* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: BİRKAÇ HADİS'İ ŞERİFLER  (Okunma sayısı 729 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
BİRKAÇ HADİS'İ ŞERİFLER
« : Kasım 12, 2017, 09:30:46 ÖÖ »
BİRKAÇ HADİS'İ ŞERİFLER

1- Mü’minlerin emîri Ebû Hafs Ömer ibni Hattâb radıyallâhu anh, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi:

“Yapılan işler niyetlere göre değer bulur. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Her kimin niyeti Allah’a ve Rasûlü’ne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah’a ve Rasûlü’ne hicret sevabıdır. Her kim de elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa, onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değer bulur.”

(Buhârî, Bed’ü’l-vahy 1, Îmân 41, Nikâh 5, Menâkıbu’l-ensâr 45.)

2- Ebû Umâme el-Bâhilî'nin rivayetine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

"Kim Allah için sever, Allah için nefret eder, Allah için verir ve Allah için mâni olursa, imanı kemâle ermiştir."

(Ebû Dâvûd, Sünnet 16.)

3- Abbâs b. Abdülmuttalib radıyallâhu anh, Rasûlullah aleyhisselâm'ı şöyle buyururken duyduğunu ifade eder:

"Rab olarak Allah'a, din olarak İslâm'a, Peygamber olarak Muhammed'e razı olan, imanın lezzetini tatmış olur."

(Müslim, İmân 11/56; Tirmizî, İmân, 10/2623.)

4- Enes b. Mâlik rivayet ediyor: Rasûlullah aleyhisselâmın şöyle dediğini duydum:

"Hiçbiriniz kendisi için istediğini kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz."

(Buhârî, İmân 7; Müslim, İmân 17/71.)

5- Ebû Hureyre radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine gö-re Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Ramazan ayı girdiğinde cennet kapılan açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır.''

(Buhârî, Savm 5, Bed'ul-halk 11; Müslim, Sıyâm 1.)

6- Amr İbnu'l-Âs radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Bizim orucumuz ile Ehl-i Kitabın orucu arasındaki en önemli fark sahur yemeğidir."

(Müslim, Sıyâm 46.)

7- Selmân İbni Âmir ed-Dabbî radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Herhangi biriniz iftar etmek istediği zaman orucunu hurma ile açsın. Hurma bulamazsa, su ile iftar etsin. Su temizdir."

(Ebû Dâvûd, Savm 21;Tirmizî, Zekât 26, Savm 10.)

8- Ebû Hüreyre radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Hiçbiriniz, oruçlu olduğu gün çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişmesin. Eğer biri kendisine söver veya çatarsa, 'ben oruçluyum desin.”

(Buharî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163.)

9- Enes b. Mâlik rivayet ediyor: Rasûlullah aleyhisselâmın şöyle buyurduğunu duydum:

“Ben kendisine babasından, çocuğundan ve bütün insanlardan daha sevgili olmadıkça hiçbiriniz iman etmiş olamaz.”

(Buhârî, İmân 8; Müslim, İmân 16/70.)

10- Enes radıyallâhu anh'den nakledildiğine göre Nebi sallallâhu aleyhi ve sellem, bir gün Sa'd İbni Ubâde'nin yanına geldi. Sa'd derhal bir parça ekmek ve zeytin çıkarıp Rasûlullah'a ikram etti. Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem bunları yedikten sonra ona şöyle dua etti:

"Evinizde hep oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyiler yesin, melekler de duacınız olsun."

(Ebû Dâvûd, Et'ime 54.)

11- Câbir radıyallâhu anh'ın naklettiğine göre, Rasûlullah aleyhisselâm şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz her iftar vaktinde Allah tarafından (cehennem ateşinden) azad edilenler vardır. Bu (azad etme işlemi Ramazan'da) her gece olur."

(İbn Mâce, Sıyâm 2)

12- Ebû Hureyre radıyallâhu anh’ten nakledildiğine göre, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Yalanı ve yalana göre hareket etmeyi terk etmeyenin yemeyi içmeyi bırak­masına Allah'ın ihtiyacı yoktur!"

(Buhârî, Savm 8.)

13- Ebû Zer radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Üç sınıf insan vardır ki kıyamet günü Allah onlarla konuşmaz, yüzlerine bakmaz, onları temize çıkarmaz. Hem de onlar için can yakıcı bir azab vardır."

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bu cümleyi üç kere tekrarladı.

