İslamiyetteki Cihad Emri
“İslam dininin emrettiği cihad, zalim ve vahşice bir hareket değildir... Cihadın edepleri ve farzları vardır..."
Sual: Zamanımızda cihad adı altında çok kan dökülmekte ve Müslümanlar da kan dökücü olarak tanıtılmaktadır. Dinimizde cihad emri var mıdır, varsa mahiyeti nasıldır?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Diyâ-ül Kulûb kitabında deniyor ki:
“İslam dininin emrettiği cihad, zalim ve vahşice bir hareket değildir. Müslümanların cihada hazırlanması, zalimlerin, İslam memleketlerine saldırmalarına mâni olmak ve milletleri, zalim devletlerin işkencelerinden kurtarmak içindir.
Cihad, hakkı, doğruyu kabulden kaçınan zalimleri, inatçıları güç ve kuvvet ile terbiye etmek, Allahü teâlânın ismini yükseltmek ve İslamın güzel ahlakını her yere yaymak için yapılır. Cihadın edepleri ve farzları vardır ki şunlardır:
1-Harpten önce, uygun bir lisanla, kâfirlere İslam dinini kabul etmeleri teklif olunur. Eğer kabul ve iman ederlerse, müminler zümresine dâhil olup, müminlerle kardeş olurlar.
2-Eğer, kâfirler, bu nimeti, kendilerine uygun görmeyip; (Biz babalarımızı böyle yapıyor bulduk) mealindeki, Şu'arâ suresinin 74. âyetinde bildirilen dalalet içerisinde kalmak isterlerse, dinlerini değişdirmeleri için zorlama ve baskı yapılmaz.
İslam memleketinde, kendilerinin mallarını, ırzlarını ve canlarını korumak ve kendi ibadetlerini yapmak karşılığında ve onların sosyal hizmetleri için harcanmak üzere, senede az bir cizye ödemek şartı ile sulh yapmaya ve vatanlarında kalmaya davet olunurlar. Eğer bunu kabul ederlerse, dinleri Müslümanların dini gibi serbest olur. Irzları, kanları ve malları da aynen bir Müslümanın ırzı, kanı ve malı gibi, devletin himayesinde olur. Müminlerle beraber güzelce geçinirler.
3-Eğer, kâfirler, ikinci hâli de kabul etmeyip, müminlerle harp etmeye kalkışırlarsa, İslamiyette bildirilen adalet ve usul üzere, onlarla cihad yapılır.
İslamiyetin, cihad hususunda, uyulmasını emrettiği adalet ve insaf yolu budur. Müslümanların ve Hıristiyanların tarihlerini ve şimdiye kadar yaptıklarını, bir teraziye koyup, insaf ile hükmetmelerini, akıl ve idrak ehlinin vicdanlarına havale ederiz.
İslam dininin süratle yayılması, zorla ve dünya malına tamah etmek gibi sebeplerden olmamıştır.
İslamiyetin süratle yayılması, hakiki ve en son din oluşu, hakiki ve umumi bir adaleti emretmesi sebebiyledir.”