkinler dünyasına katılmıştır. Fakat hatalarını kabul etmek yerine suçu yükleyebileceği duvar bir aramaya devam etmektedir.
Fatma Tuncer.