Gönderen Konu: Ölüm ve Özgürleşmek (Okunma sayısı 594 defa)

fanidunya NET · « : Ağustos 05, 2023, 07:47:19 ÖÖ »

Ölüm ve Özgürleşmek

Ölüm ansızın çalar kapınızı… Ve ruhunuz bedeninize veda ederken derin bir sarsıntı yaşarsınız. Bir yaprağın dalından ayrılırken yaşadığı sessizliğin içindesinizdir.

Büyük bir sarsıntı ile koparsınız dünyadan ve özgürlüğün doruklarına doğru yol alırsınız. Toprağa veda ederken emek verdiğiniz eşyalara, kazandığınız paraya, edindiğiniz statüye ve yalan alkışlara bakıp derin bir “ah” çekersiniz. Her şey arkada kalmıştır ve yalnızlığınızı bütün hücrelerinizde hissedersiniz. Bir rüyadasınızdır ve dokunduğunuz, gördüğünüz, kokladığınız, işittiğiniz her şey bir illüzyonun silik görüntüleri olarak yansır belleğinize.

İki adam iki metrelik bir çukura bırakırlar cesedinizi… Ve sizinle beraber gömülür tüm yaşanmışlıklarınız, tüm birikimleriniz, tüm hayalleriniz… Toprağa gömdükleriniz silik bir ize dönüşür ve ruhunuzun özgürlüğe doğru uçuşunu görürsünüz.

Ruhunuz asli vatanına kavuşurken omuzlarınızdaki bütün yükü attığınızı hissedersiniz. Emek verdiğiniz, zaman harcadığınız her şey geride kalmıştır… Derin bir uykudan uyanmışçasına silkinir ve gayr-i ihtiyari sorarsınız: Bunca çabayı bu kısacak hayat için mi yapmıştım? Korkularım bunun için miydi? Bunun için mi kırdım sevdiklerimi? Bu kısacık hayat için mi veda ettim her şeye? Sormakta ne kadar da haklısınız… Ama ayaklarınız toprağa değiyorsa zaman gözünüzde büyür… Ve ölümü ötekilere yakıştırır, ötekilerin yaslarına kurarsınız kendinizi… O yüzden Sevgili Peygamberimiz yarın ölecekmiş gibi yaşayın demiş ve ölüm sonrası hayata hazırlık için tavsiyelerde bulunmuştur.

Bilim insanları hayatı ve ölümü aynı şeyin iki versiyonu olarak ele alıyor ve hem yaradılışı hem de insanın varoluş gayesini canlı tutuyor. Ve ölümün aslında bir denge, sarsılmaz bir adaletin göstergesi olduğunu nihayet kabul ediyorlar… Gündelik hayatta unuttuğumuz ölüm, anlamlandırılması ve canlı tutulması gereken bir gerçek… Fakat nedense ölümü tefekkür etmeyi bir çöküş olarak algılar ve kaçınırız…

Neden? Çünkü bu duygu bizi kendimize döndürüyor ve uyanışa teşvik ediyor… Bunu istemiyoruz.

Ölüm ayıran ve ayırıp da birleştirendir oysa… Dünya ile iletişimi kesmek ve bizi sarıp sarmalayan gerçeğe teslim olmaktır.

Ömür muhakkak ki adım adım, yudum yudum, nefes nefes ölümdür.

Ölümün mekân mekân, zaman zaman, ceset ceset ömür olması gibi…

Ölmeden ölün demiş büyüklerimiz… Ölmeden ölmek kötülüklerden arınmak ve duru bir sabaha açılmaktır… Kendimize, öz benliğimize dönmektir…

Ölmeden ölmek bize Peygamberimizden kalan mirastır ki; bu mirası sürdürebilmek için bizi esarete sürükleyen ve özgürleşmemize engel olan, vaktimizi, emeğimizi çalan, merhametimizi öldüren ne varsa ayıklayıp ahdimizi tazelememiz gerekir. Özgürlük işte tam da budur…

Fatma Tuncer.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Ölüm ve Özgürleşmek (Okunma sayısı 594 defa)

fanidunya NET

Ölüm ve Özgürleşmek

BENZER KONULAR