* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Toplumda Dürüstlüğün Azalması  (Okunma sayısı 436 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KOYLU

  • *****
  • İleti: 2314
Toplumda Dürüstlüğün Azalması
« : Ağustos 10, 2023, 05:26:00 ÖS »
Toplumda Dürüstlüğün Azalması Yalanın Yaygınlaşması ve Müminlere Yalanlarla Tuzaklar Kurulması

Toplumda dürüstlüğün azalması, yalanın yaygınlaşması ve müminlere yalanlarla tuzaklar kurulması

Müslümanın en önemli özelliklerinden biri kendini sürekli olarak Allah ın rızasını kazanmaya adamış olmasıdır. Bundan dolayı etrafındaki insanlardan veya olaylardan etkilenmez, yalnızca vicdanının ona söylediklerini yerine getirir. Bu ahlakı konuşmasına yansıdığında, ağzından dürüst olmayan tek bir söz çıkmaz. Allah Kur an da kullarına, Seninle birlikte tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru davran. Ve azıtmayın. Çünkü O, yaptıklarınızı görendir. (Hud Suresi, 112) şeklinde buyurmaktadır. Samimiyetsizlik, yalan, iftira Allah ın beğenmediğini bildirdiği özelliklerdir. Nahl Suresinde yalan söyleyenlerin durumu hakkında şöyle bildirilir:

Musa onlara dedi ki: Size yazıklar olsun, Allah a karşı yalan düzüp uydurmayın, sonra bir azab ile kökünüzü kurutur. Yalan düzüp uyduran gerçekten yok olup gitmiştir. (Taha Suresi, 61)

Allah tan korkmayanlar, kendilerini insanlara beğendirebilmek, mevki sahibi olmak, makamlarını yükseltmek veya maddi çıkar elde etmek için yalana başvururlar. Yalan sözlerle masumların haklarını ellerinden alma ve iftira, çıkarlarına ulaşabilmek için körleşmiş vicdanlarında hiçbir rahatsızlık meydana getirmez. Bu kişiler yalnızca yakalanmaktan korkarlar. Yakalanma riskini uzak gördükleri takdirde, oyun ve kirli düzenin her türlüsünü çevirirler.

İnsanların gösterdikleri bu ahlak çöküntüsü, Kur an ahlakının yaşanmadığı toplumlarda görülür. Bu toplumlarda yalan söylemenin zararsız bir davranış olduğuna inanılır. Kimileri bazı yalanların meşru bazılarının da yanlış olduğunu savunur. İnsanları maddi veya manevi anlamda büyük kayıplara uğratmayacak küçük yalanların hayatın bir gerekliliği olduğunu düşünürler. Yalan söylüyorum ama kimseye bir zararım dokunmuyor gibi mantıklar öne sürerek vicdanlarını rahatlatmaya çalışırlar. Bu inançlarını hayatları boyunca devam ettirirler. Örneğin telefonla işyerlerini arayan birine çok meşgulüm şuan seninle ilgilenemeyeceğim derler ama aslında o anda hiç işleri yoktur. Ya da işyerindeki bir dosyayı kaybeder ama kendilerine sorulduğunda bilmiyorum derler ya da bir başkasının adını vererek suçu o kişiye yüklerler. Bir yakınları kendilerinden yardım talep ettiğinde bir bahane bulur ve çok hastayım gelemeyeceğim derler ama aslında hasta değillerdir. Bu örnekleri sayfalarca çoğaltmak mümkündür. Çünkü bu ahlakı yaşayan insanlar yalanı bir hayat şekli haline getirmişlerdir.

Mehmed Zahid Kotku yalanın insan ahlakını nasıl kirlettiğini şöyle anlatmaktadır:

  Zira yalan kalbte, ufak da olsa siyah bir nokta, bir iz yapar, sonra kalbi istila eder, kalb simsiyah olur. Ondan sonra da o adamdan elbette bir hayır gelmez. (Hadislerle Nasihatlar sf.280)

Kur an ahlakına uyan kişiler ise Allah ın heran heryerde kendilerini gördüğünü, her söyledikleri sözü duyduğunu ve hesap gününde söyledikleri sözlerden kendilerini hesaba çekeceğini bilerek konuşurlar. Allah tan korktukları için yalan konuşmaktan, sözlerini bir parça bile olsa saptırmaktan, bile bile doğru bir bilgiyi gizlemekten, iftira etmekten, dedikodu yapmaktan ve her türlü kötü sözden sakınırlar. Allah ın razı olmayacağını düşündükleri bir söz söylemekten Allah a sığınır, her zaman her yerde dürüst bir üslupla konuşurlar.

Kur an ahlakına uyarak yaşayan bir insan topluluğu ile uymayan bir topluluğun içinde bulunacakları sosyal yapıda tabiki birbirlerinden çok farklı olacaktır. Birinde masum insanlara suç isnat etmek ve onları karalamaya çalışmaktan hiç çekinmeyen bir zihniyet topluma hakim olurken, diğer ahlak yapısında adalet kendi aleyhine bile olsa doğruyu söylemekte tereddüt dahi etmeyen dürüst insanların mensubu olduğu bir toplum yapısı meydana gelecektir. Çünkü müminler; Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır. (Nisa Suresi, 135) ayeti gereği yalandan şiddetle kaçınırlar.

Allah Kur an da Müslümanlara karşı yalan ile tuzaklar kurmaya çalışan kişilerin var olacağını bildirmektedir. Hz. Yusuf a karşı  hem kardeşleri hem de mensubu bulunduğu topluluğun bir kısım kadınları yalanlara sarılmak suretiyle tuzaklar kurmuşlardır. Önce Hz. Yusuf un kardeşleri onu kuyuya atıp babası Hz. Yakub a yalandan kan sürülmüş gömleği göstererek Hz. Yusuf un öldüğünü söylemişlerdir. Allah Hz. Yusuf u kuyudan kurtarmış ve onu yerinin üstün tutulduğu bir mekana yerleştirmiştir. Hz. Yusuf daha sonra da bir kadın tarafından iftiraya uğramıştır. Hz. Yusuf un masumluğunun ve kadının yalancılığının ortaya çıkması ayetlerde şöyle bildirilmektedir:

  Yok eğer onun gömleği arkadan çekilip-yırtılmışsa, bu durumda kadın yalan söylemiştir ve kendisi doğruyu söyleyenlerdendir. Onun gömleğinin arkadan çekilip-yırtıldığını gördüğü zaman (kocası): Doğrusu, bu sizin düzeninizden (biri)dir. Gerçekten sizin düzeniniz büyüktür dedi. (Yusuf Suresi, 27-28)

Gerçekten iman etmeyenler inananlara karşı yalana dayalı büyük düzenler kurarlarlar. Ancak bu düzenler Allah tarafından bozulur ve asla başarıya ulaşamaz. Allah bu iftira ve yalanlardan müminleri kurtarır, onların makamlarını dünyada ve ahirette yüceltir. Yalan söyleyenler ise kendilerinin yalancı olduklarını bilmeleri için diriltildiklerinde (Nahl Suresi, 39) çok büyük pişmanlık yaşayacaklardır.

Gülay Pınarbaşı

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]