Dua ve Sadaka Belayı Önler
"Kader, tedbir ile, sakınmakla değişmez. Fakat kabul olan dua, o bela gelirken korur."
Sual: Bir kimse, dua etmekle, sadaka vermekle, kendisine gelmekte olan belayı durdurabilir mi?
Cevap: Konu ile alakalı olarak İmâm-ı Gazâlî hazretleri, İhyâ-ül’ulûm kitabında buyuruyor ki:
“Kazâ-i mu’allak, Levh-i mahfûzda yazılıdır. Eğer o kimse, iyi amel yapıp, duası kabul olursa, o kaza değişir.” Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kader, tedbir ile, sakınmakla değişmez. Fakat kabul olan dua, o bela gelirken korur.)
Duanın belayı defetmesi de, kaza ve kaderdendir. Kalkan, oka siper olduğu gibi, su, yerden otun yetişmesine ve havanın oksijen gazı, canlının hücrelerindeki gıda maddelerini yakıp hararet meydana gelmesine sebep olduğu gibi, dua da, Allahü teâlânın merhametinin gelmesine sebeptir. Bir hadis-i şerifte;
(Kazâ-i mu’allakı, hiçbir şey değiştiremez. Yalnız dua değiştirir ve ömrü, yalnız, ihsan, iyilik arttırır) buyuruldu. Allahü teâlânın takdirinin, yani kaderin, Levh-i mahfûzda yazılması kazadır. Bir kimseye takdir edilen bela, kazâ-i mu’allak ise, yani, o kimsenin dua etmesi de, takdir edilmiş ise, dua eder, kabul olunca, belayı önler. Ecel-i kazâyı da, iyilik etmek geciktirir.
Fakat, Ecel-i müsemmâ değişmez. Ecel-i kazâ denilen, mesela, bir kimse, eğer iyi iş yapar, yahut sadaka verir, hac ederse ömrü altmış sene, bunları yapmazsa kırk sene diye takdir edilmesi gibidir.
Sual: Kurân-ı kerim bastırıp, kâr için satmak, dinen uygun mudur?
Cevap: Kur’ân-ı kerimi bastırıp satanlar, bunu kitapçılık ticaretine âlet edenler, Kur’ân-ı kerim öğretilmesine, okunmasına sebep olmak niyyeti ile olursa, caiz ve sevap olur. Aldığı satış parası da helal olur. Fakat, böyle niyyetin alameti vardır ki, mal oluş fiyatına yakın, az bir kârla satmalıdır. Geçimi başka kitaplardan sağlanıyorsa, Kur’ân-ı kerimi kârsız satmalıdır. Şir’a kitabında deniyor ki:
“Mu’âz bin Cebel hazretlerine, falanca, Kur’ân-ı kerim yazıp satıyor dediklerinde, bu, Kur’ân-ı kerim satmak değildir. Kâğıt ve işçilik ücreti istemektir. Kur’ân-ı kerimi satmak demek, onu para ile ücret ile öğretmektir buyurdu.”
Sual: Abdestte başın tamamını mı yoksa bir kısmını mı mesh etmek gerekir?
Cevap: Hanefi mezhebinde abdest alırken başın dörtte bir kısmını mesh etmek farzdır. Başın her tarafını, bir kerre mesh etmek ise sünnettir.