ORUCUN DAVRANIŞ EĞİTİMİNE KATKILARI
Yılın, ayın bazı günleri Müslümanlar için özel kılınmıştır. Ramazan ayı bu özel aylardan biridir. On bir ayın sultanı olarak görülen Ramazan adeta ruhi bir eğitim, bir nevi arınma, rehabilite sürecidir. Kişi hayatla birlikte akarken çoğu zaman nefsi üzerindeki kontrolünü kaybediyor ve farkına varamadığı hatalara sürükleniyor. Oruç kişinin davranışları üzerindeki kontrolünü arttırıyor, kişi ile yaratıcısı arasında güçlü bir bağın kurulmasını sağlayarak manevi zenginlik kazandırıyor. Kendini yaratıcısına daha yakın hisseden kişi yersiz korku ve kaygılardan kurtuluyor ve kendini güvende hissediyor.
Oruç günü yiyip içmeden geçirmek değildir. Oruç yılın bir ayı belli rutinleri ertelemek de değildir. Oruç bunun yanında kişinin tutum ve davranışlarını kontrol altında tutmasına yardımcı olan ve onu değerler eksenine taşıyan bir ibadettir. Yemek içmekten uzak duran kişi kötü söz söylemekten, gıybet etmekten, kalp kırmaktan, haram fiillere meyletmekten de uzak durur. Oruçlu kötülüğe karşı da oruç tutar, kötüye karşı da oruç tutar ve davranışlarını yeniden değerlendirme fırsatı bulur. Resulullah birisi kötü söz söylediğinde, “Ben oruçluyum” deyin buyurmuştur. Orucu bütün bedeninde ve benliğinde hisseden kişi karşı tarafa tepki vermek yerine ben oruçluyum deyip sabra koşar. Orucun getirdiği kazanımları ile öfkesini savar, karşı tarafın hatalarını af eder ve sabır limanına çekilerek kendini güvence altına alır. Görüldüğü üzere oruç kişinin tutum ve davranışlarını kontrol etmesine ve öfkesini sabra çevirmesine yardımcı oluyor.
Oruç aynı zaman etkin bir irade eğitimidir. Düşünün su hemen yanınızda fakat Allah için suya uzanmıyorsunuz, nefsinizin çektiği yiyecekler uzanabileceğiniz kadar yakınınızda fakat kendinizi yemekten men ediyorsunuz, nefsinizin taleplerine ulaşma imkânınız varken Allah’ın rızasını kazanabilmek için “hayır” diyor ve teslimiyet gösteriyorsunuz.
Öfkeyi kontrol altına almak ve davranışları itidal eksenine çekebilmek için terapistlerin kapılarını aşındıran insanlar oruç vasıtasıyla etkin bir eğitim sürecinden geçiyor ve fıtratları ile uyumlu hale gelebiliyorlar. Ne büyük imkân değil mi?
Fatma Tuncer.