Annenin çıkmaz sokağı
Anneler çocukların kavgalarını izler ve benim oğlum bak yaşı küçük olmasına rağmen arkadaşını nasıl dövdü benim çocuğum üç çocuğun aynı anda hakkından gelebilir vurgusu yaparlar. Anne farkında olmadan ben ve öteki ayrımı yapar. Öteki daima alt edilmesi ve yarışın gerisinde kalması gereken kişidir. Anne çocuğun zihnini çarpık şekilde şekillendirir ve ona büyük zarar verir.
Allah yeryüzünü faydalanmamız için bize lütfetti ve biz bu ortamda birlikte yaşamak, toprağı suyu, ekmeği ve sahip olduğumuz bütün imkânları paylaşmak zorundayız. Yaşamının merkezine kendisini koyan kişi için ise bu kolay olmuyor.
Bugünün insanı elindekini kaybettiğinde tepkisini hemen ortaya koyuyor. Karşı tarafa öfke kusuyor, hasmını zayıflatmak yok etmek için harekete geçiyor. Çünkü onun dünyasında bir diğerine yer vermek yok. Bu kişi tek kişilik bir hücrede yaşıyor. Evet, o öfkeli, aynı zamanda yalnız ve korkuları olan biri. Yoğun bir anlam boşluğu içinde yaşıyor ve kendini savunmasız hissediyor. Bu kişi fıtratına aykırı hareket ediyor ve öfkesine yenik düşüyor.
Tek kişilik hücresine hapsolan kişi, öteki ile iletişime geçemediğinden bazı değerleri geliştirme imkânı bulamıyor. Sevmeyi, paylaşmayı, katlanmayı, şefkat ve merhamet gibi değerleri aktive etmeyi öğrenemiyor. Vaktinin büyük bir kısmını teknoloji ile geçiren bu kişi öteki olarak gördüğü kişilere katlanamıyor tahammül edemiyor küçük bir olayda fırtınalar koparıyor, karşı tarafa saldırıyor.
Yol kıyılarında kocaman adamların küçük meseleler için kavga ettiklerini görürsünüz. Bu insanlar incir çekirdeğini doldurmayacak meseleler yüzünden birbirlerine vurmaya hakaret savurmaya başlarlar. Ve siz beş yaşındaki çocuğunuzun bu amcalar neden kavga ediyorlar sorusuna cevap vermekte güçlük çekersiniz. Oysa erişkin insan ökesini kontrol edebilen insandır, nerede nasıl davranacağını bilen insandır. Siz çocuğunuza bu telkinleri verirken iki adamın kavgasını nasıl açıklayacaksınız? Açıklayamazsınız.
Fatma Tuncer.