DEPOZİT HAKKINDA
İnsanlar arası ilişkilerde vefa ve sa¬dakat, dürüstlük ve güven esastır Herkes diğerinin dürüst davra¬nacağını, kendisini aldatmayacağını düşünerek akid yapan sözleşmeler¬de bulunur Genelde de sergilenen davranış bu anlamda olumludur Ancak toplumda yine de böyle davranmayanlar bulunabilir Borcu¬nu vaktinde ödemeyenler, kirası¬nı vermeyenler, başkasının malını kullanırken kendi malı gibi titizlik göstermeyenler olabilir. Bu yüzden insan malını ve parasını güvence al¬tına almak isteyebilir.
Nitekim İslâm fıkhındaki rehin ve kefalet akitleri de bunun için meşru kılınmıştır. Günümüzde bilhassa daire ki-ralamalarında yaygın halde kullanı¬lan depozit de böyle bir endişeden ortaya çıkmıştır. Ancak dinen bu caiz midir; caiz ise hangi şartlarda caizdir? Bunlar bilinir ve bunlara ri¬ayet edilirse haksızlık yapılmamış ve vebalde kalınmamış olur. Boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan hakkı¬nı alacağı o günde yüzümüz ak olur. Depozit, kiracının normal kul-lanımın ötesinde eve verebileceği zarara ve daireye ait ödenmeyen faturalara veya ödenmeyen kirala¬ra karşılık olmak üzene ev sahibinin kiracıdan aldığı peşin paradır Bir para veya mal el değiştirirken dinen meşru sayılan esaslar dâhilinde el değiştirmelidir. Ya alış-veriş veya kira bedeli veya rehin olmalı, ya borç veya emanet (vedia) veya sadaka ve hibe gibi bir vasfı olmalıdır
Depozit hangi vasıfla el değiş¬tirmektedir? Sadaka değildir; ödünç veya bağış değildir Vedia (emanet) değildir Çünkü vediayı mal sahi¬bi korunmak üzere kendi rızasıyla bırakır ve emanet edilen kişi kul¬lanmaz. Depozitte her iki özellik de yok Kiraya mahsuben mi alın¬maktadır? Hayır, Çünkü kira ayrıca alınmaktadır Rehin midir? Rehin şartlarına da tam uymamaktadır Çünkü rehin kesinleşmiş bir borç¬lanma karşılığında alınır Burada bu manada bir borçlanma henüz yok Yapılmış bir zararın tazmini midir? Hayır, Çünkü henüz kiracı zarar ver¬miş değildir Depozit bunlardan hiç birine tan benzememekle beraber bir yönden rehin gibidir Çünkü her ikisi de muhtemel bir endişeden kaynaklanmaktadır Rehin “Ya borç¬lu borcunu ödemezse” depozit de “Ya kiracı eve zarar verir; faturalan veya kiranın bir kısmını ödemezse” endişesinden kaynaklanmaktadır Bu onun -bazı şartlarla da olsa- caiz olması için yeterli olsa gerektir Diğer taraftan bazı kiracıların dairede normal kullanımın ötesin-de tahribata sebep olduğu, faturaları, hatta son birkaç ayın kirası¬nı ödemeden çıkıp gittiği yaşanan gerçeklerdendir Zararı ev sahibi yüklenmektedir Zararın giderilmesi İslâm hukukunun önemli esaslarından biridir Nitekim fukaha, zamanlarında yaygın hale gelen ama kıyasa uymayan birçok meseleye zarurete binaen veya istihsanen cevaz ver¬mişlerdir Bu da o cümleden sayıl¬malıdır Günümüzde kira meselele¬rinde sadece ev sahibi değil kiracı da mağdur olmaktadır Zira verdiği depozit zaman içinde alım gücünü kaybetmekte geri gelse de bir dert görmemektedir Öyleyse depozit caizdir derken mutlak söylemeyip her iki tarafın da mağduriyetini ön¬leyecek bazı şartlarla caiz olmalıdır
Şöyle ki;
Kira sözleşmesi yapılırken dairenin mevcut durumu taraflarca ayrıntılı şekilde tesbit edilip imzalan¬malı.
Depozit zamanla değer kay¬bına uğramaması için altın olarak ev sahibine teslim edilmelidir
Bu meblağ ev sahibinin elin¬de vedia/emanet sıfatıyla bulunmalı ve ev sahibi kiracının izni olmadan bu meblağı kullanmamalıdır
Kiracı çıkarken her ikisinin de razı olacağı iki bilirkişinin marifetiyle varsa zarar tespit edilip ödenmeli, fatura borçlan kapatılmalı kalanı iade edilmelidir
Günümüzde kiralamalarda karşılaşılan bu tür sıkıntıları yok sa¬yamayacağımıza göne bunlara taraf- lan mağdur etmeyecek hakkaniyetli bir çözüm bulunması gerekir Şüp-hesiz arz ettiğimizden başka yollar da olabilir Önemli olan tarafların iyi niyetli ve dinî hükümlere uyma gayreti içinde olmasıdır.
Ahmet Efe