Siz çocuklarınız için neler yaparsınız?
Varsayın ki, çocuğunuz farklı bir şehirde bir üniversite kazandı neler yaparsınız? Sanırım önce valizini alır ve onun için ihtiyaç olabilecek bütün eşyaları yerleştirirsiniz. Çocuğunuzun gittiği şehirde rahat edebilmesi için ona tavsiyelerde bulunur ve sağ salim geri dönmesini temenni edersiniz. Peki, çocuğunuzun bir ahiret yolcusu olduğunu bildiğiniz halde neden bu kadar ihmalkârsınız? Çocuğunuzu üniversiteyi uğurlarken bu kadar ihtimam gösterirken, ona ahiret yolculuğunda neden katkı sağlamayı düşünmezsiniz? Gerçekten siz çocuğunuzun mutlu olmasını istiyor musunuz? O halde kalıcı olan dünya için bu kadar çaba gösterirken ebedi olan ahiret için neden bu kadar ihmalkâr davranmaktasınız?
Sahi siz çocuğunuzu gerçekten seviyor musunuz?
Onun için her şeyi göze alabilir misiniz?
Peki, neden onun mutluluğu için elinizi dahi kıpırdatmadan beklemektesiniz?
Eğer çocuğunuzu gerçekten sevdiğinizi iddia ediyorsanız, ona hangi koordinatta durması ve olaylara hangi pencereden bakması gerektiği noktasında bilinç kazandırmalısınız. Bu çocuğunuzun iyi bir okul okuyup iyi bir meslek edinmesinden çok daha önemlidir. Eğer çocuğunuza Allah’ın bak dediği yerden bakmayı öğretmez ve bu doğrultuda bir kimlik kazandırmazsanız onun istikbalini kendi ellerinizle tehlikeye atıyorsunuz demektir. Bu durumda onun için yaptığınız hiçbir yatırımın önemi olmayacaktır, bundan emin olabilirsiniz.
ÇOCUKLARINI GERÇEKTEN SEVEN EBEVEYNLER
Çocuklarının dünyada olduğu kadar ahirette de mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmesini isteyen ebeveynler, onlara İslami bir şahsiyet kazandırabilmek için emek verirler. Çocuklarını hayata hazırlarken bir uzman duyarlılığı ile hareket eder ve onların benliklerine sevgi ve şefkat filizleri ekerler. İslami hassasiyet taşıyan anne babaların en büyük hedefi erdem ve faziletler noktasında donamına sahip olan ve kendi bilen çocuklar yetiştirebilmektir. Zira bu doğrultuda yaşayabilen bireyler ahirette Allah’ın arşının gölgesinde gölgelenme şerefine erişecek ve Onun müstesna kulları arasında yer alacaklardır. Fakat ne acıdır ki, insanların çoğu ahirette değil dünya üzerinde kendilerini saygın bir konumda görmek isterler. Bunun için yüzlerine olmadık maskeler takar ve kılıktan kılığa girerler. Allah’ın ne dediğine bakmaz, insanların beğenilerine ve taleplerine göre hareket eder ve sahte itibarlar peşinde koşarlar. Ahiret yurdunda ise tek geçerli akçe kişinin imanı ve bu doğrultuda gerçekleştirdiği eylemleridir. Orada dünyanın değerli sayılan bütün servetleri geçerliliğini kaybeder. Unutmayalım dünya geçicidir ahiret ise ebedidir.
İnsanoğlu dünyanın geçici ahiretin ise ebedi olduğunu bilir. Fakat buna rağmen, dünya için gece gündüz çalışırken ebedi hayatı için elini dahi kıpırdatmaz. Sorduğunuzda ise “kalbim temiz, kimseye zararım yok, ahretim için bu yeterli” der. Bu hiçbir çaba sarf etmeden büyük servet elde etmeyi düşünen ahmak bir adamın haline benziyor. Öyle değil mi?
TAVSİYELER
Sabah kalktığınızda evinizin penceresini açın ve Allah’a size bahşettiği hayat için şükredin.
Namaz vakitlerinden bütün meşguliyetlerinizi bırakıp Allah’ın huzurunda durun.
Vaktin nakitten çok daha önemli olduğunu unutmayın ve vakit israfına yol açmayın.
İnsanlarla ilişkilerinizde hakkaniyet ölçülerine riayet edin, unutmayın birine yaptığınız kötülük sizin ahiretinize büyük zarar getirebilir biri için yaptığınız fedakârlık ise sizin kurtuluşunuz olabilir.
Fatma Tuncer.