Ödünç İstemek Lazım Olunca Caizdir
Zalimlere ödünç verilmez. Gerçekten ihtiyacı olana ödünç verilir.
Sual: Bir kimse, satın almak istediği her şey için, başkasından ödünç para isteyebilir mi?
Cevap: Ödünç istemek ancak lazım olunca caiz olur. Lazım olmak da üç türlüdür:
1-Lüzûm-i îcâbî yani nafakası olmayanın veya kazancı şüpheli olanın, helal nafaka almak için, ödünç istemesidir. Setr-i avret için çamaşır parası da böyledir.
2-Lüzûm-i aklî yani evi olmayan kimsenin, memleketin âdetine göre, kira veya satın almak için ödünç istemesidir. Soğuktan korunmak için, elbise parası da böyledir.
3-Lüzûm-i istihsânî yani mevkisi, vazifesi sebebi ile, âdete uygun giyinmek için, ödünç istemektir.
Bu üç lüzum için, faizsiz ödünç istemek caiz olur.
Yalnız bunlara ödünç verilir, zalimlere, fasıklara ödünç verilmez. Gerçekten ihtiyacı olana ödünç verilir. İhtiyacı olmayana, malını lüzumsuz yerlere, harama harcedene verilmez. Başkasına ödünç vererek, kendini sıkıntıya düşürmek de doğru değildir. Nisaba malik olmayan kimsenin, kurban kesmek için ödünç istemesi caiz değildir.
Sual: Çocuğa içki içirilse, bu çocuk günaha girmiş olur mu?
Cevap: Çocuğa günah olmaz çünkü mükellef, sorumlu değildir. Ancak büyüklere haram olan şeyleri, çocuğuna yaptıran kimse, haram işlemiş olur.
Sual: Vekalet nedir, bir kimse nasıl vekil yapılır?
Cevap: Vekalet; bir kimsenin, bir işi yapmak için, başkasını kendi yerine koyması, başkasına iş havale etmesi demektir. Yerine geçirilen başka kimseye vekil denir. Vekil edene de, sahip denir. Bir kimsenin sözünü başkasına götürene resul veya haberci denir.
Birini vekil yapmak, icab ve kabul ile olur. Yani, “Seni vekil yaptım” ve “Kabul ettim” sözleri veya yazıları ile olur. Vekil, cevap vermeden, işi yapmaya başlasa, kabul etmiş olur. İş habersiz yapıldıktan sonra, sahibinin, izin verdim demesi ile de, vekil etmiş olur. Kiracı kira ile, kiradaki malı tamir etmeye vekil yapılabilir.
Sual: Namazda kaç rekat kıldığını şaşıran, nasıl hareket eder?
Cevap: Bir kimse, kaç rekat kıldığını unutsa, bu şaşırması, ilk olarak başına geldi ise, selam verip namazı tekrar kılmalıdır. Şaşırmak âdeti ise, düşünüp, çok zan ettiğine göre kılar. Kuvvetli zan edemezse, az kıldığını kabul ederek tamamlar.
Namazı kıldığında şüphe eden kimse, vakit çıkmadı ise, tekrar kılar, çıkdı ise kılmaz.