Gönderen Konu: Sessiz İyilik (Okunma sayısı 136 defa)

fanidunya NET · « : Şubat 18, 2023, 08:58:28 ÖÖ »

Sessiz İyilik

İslami gelenekten beslenen atalarımız hayır yaparken muhataplarını incitmemeye o kadar özen gösterirlerdi ki, veresiye defterlerini kapatır ve isimlerinin gizli kalmasını isterler, yardım paketinin içine mağdurun gönlünü hoş tutacak bir not bırakır ve ihtiyaç sahibi ile yoksunluk üzerinden değil, kardeşlik üzerinden ilişki kurarlardı. Verilen şeyden iki kişi dışında kimse haberdar olmazdı ve paylaşılan şey hem ihtiyacı giderir hem de kişiye kendini iyi hissettirir ve güven verirdi. Hayrı yapan kişi servetinde ihtiyaç sahibinin hakkı olduğunu bilirdi ve borcunu öderken başını önüne eğer tevazu ile beklerdi. Onu minnet altında bırakmaz aksine gönlünü hoş tutmak için titizlik gösterirdi. Mülkün kendisine ait olmadığının farkındaydı ve kibre kapılmazdı.

Her şeyin bir yolu, yöntemi olduğu gibi dünyayı ayakta tutan alışverişlerimizin de bir adabı vardı ve bunu Hz. Peygamber bize sadece tavsiyeleri ile değil yaşantısal olarak da göstermişti. Sevgili Peygamberimiz yapılan iyiliklerin değer kazanabilmesi için verdiğinizi gizli tutun, başa kakmayın, verirken incitmeyin buyurmuş ve mülkün kibre, gösterişe dönüşmemesi için tavsiyelerde bulunmuştu. Kadim kültürümüzde iyilikler toprağın altından akan su gibiydi, gizli yapılırdı, görünmezdi fakat tesiri hissedilirdi. İki kişi arasında gerçekleşen yardımlaşma kardeşlik ilişkilerini güçlendirir ve her iki tarafa da güven verirdi.

Sessiz iyilikte kalpten kalbe uzanan bir el vardı ve o el sayesinde yardımı yapanla yardımı alan arasındaki mesafeler kısalır, önyargılar yıkılır ve kibir, rekabet, çıkarcılık sevginin ışığı ile eriyip giderdi. Yardımlaşma iki kişi arasında gerçekleşir ve insanlar iyiliği yapanın da iyilik yapılanın da kim olduğunu bilmezlerdi. Adabına uygun olarak yapılan hayır kalpleri kaynaştırır ve ilişkileri besleyerek kalıcı hale getirirdi. O yüzden manevi değerlerin güçlü olduğu dönemlerde bugün olduğu gibi ruhsal sorunlar insanların gündemini işgal eden bir mesele haline gelmemişti.

Bugün Müslüman halklar ev yaşantılarından tutun da, iş hayatlarına, insani ilişkilerine kadar her konuda köklü bir değişim yaşadılar. Kitleleri peşlerinde sürükleyen şahsiyetler dahi seküler kültürün atmosferinden çok fazla etkilendiler ve asırlardır korunan köklü değerleri çok kısa sürede kaybettiler. İsrafın hak ihlali olduğunu vurgulayan ve azla yetinmeye çalışan Müslümanlar artık dünyaya maddiyatçı bir bakış açısı ile bakıyor ve yapılan hayır çalışmalarını bir sorumluluk, manevi bir kazanım olarak görmüyor aksine bir kayıp ve eksilme olarak algılıyorlar.

Bugün para, güç, unvan her şeyin önünde tutuluyor ve insanlar yaptıkları hayrı gösterime sunarak varlıklarını hissettirmeye ve itibar elde etmeye çalışıyorlar. Hayırseverlerimiz Ramazan aylarında yoksullar için yaptıkları ziyafetleri, sadaka ve hayır çalışmalarını ekranlarda yayınlayarak onların mahrumiyetleri üzerinden güç elde ediyorlar. Siyasilerimiz, sanatçılarımız, iş adamlarımız yaptıkları yardımları sosyal medyadan duyuruyor ve yardımda bulundukları insanların onurunu çiğneyerek yükselmeye çalışıyorlar. İnsanlar yaptıkları iyiliği isimlerini duyurmak için bir fırsat olarak görüyor ve mağdurları ayaklarının altında adeta eziyorlar.

Modern kültür iyiliği metalaştırdı, “yaptığınız her şeyin maddi bir karşılığı olmalı” dedi ve insan ilişkilerindeki dengeyi bozdu. Veren el alan eli tutarken kendini yetkin bir noktada görüp onunla arasına betondan duvarlar ördü. O yüzden yapılan iyilikler ne sahibine ne de karşı tarafa bir fayda getirebildi.

Fatma Tuncer.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Sessiz İyilik (Okunma sayısı 136 defa)

fanidunya NET

Sessiz İyilik

BENZER KONULAR