Eski köye yeni adet getirmeyin
Geçtiğimiz günlerde, devlet ricalinden evlilik programlarının kapatılması yönünde bir açıklama gelince ülkemizin farklı kesimlerinden farklı sesler yükselmeye başladı. Orta yaş ve üstünde yer alan kesim, bu programların ahlaki değerleri zedelediğini ve evlilik kurumuna zarar getirdiğini ifade edip söz konusu karardan memnun kaldıklarını dile getirdiler. Genç jenerasyon ise böyle bir kararın toplumun özgürlük anlayışını zedeleyeceğine ve fertlerin karar verme mekanizmasını etkileyeceğine dair açıklamalar yaptılar. Daha sonra programların kapatılmasına yönelik herhangi bir girişimin olmadığı yönünde açıklamalar geldi ve bu durum iki tarafta da şaşkınlığa neden oldu.
Bu programların savunucuları hangi gerekçe ile ortaya çıkarlarsa çıksınlar, ele avuca sığabilecek bir sebeplerinin olduğunu düşünmüyorum. Zira öteden beri insanlar, evlilikle ilgili ritüellerini kendi değerleri ekseninde belirlemiş ve evlenip yuva kurmuşlardır. Bunun için ekranlarda boy göstermeye hiç ihtiyaç yoktur olmayacaktır da…
İslam toplumlarında evliliklerde olduğu gibi evlilik öncesi ritüellerin de nasıl ve ne şekilde olacağı belli sınırlar dahilinde çizilmiştir. Mesela tesettürlü bir genç kız mahrem bir erkekle sarmaş dolaş görüntülere sebebiyet veremez, mahremiyet sınırlarını korumak için azami gayret gösterir, flört etmez, sınırları aşacak yakınlaşmaya fırsat vermez. Müslüman gencin evlilik öncesi eş adayı ile görüşmeleri İslam’ın çizdiği ölçülerle belirlenmiştir. Söz konusu programlar ne yazık ki, bu sınırları ihlal etmiş ve İslam’ın haram kıldığı yakınlaşmaların önünü açmıştır. Bu programlarda sergilenen görüntüler gençlerimiz için doğru bir model değildir. Düşünün bir gün evvel birbirlerine aşk sözcükleri ile iltifat eden kişiler bir gün sonra ağza alınmayacak hakaretlerle ayrılıyorlar.
Evlilik programlarının izlenebilirliği dikkate alınarak belli kişilerin masumiyet kokan tutamlarının ön planda tutulması ise işin bir başka boyutu. Toplumun ilgisini çeken bu kişiler evlenme niyetlerinin olmadığını ifade ettikleri halde ekranlarda boy gösterip, reyting toplamaya devam ediyorlar.
Evlilik programların kapatılması yönündeki söylemlere tepki ile karşılık veren hanımlarımızın bu çıkışlarını anlamak mümkün değil. Onlar için toplumun ahlaki dejenerasyonunun ya da bu programların gençler üzerinde bıraktığı olumsuz etkilerin hiç önemi yok. Onlar evin işini bitirdikten sonra kalan vakitlerde ekrana kilitlenip kendi ifadeleriyle eğlenmek istiyorlar. Bu konudaki düşüncelerini sorduğunuzda, “olsun burada tanışıp evlenecekler, neden olmasın” diyorlar. Şunu bir kez daha ifade etmekte fayda görüyorum, bizim bu tür programlara hiç ihtiyacımız yok. Oğullarımız, kızlarımız asırlardır hangi ritüellerle evleniyorlarsa aynı şekilde yollarına devam eder ve evliliğe adım atarlar. Yeter ki kimse eski köye yeni adet getirmeye kalkmasın.
Fatma Tuncer.