Ebû Zer:

- Bu kimseler tam bir mahrumiyete ve hüsrana uğramışlar. Bunlar kimlerdir, Ey Allah'ın Rasûlü? diye sordu. Rasûl-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem de:

- "Elbisesini kibirle yerlerde sürüyen, yaptığı iyiliği başa kakan ve yalan yere yemin ederek ticaret malını iyi bir fiyatla satmaya çalışandır" cevabını verdi.

(Müslim, Îmân 171.)

14- “Kul, din kardeşinin yardımında olduğu müddetçe, Allah da kulunun yardımcısıdır.”

(Müslim, Zikr 37-38; Ebû Dâvûd, Edeb 60; Tirmizî, Hudûd 3).

15- "Bana, benden evvelki Peygamberlere verilmeyen şu beş şey verilmiştir: Bir aylık mesafeden düşmanlarımın kalbine korku vermekle bana yardım edildi, bana yeryüzü namazgah ve temizleyici kılındı. Onun için ümmetimden namaz vakti gelip çatmış her kim olursa olsun, hemen orada namazını kılıversin. Savaşta alınan ganimetler de bana helâl kılındı. Halbuki benden evvel kimseye helâl kılınmamıştı. Bana şefaat verildi. Bir de benden evvelki peygamberler sadece kendi kavmine gönderilmişken, ben bütün insanlara gönderildim."

(Buhârî, Teyemmüm 1; Salât, 56; Müslim, Mesâcid.)

16-  Osmân b. Affân radıyallâhu anh'ın hürriyetine kavuşturduğu Humrân b. Ebân demiştir ki: Ben Osman b. Affân'ın abdest aldığını gördüm. Önce ellerine üç defa su döküp onları yıkadı, sonra ağzına su alıp çalkaladı, sonra burnuna su verip dışarı attı, sonra üç defa yüzünü yıkadı, sonra sağ elini dirseğiyle beraber üç defa ve sol elini aynı şekilde yıkadı, başını meshedip önce sağ, sonra sol ayağını yıkayınca şöyle dedi: "Ben, Rasûlullah'ın aynen şu benim abdest aldığım gibi abdest aldığını gördüm ve şöyle buyurduğunu duydum:

"Kim benim abdest aldığım gibi abdest alır da gönlünden hiç bir şey geçirmeyerek iki rekât namaz kılarsa, Allah onun geçmiş günahlarını affeder.”

(Müslim, Tahâre 3, 4, 8; Nesâî, Tahâre, 67, 68, 93; Ibn Mâce, Tahâre 6; Ebû Dâvûd,  106; Ahmed b. Hanbel, I, 50, 64.)

17- Ebû Hureyre radıyallâhu anh, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğunu haber vermiştir:

"Bir kul, namaz kıldığı yerde (bir sonraki) namazı bekleyerek kaldığı müddetçe, namazda olmaya devam eder. O kimse (yerinden) ayrılıncaya veya abdesti bozuluncaya kadar, melekler kendisi için: "Allah'ım onu bağışla, ona rahmet et" diye dua ederler."

(Buhârî, Salât 87, Ezan 36; Müslim, Mesâcid 274,273; Ebû Dâvûd,  471.)

18- Osmân b. Affân radıyallâhu anh demiştir ki;

Rasûlullah aleyhisselâm şöyle buyurdu: "Yatsı namazını cemaatle kılan kimse o gecenin yarısını namaz kılmakla geçirmiş gibidir. Yatsı ve sabah namazlarını cemaatle kılan kimse o gecenin tamamını namaz kılmakla geçirmiş gibi sevab alır"

(Tirmizî, Salât 51; Muvatta, Cema'a 7; Ebû Dâvûd, 555.)

19- Abdullah İbn Ömer radıyallâhu anhumâ''dan, Rasûlullah aleyhisselâmın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “İkindi namazını geçiren, ailesini ve malını kaybetmiş gibidir.”

(Buhârî, Mevâkît, 14; Menâkıb 25; Müslim, Mesâcid 200, 201; Fiten 11; Ebû Dâvûd, 414.)

20- Ebû'd-Derdâ radıyâllahu anh demiştir ki: Rasûlullah aleyhisselâmı şöyle buyururken işittim:

"Köyde ve kırda üç kişi bir arada olur da, namazı cemaatle kılmazlarsa şeytan mutlaka onlara gâlib gelir, (musallat olur ve onları Allah'ın zikrinden alıkoyar). Aman, cemaate sarıl, çünkü kurt sürüden ayrılan koyunu kapar".

(Nesaî, İmâme 48; Ebû Dâvûd, 547; Ahmed b. Hanbel, V, 196; VI, 446.)

