Şefkat İle Acımak Arasındaki Fark
Şefkat ile acımak arasında güçlü bir bağın olduğu zannedilir ve acımak deyince şefkat, şefkat deyince acımak akla gelir. Oysa bu iki kavramı keskin çizgilerle ayıran bir nokta vardır ki bu nüansı kavramadan şefkatin canlılar üzerindeki etkilerinin farkına varamazsınız. Tutunacak hiçbir dalı kalmayan bir kişiyle karşılaştığınızda vicdanınızda bir sızı hissedersiniz ve bu sızı şefkate, sevgiye dönüşür sonra da o kişinin eli ve kolu haline gelirsiniz. Acıma duygunuz ise size alttan alta bir kibir pompalar ve karşınızdaki kişiyi gözünüzde küçülterek kendinize bir güç atfedersiniz. Acıma kibre, kibriniz ise sizi çözüme değil sorunlara yönlendirir ve kişinin mağduriyetine sebep olan kimseye karşı öfke besleyerek, şiddete eğilimli hale gelirsiniz.
Acımak çekirdeğinde şiddeti ve nefreti de barındırır ve sevgiyi silip götürür. Şefkat ise sevgiden beslenir ve siz bu sayede ihtiyaçlı hale gelen kişiye el uzatarak onun mağduriyetini ortadan kaldırmaya odaklanırsınız.
Acıma duygusuna karşın şefkatin çekirdeğinde tevazu, empati, dayanışma ve sevgi vardır ki, bütün bu değerler biz duygusu ekseninde birleşir. Şefkat kişiyi kibre sürüklemez aksine ona Allah’ın ihtiyaçlara çözüm olacak imkânları insanlara bahşettiğini ve bu imkânları O’nun rızasına uygun şekilde kullanılması gerektiğini hatırlatır ve sorumluluk yükler. Şefkat kişiyi tevazuya, teslimiyete ve yardımlaşmaya götürür ve manevi bir kazanca dönüşür.
Materyalist kültürün ikliminden etkilenen bireyler kibri bir güç alameti olarak görürken, tevazu ve şefkati bir güçsüzlük olarak algılayıp kaçınırlar. Oysa insan olmanın bir göstergesi ve ahlâki değerlerin anasıdır şefkat. İnsanı hakkaniyetle buluşturan ve bütün canlılara güven veren bir güçtür…
Materyalist kültür insanın değerini sahip olduğu dünyevi imkânlarla ölçer ve onun nasıl yaşadığına değil neye sahip olduğuna odaklanır. Dolayısıyla kendilerini maddi güç üzerinden konumlandıran fertler için ihtiyaçlı hale gelmek, yoksulluk ve değersizlik ifade eder. Bu kişiler Allah’ın bahşettiği şefkat duygusunu küçümser hatta yok sayar ve kaçınmaya çalışırlar. Oysa Allah’ın bahşettiği şefkat bütün canlıların güvenliği için elzem bir değerdir. Dünyayı ayakta tutan bu değer yüreklerde yeşerdiği sürece şiddete karşı çıkanlar mutlaka olacaktır ve adalet er geç tesis edilecektir. Zira bahsedildiği gibi dünyayı ayakta tutan para ve maddi güç değildir, dünyayı ayakta tutan yüreklerde hayat bulan şefkat ve adalettir, buna yürekten inanıyorum.
Fatma Tuncer.