Sevgi Bir Rızıktır
Allah’ın yararlanmamız için bahşettiği bütün nimetler rızık olarak tanımlanır. Yani rızık sadece yiyip içtiğimiz ürünler ya da sahip olduğumuz ekonomik imkânlar değildir, sağlık, sosyal alan, vefalı dostlar, hayırlı eş, çocuk ve sevgi de rızık kapsamındadır. Büyüklerimiz Allah rızkımızı daim kılsın ifadeleri ile sadece maddi ihtiyaçları kast etmediler aksine sevgiye değen her şeyi bu kapsamda değerlendirip duada bulundular.
Günümüzde insanların rızkı sadece maddiyatla sınırlandırmaları ve taleplerini bunun üzerine kurmaları ruhumuzun elzem gereksinimlerinden olan sevgi gibi ulvi değerlerin hak ettiği konumdan indirgenerek cılız kalmasına neden oldu. Oysa ruh hekimleri insanı ayakta tutan dinamikleri maddi ihtiyaçlar ve duygusal ihtiyaçlar olarak belirlemekte ve insanın içsel gereksinimlerine vurgu yapmaktalar. Yani insan ekmeğe ihtiyaç duyduğu kadar sevgiye de ihtiyaç duyar, yoksunluğunda ise duygusal açlık yaşar.
Hz. Peygamber, “Ben Hatice’nin sevgisiyle rızıklandırıldım” buyurmuş ve sevginin bir rızık olduğuna vurgu yapmıştır. Sevilmek ve sevildiğini hissetmek insan için bir rızıktır fakat biz sahip olduğumuz bu rızkın farkında değiliz.
Gündelik hayatta sevdiklerimizin ve bizi sevenlerin üzerimizde bıraktığı pozitif etkinin farkına varamayabiliriz ancak bunları kaybettiğimizde mutluluk dediğimiz şeyin aslında yürekten yüreğe sızan sevgi ile mümkün olabileceğini fark eder ve yoksunluğa düşeriz. Bir ücrete tabi değildir sevgi ancak insanoğlu nedense sevgisini verirken cimri davranır ve bunun getireceği kazanımlardan hem kendisini hem karşı tarafı mahrum bırakır.
Sevgi Allah’ın varlık âlemine bahşettiği bir rızık ve bütün canlıların ortak dilidir. İnsanın sevgi ile tanışması ise dünyaya geliş tarihinden daha önce yani anne karnında başlar.
Nitekim insan yavrusu dünyaya geldiğinde nefes alır almaz annenin sevgisi ile tanışır ve hayata sevgi ile başlar. Çocuk annenin sütünde, kokusunda ve nefesinde tanır sevgiyi ve dünyanın sevginin merkezinde döndüğünü fark eder.
Sahip olduğunuz maddi araçlar kullanıldıkça aşınır, sevgi ise verdikçe güçlenen ve bereketlenen bir değerdir. Allah sevginin fıtratını verme üzerine kurmuştur, verilmeyen, paylaşılmayan hak ettiği yere konulmayan sevgi zayıflamaya, yok olmaya mahkûmdur.
Günümüzde sevgi en fazla yara alan ve çıkar ilişkilerine alet edilen değerler arasında yer alıyor. Kalpleri katılaşmış, kin, nefret ve hasetleri ile zirveye ulaşmış kişiler sevgiden dem vurup, sevgiyi bir kamuflaj aracı olarak görürler. Sevginin kaynağını bilmeyen, tanımayan bir kişinin bu konuda söz sarf etmesi ne kadar inandırıcı olabilir ki! Ne yazık ki çağımızda sevgi, şiddet yanlısı despotların, zorbaların, belamların, münafıkların en fazla yaslandığı ve istismar ettiği bir kavram haline geldi. O yüzden sevgi kavramı ne kadar sık dillendirilse de insanlar bu noktadaki açlıklarına bir çare bulamıyorlar.
Fatma Tuncer.