21- Alâ b. Abdurrahman şöyle demiştir:

Öğle namazını kıldıktan sonra Enes b. Mâlik  radıyâllahu anh'ın yanına girdik. Enes kalktı ve ikindi namazını kıldı. Namazını bitirince namazı erken kıldığını söyledik. Bunun üzerine Enes şu cevabı verdi: Rasûlullah'ı aleyhisselâmı :

“Güneş sararıncaya kadar geciktirilen ikindi namazı münafıkların namazıdır; bu münafıkların namazıdır, bu münafıkların namazıdır. Onlardan biri güneş sararıp şeytanın boynuzları arasına girinceye kadar oturur. Sonra kalkar ve kuşun yem gagaladığı gibi dört rekât namaz kılar. O namazda Allah'ı çok az zikreder" derken işittim.

(Müslim, mesâcid 195; Nesâî, mevâkît 9; Tirmizî, mevâkît 65; Ebû Dâvûd, 413.)

22- Câbir b. Abdullah radıyallâhu anh demiştir ki; Rasûlullah aleyhisselâm şöyle buyurdu:

"Kim ezanı işitince,"Ey eksiksiz olan şu davetin ve kıyamete kadar devam edecek olan namazın sahibi olan Allah'ım, vesileyi (Cennette bulunan ve ancak O'na lâyık olan yüksek makamı) ve fazileti (bütün kulların makamından daha üstün olan makamı) Muhammed'e ver ve onu kendisine va'd etmiş olduğun övülmüş makama kavuştur" derse, kıyamet gününden kendisine şefaat edilmesi vâcib olur"

(Buhârî,  Ezan 8; Tefsir-i sure (17), 11; Tirmizi, Salât 43; Ebû Dâvûd, 529.)

23- Ebû Hureyre radıyallâhu anh demiştir ki; Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem;

"İmam (cemaat için) kefil, müezzin de mu'temeddir. Ey Allah'ım, imamları doğru yola eriştir, müezzinleri de bağışla" buyurdu.

(Tirmizî, Salât 39; Ebû Davud, 517.)

24- Ebû Katâde radıyallâhu anh Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir:

"Biriniz mescide geldiği zaman oturmadan önce, iki rek'at namaz kılsın”

(Buhârî, teheccüd 25; Müslim, müsâfirîn 69, 70; Nesâî, mesâcid 37; Ebû Davud, 467.)

25- Büreyde radıyallâhu anh'den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Karanlıklarda mescidlere çokça yürüyenleri, kıyamet gününde tam (bir) nûr ile müjdele"

(Tirmizî, salât 51; İbn Mâce, mesâcid 1 ; Ebû Davud, 561.)

26- Enes b. Mâlik radıyallâhu anh demiştir ki: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:

"Ezan ile ikâmet arasında (edilen) duâ (geri) çevrilmez" buyurdu.

(Tirmizî, salât 44; da'âvât 128; Ebû Davud, 521.)

27- Ebû Saîd el-Hudrî radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine gö­re Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Allah rızası için bir gün oruç tutan kimseyi Allah Teâlâ, bu bir günlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar."

(Buhârî, Cihâd 36; Müslim, Sıyâm 167-168.)

28- Ebû Hureyre radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ra­mazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır."

(Buhârî, İmân 28, Savm 6; Müslim, Sıyâm 203, Müsâfirîn 175.)

29- Enes radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Sahur yapınız, zira sahurda bolluk-bereket vardır."

(Buhârî, Savm 20; Müslim, Sıyâm 45.)

30. Ebû Hureyre  radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Eğer mü'minlere zorluk vermeyecek olsaydım yatsı namazını geciktirmelerini ve her namaz başında misvak kullanmalarını emrederdim."

(Buhârî, Cum'a 8; Temennî 9; Müslim, Tahâre 42; Tirmizî, Tahâre 18, Ebû Dâvûd 46.)

31. Zeyd İbni Hâlid el-Cühenî radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlu kadar sevap kazanır. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez."

(Tirmizî, Savm 82.)

32. Ebû Hüreyre Abdurrahman İbni Sahr radıyallâhu anh’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Allah Teâlâ sizin bedenlerinize ve yüzlerinize değil, kalblerinize bakar.”

(Müslim, Birr 33.)

33. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kulunun tövbe etmesinden dolayı Allah Teâlâ’nın duyduğu memnuniyet, sizden birinin ıssız çölde kaybettiği devesini bulduğu zamanki sevincinden çok daha fazladır.”

