Sofraları Donatan Allahtır
Allah dünya hayatında karşımıza çıkan her olayı, karşılaştığımızda çok şaşırmayacağımız, zincirleme sistemler içinde bize makul bir şekilde gösterir. Bu sistem derin düşünmeyen birçok insanın yanılmasına, aldanmasına sebep olur. Derin düşünen, imanlı bir insan için ise tüm bu detaylar Allah a yakınlaşmak için birer vesiledir.
Örneğin bir yemek davetine gittiğimiz düşünelim. Sizin için çok güzel bir sofra donatılmış. Allah bir yandan müthiş güzellikler yaratıyor, bir yandan da bu sofranın oluşması için gereken sebepleri makul gösteriyor. Örneğin ikram olarak bir kebap geliyor. Bakıldığında bu kebap arkadaşımızın ikramıymış gibi görünüyor. Nereden geldi Mutfaktan geldi gibi görünüyor. Oysa Allah tan geldi. Nasıl yaratıldı Beynimizde bir algı olarak yaratıldı. Allah ın rahmet hazinesinden bize sunuldu, fakat zahiren mutfaktan geldi gibi görünür. Mutfağa nereden geldi diye sorduğunuzda, kebapçıdan geldi diye düşünülüyor. İşte bu Allah ın sebepleri makul gösterme sanatıdır. Oysa tüm sofralar doğrudan Allah ın rahmet hazinesinden, gökten iner. Ama o kadar mükemmel sebep sistemi vardır ki, insanlar aksini düşünemeyecek hale gelirler. Yine bize ikram edilen bir pastayı, o leziz tadıyla, en estetik şekilde ikram eden Allah tır. Beynimizde Allah tarafından bizim için özel yaratılır. Bu gerçeğin bilincinde olan bir insana yediği pastanın kaynağı sorulduğunda pastayı Allah getirdi, Allah ikram etti der. Pastanın üstünü, şam fıstığı, çilekle süsleyen Allah tır. Allah simsiyah çamurdan olan toprağın içinden, koca koca çilekleri bizim için çıkartır. Toprağın üstünde diri diri, gıcır gıcır, pırıl pırıl dururlar. Pastayı Allah yaratır, hiç bir pasta aslında bir pastanede üretilmez, Allah pastaneyi sadece vesile eder. Allah ikram eder, Allah yedirir. Bu Allah ın isminin tecellisidir. Ama insanların aklının ihtiyarının kalkmaması için Allah vesileler meydana getirir. Bu bilgiyi aynel yakin imanla bilip, hareket edenlere en güzel örneklerden biride Hz Meryem dir. Al-i İmran Suresi nin 37. Ayetinde Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu: Meryem, bu sana nereden geldi deyince, Bu, Allah Katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir dedi ifadesinden de anlaşıldığı üzere, Hz. Meryem gelen her rızkın doğrudan Allah Katından olduğunun bilincinde hareket etmiştir. Biz de Allah ın bizlere sunduğu her rızkın Allah ın ikramı olduğunun şuurunda olarak, şükrederek karşılık vermeliyiz.
Gülay Pınarbaşı.