İyiliği Takdir Etmek Nimetin Şükrüdür
Bir anne mutfağındaki yemek kırıntılarını biriktiriyor ve her sabah bahçede rızık arayan kedilere ikram ediyor. Bu çok sıradan bir görüntü, fazla abartıyorsun diyebilirsiniz. Hayır abartmıyorum ve iyiler hanesinde yer alan her zerrenin övgüyü hak ettiğine yürekten inanıyorum… Ve köşemde sıklıkla dile getirdiğim ifademi tekrar yineliyorum; insanı vicdanından süzülüp gelen merhameti ve yaptığı iyilikleri kurtaracak. Hatırlarsınız bir kadın susuzluktan ölmek üzere olan bir köpeği görünce ayakkabısını çıkarıp su ihtiyacını karşılaşmıştı ve Hz. Peygamber bu kadını övmüş ve onun bu davranışından Allah’ın razı olduğunu ifade etmişti. İyilikler hanesine dâhil olan her şey sadece insanı değil bütün canlıları etkiler ve huzura, rahmete dönüşür.
İnsan nedense vicdanına değen iyiliklere değil nefsini harekete geçiren olaylara ilgi duyuyor ve farkında olmadan iç dünyasını çöplüğe çeviriyor. İnsan nefesleri ile sokaklarımızı kirleten canilerin hayatlarından, eğlence dünyasında kimin kiminle kaçamak yaptığından, siyasilerin polemiklerinden, elit kesimin tatillerini nerede geçireceklerine kadar her konuya kulak kabartıyor ve ilgi duyuyor.
Fakat iyiliklerin farkına varmaktan, şükretmekten, takdir etmekten ve ibret almaktan uzak kalıyor. Oysa iyiliğin farkına varmak ve şükretmek kişiye kendisini iyi hissettir ve merhamet duygusunu geliştirir.
Dünyayı avuçlarının içine alıp istedikleri gibi yönlendiren zorbaların sesleri yankılanırken, yüreklere işleyen sadece iyilerin ektiği merhamet olacaktır, bundan emin olabilirsiniz.
Yüksek sesle konuşan kötülerdir, iyiler ise ihtiyaç hâsıl olmadıkça konuşmazlar, onlar sadece harekete geçerler. Erdemli insanlar göz önünde olmaktan hoşlanmazlar, yaptıkları iyiliğe riya ve kibir karıştırmazlar ve muhataplarının kulaklarına değil yüreklerine hitap ederler. Erdemli insanlar tevazudan ödün vermeseler de iyilikler fark edilmeli ve iyiliğin sahibi hak ettiği hürmet ve takdire ulaşmalıdır.
Ne ilginç değil mi? İnsanlarımız bir caninin bir hayvanı tekmeleyerek öldürüp çektiği görüntüleri büyük bir heyecanla izliyorlar fakat üşüyen çocuğu sevgisi ile ısıtan vicdanlı bir insanı gördüklerinde başlarını çevirip geçiyorlar. Yaşlı bir kadının elindeki torbayı alıp taşıyan genç, kumbarasında biriktirdiği parayı Filistinli ailelere gönderen bir çocuk, evinde mantı açarak yoksulların ev kiralarına katkı sağlayan bir hanımefendi, çocuklarının rızkından ayırıp evsizlere yiyecek dağıtan bir baba dikkat çekmezken şiddet içerikli haberler, eğlence dünyasına ait dedikodular büyük bir titizlikle takip ediliyor.
Erdemli insanlar yaptığı iyiliğe karşılık takdir beklentisi içinde olmazlar ancak iyiliğin fark edilip takdir edilmesi hem motivasyonu artırır hem de merhametin yayılmasını sağlar.
Fatma Tuncer.