(Buhârî, Daavât 4; Müslim, Tevbe 1, 7, 8.)

34. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Ey insanlar! Allah’a tövbe edip ondan af dileyiniz. Zira ben ona günde yüz defa tövbe ederim.”

(Müslim, Zikir 42.)

35. “Allah Teâlâ gündüz günah işleyenin tövbesini kabul etmek için geceleyin elini açar. Geceleyin günah işleyenin tövbesini kabul etmek için de gündüz boyu elini açar. Güneş battığı yerden doğuncaya kadar bu böyle devam edip gider.”

(Müslim, Tevbe 31.)

36. “İnsanoğlunun bir vadi dolusu altını olsa, bir vadi daha ister. Onun gözünü topraktan başka bir şey doyurmaz. Ama Allah, tövbe edenin tövbesini kabul eder.”

(Buhârî, Rikak 10; Müslim, Zekât 116-119.)

37. “Temizlik imanın yarısıdır. Elhamdülillah duası mizânı, sübhânallah ve elhamdülillah sözleri ise yer ile gökler arasını sevap ile doldurur. Namaz nurdur, sadaka burhandır, sabır ziyâdır. Kur’an senin ya lehinde ya da aleyhinde delildir. Herkes sabahtan (pazara çıkar) nefsini satar; kimi onu âzâd kimi de helâk eder.”

(Müslim, Tahâret 1.)

38. Abdullah İbni Mes’ud radıyallahu anh şöyle dedi:

"Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in, gönderildiği kavim tarafından dövülüp yüzü kanatılan, bir taraftan yüzündeki kanı silen bir taraftan da “Ey Allahım, halkımı bağışla, çünkü onlar bilmiyorlar” diyen bir peygamberi anlatması hâlâ gözlerimin önündedir."

(Buhârî Enbiyâ, 54.)

39. “Gerçek babayiğit, güreşte rakîbini yenen değil, öfkelendiği zaman nefsine hâkim olan kimsedir.”

(Buhârî, Edeb 102; Müslim, Birr 106-108)

40. “Şüphesiz ki sözde ve işde doğruluk kişiyi iyiliğe yöneltir. İyilik de cennete ulaştırır. Bir kimse doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (işinde ve sözünde doğruluk sahibi) diye kaydedilir. Yalancılık ise kişiyi kötülüğe götürür. Kötülük de cehenneme sürükler. Bir kimse yalancılığı meslek edinince Allah katında çok yalancı diye yazılır.”

(Buhâri, Edeb 69; Müslim, Birr 103-105.)

41. “Nerede ve nasıl olursan ol, Allah’tan kork. Kötülük işlersen, hemen arkasından iyilik yap ki, o kötülüğü silip süpürsün.

İnsanlarla güzel geçin!”

(Tirmizî, Birr 55.)

42.  “Şüpheli şeyleri bırak, şüphe vermeyene bak. Zira doğruluk huzur, yalan ise şüphe verir.”

(Tirmizî, Kıyâmet 60.)

43.“Siz kıl kadar bile önemsemediğiniz birtakım işler yapıyorsunuz ki, biz onları, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında helâk edici büyük hatalardan sayardık.”

(Buhârî, Rikak 32.)

44. “Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Âciz kişi de, nefsini duygularına tâbi kılan ve Allah’tan dileklerde bulunarak bunu yeterli görendir”

(Tirmizî, Kıyâmet 25.)

45. “Kendisini ilgilendirmeyen şeyi terketmesi, kişinin iyi müslüman oluşundandır.”

(Tirmizî, Zühd 11.)

46. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, “Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur” dedi:

“Her kim (ihlâs ile bana kulluk eden) bir dostuma düşmanlık ederse, ben de ona karşı harb ilân ederim. Kulumu bana yaklaştıran şeylerin benim katımda en sevimli olanı farz kıldığım ibadetlerdir. Kulum nâfile ibadetlerleriyle de  devamlı bana yaklaşır ve ben de onu severim. Kulumu sevince de (âdetâ) ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden her ne isterse, onu mutlaka veririm; bana sığınırsa, onu korurum.”

(Buhârî, Rikak 38.)

