Sevginin israfı
Yaşadığımız çağa bilim ve teknoloji çağı deniyor. Fakat birey ve toplumların tutuldukları amansız hastalığa bakılırsa bu çağa bir israf çağı demek daha doğru olur. Zira yaşamın hemen her alanında devasa bir israfla karşı karşıyayız. Zamanın israfı, ekmeğin israfını ikiye katlamış durumda.
İnsani ilişkilerimizin omurgası olan sevgi kavramının dahi tahtından indirilip israf kervanına katıldığını görmekteyiz. Belki de “ekmek ve zamanın israfını anlıyoruz ama sevginin israfı mı olur” diyeceksiniz. Elbette olur… Ekmeğin israfı sizi nasıl yoksulluğa duçar bırakıyorsa sevginin israfı da
sevgisizliğe ve boşluğa maruz bırakacaktır.
İki genç birbirlerine sahte bakışlarla yönelip sevgiyi ziyan ediyorlarsa
Ekranların büyüsüne kapılan kadın ya da erkeklerin zina kokan bakışları sevgiye mal edilebiliyorsa
Birbirlerini çok sevdiklerini iddia eden kadın ya da erkeklerin sevgilerini küçük menfaatler karşılığında satılığa çıkarıyorlarsa
Anlık hazlar, anlık harcamalar sevgi ile ilişkilendiriliyorsa
Haram kokan buluşmalar, flörtler sevgi ile açıklanıyorsa
Bir kadın bir kuşu özgürlüğünden koparıp kafese koyuyor ve bunu sevgi olarak tanımlıyorsa
Bir adam kaçamak aşklarını sevgiye hasrediyorsa
Bir kişi, müptelası olduğu mülk ve makam sevgisini sevmekle açıklıyorsa
Ekranlarda birbirlerine ilanı aşk eden iki kişi bir gün sonra tehditler savurmaya başlıyorlarsa
Aşk ve sevgi geçici heveslere kurban ediliyorsa
Sevginin israf edildiğini hatta bunun da ötesinde acımasızca katledildiğini söyleyebilirim kardeşim.
Sevgiyi hak etmeyene vermek nasıl ki cimrilikse hak edenden esirgemek de israftır. Nitekim günümüzde görmekteyiz ki, sevgi hak etmeyen kişilerin ellerinde bir metaa dönüştürülüyor. Sevgiyi hak edenler ise elleri boşlukta öylece beklemekteler.
Oysa sevgi kıyıda kalmış yoksul ve mazlumların hakkıdır.
Sevgi pak ve duru bakışları ile masumiyeti ifade eden çocukların hakkıdır.
Sevgi çağın kirlerine değmeden yürüyebilmek için çaba gösterenlerin hakkıdır.
Sevgi ömürlük yaşlarını erdem filizleri ile yeşillendiren yaşlı ebeveynlerin hakkıdır.
Sevgi yoksul mahallelerinde kendilerine uzanacak bir el bekleyen mazlum ve yoksulların hakkıdır.
Sevgi zamanın bütün putlarını ellerinin tersiyle iterek hak ve adalet diyenlerin hakkıdır
Aklını ve iradesini kullanan kişi ya da kişilerin hakkıdır.
Sevgi inandığı değerleri iki kuruşa satanların değil, hiçbir çıkar hesabı yapmadan başı dik yürüyenlerin hakkıdır.
Sevgi bütün yaşamını faziletler ekseninde sürdürmüş, kadınların ya da erkeklerin hakkıdır.
Sevgi inananların inandıklarını korkusuzca haykıranların hakkıdır.
Sevgi yaşamın bağrında açan bir güneştir ve bu güneşin ışığından faydalanmak ancak insan olarak kalabilenlerin hakkıdır.
Fatma Tuncer.im ve teknoloji çağı deniyor. Fakat birey ve toplumların tutuldukları amansız hastalığa bakılırsa bu çağa bir israf çağı demek daha doğru olur. Zira yaşamın hemen her alanında devasa bir israfla karşı karşıyayız. Zamanın israfı, ekmeğin israfını ikiye katlamış durumda.
İnsani ilişkilerimizin omurgası olan sevgi kavramının dahi tahtından indirilip israf kervanına katıldığını görmekteyiz. Belki de “ekmek ve zamanın israfını anlıyoruz ama sevginin israfı mı olur” diyeceksiniz. Elbette olur… Ekmeğin israfı sizi nasıl yoksulluğa duçar bırakıyorsa sevginin israfı da
sevgisizliğe ve boşluğa maruz bırakacaktır.
İki genç birbirlerine sahte bakışlarla yönelip sevgiyi ziyan ediyorlarsa
Ekranların büyüsüne kapılan kadın ya da erkeklerin zina kokan bakışları sevgiye mal edilebiliyorsa
Birbirlerini çok sevdiklerini iddia eden kadın ya da erkeklerin sevgilerini küçük menfaatler karşılığında satılığa çıkarıyorlarsa
Anlık hazlar, anlık harcamalar sevgi ile ilişkilendiriliyorsa
Haram kokan buluşmalar, flörtler sevgi ile açıklanıyorsa
Bir kadın bir kuşu özgürlüğünden koparıp kafese koyuyor ve bunu sevgi olarak tanımlıyorsa
Bir adam kaçamak aşklarını sevgiye hasrediyorsa
Bir kişi, müptelası olduğu mülk ve makam sevgisini sevmekle açıklıyorsa
Ekranlarda birbirlerine ilanı aşk eden iki kişi bir gün sonra tehditler savurmaya başlıyorlarsa
Aşk ve sevgi geçici heveslere kurban ediliyorsa
Sevginin israf edildiğini hatta bunun da ötesinde acımasızca katledildiğini söyleyebilirim kardeşim.
Sevgiyi hak etmeyene vermek nasıl ki cimrilikse hak edenden esirgemek de israftır. Nitekim günümüzde görmekteyiz ki, sevgi hak etmeyen kişilerin ellerinde bir metaa dönüştürülüyor. Sevgiyi hak edenler ise elleri boşlukta öylece beklemekteler.
Oysa sevgi kıyıda kalmış yoksul ve mazlumların hakkıdır.
Sevgi pak ve duru bakışları ile masumiyeti ifade eden çocukların hakkıdır.
Sevgi çağın kirlerine değmeden yürüyebilmek için çaba gösterenlerin hakkıdır.
Sevgi ömürlük yaşlarını erdem filizleri ile yeşillendiren yaşlı ebeveynlerin hakkıdır.
Sevgi yoksul mahallelerinde kendilerine uzanacak bir el bekleyen mazlum ve yoksulların hakkıdır.
Sevgi zamanın bütün putlarını ellerinin tersiyle iterek hak ve adalet diyenlerin hakkıdır
Aklını ve iradesini kullanan kişi ya da kişilerin hakkıdır.
Sevgi inandığı değerleri iki kuruşa satanların değil, hiçbir çıkar hesabı yapmadan başı dik yürüyenlerin hakkıdır.
Sevgi bütün yaşamını faziletler ekseninde sürdürmüş, kadınların ya da erkeklerin hakkıdır.
Sevgi inananların inandıklarını korkusuzca haykıranların hakkıdır.
Sevgi yaşamın bağrında açan bir güneştir ve bu güneşin ışığından faydalanmak ancak insan olarak kalabilenlerin hakkıdır.
Fatma Tuncer.