47. Medineli müslümanlardan bir kısmı Rasûlullah (sas)’den bir şeyler istediler. O da verdi. Sonra yine istediler. Rasûlullah (sas), elindekiler bitinceye kadar verdi. Verebileceği bir şey kalmayınca onlara şöyle hitab etti:

“Yanımda bir şeyler olsaydı, onları sizden esirgemez, verirdim. Kim dilenmekten çekinir, iffetli davranırsa, Allah onun iffetini arttırır. Kim tok gözlü olmak isterse, Allah onu başkalarına muhtaç olmaktan kurtarır.  Kim de sabretmeye gayret ederse, Allah ona sabır verir. Hiç kimseye, sabırdan daha hayırlı ve büyük bir lutufta bulunulmamıştır.”

(Buhârî, Zekât 50, Rikak 20; Müslim, Zekât 124.)

48. “Mü’minin durumu gerçekten hayret vericidir. Çünkü onun her hâli kendisi için bir hayır sebebidir. Bu ancak mü’minlere ait bir özelliktir: O, sevinilecek bir şey başına geldiğinde şükreder; bu onun için bir hayır olur.  Başına bir belâ geldiğinde ise sabreder; bu da onun için hayır olur.”

(Müslim, Zühd 64)

49. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, “Allah Teâlâ  şöyle buyurdu demiştir.

“Dünyada sevdiği bir dostunu aldığım zaman, (sabredip) ecrini Allah’tan bekleyen mü’min kulumun katımdaki  karşılığı cennettir.”

(Buhârî, Rikak 6)

50. “Başına bir musibet geldi diye hiç biriniz ölümü temenni etmesin. Mutlaka böyle bir şey temenni etmek zorunda kalırsa: ‘Allahım, benim için yaşamak hayırlı olduğu sürece beni yaşat, hakkımda ölüm hayırlı olduğu zaman da beni öldür’ desin.”

(Buhârî, Merdâ 19; Daavât 30; Müslim, Zikir 10, 13)

51. "Allah, hayrını dilediği kişiyi sıkıntıya sokar.” 

 (Buhârî, Merdâ 1)

52.

53. Rasûlullah (s.a.s) güneş tepe noktasından batıya doğru  meyledinceye kadar bekledi, sonra kalktı ve:

“Ey müslümanlar! Düşmanla karşılaşmayı arzu etmeyiniz; Allahtan âfiyet dileyiniz. Fakat düşmanla karşılaşınca da sabrediniz ve biliniz ki, cennet kılıçların gölgesi altındadır” buyurdu. Sonra Nebi (s.a.s) dua etti:

“Ey kitab’ı (Kur’an’ı) indiren, bulutları gökyüzünde gezdiren ve düşman saflarını darmadağın eden Allahım,  şu düşmanı  perişan et ve bizi onlara karşı muzaffer kıl!”

(Buhârî, Cihâd 112; Müslim, Cihâd 20)

54. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“İşlerinizde orta yolu tutunuz, dosdoğru olunuz. Biliniz ki, hiç biriniz ameli sâyesinde kurtuluşa eremez” dediler ki:

- Sen de mi kurtulamazsın, ey Allah’ın Elçisi?

- “Evet ben de kurtulamam. Şu kadar var ki, Allah rahmet ve keremi ile beni bağışlamış olursa, o başka!

(Müslim, Münâfikîn 76, 78.)

55. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Şüphesiz ki sözde ve işde doğruluk kişiyi iyiliğe yöneltir. İyilik de cennete ulaştırır. Bir kimse doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (işinde ve sözünde doğruluk sahibi) diye kaydedilir. Yalancılık ise kişiyi kötülüğe götürür. Kötülük de cehenneme sürükler. Bir kimse yalancılığı meslek edinince Allah katında çok yalancı diye yazılır.”

(Buhâri, Edeb 69; Müslim, Birr 103-105.)

56. “Bütün kalbiyle şehid olmayı isteyen kişiyi Allah, yatağında ölse bile, şehidler mertebesine ulaştırır.”

(Müslim, İmâre 157.)

57. "Gecenin zifiri karanlıklarına benzeyen fitneler ortaya çıkmadan (salih) ameller yapmakta acele edin! Zira o zaman kişi mümin olarak sabaha çıkacak, kafir olarak akşamlayacak yahut mümin olarak akşamlayacak,  kafir olarak sabaha çıkacak; dünyevi çıkarlar karşılığında dinini satacaktır."

(Müslim, İman, 186)

58. "Bakmakla yükümlü olduğu kimseleri ihmal etmesi, kişiye günah olarak yeter"

(Ebû Dâvûd, Zekat, 45)

59. "Ölümü istemeyin. Zira can vermek çok zordur. Kişinin ömrünün uzun olması ve Allah'ın insana, tevbe ile kendisine yönelme imkanı  vermesi onun için mutluluktur."

(İbn Hanbel, III, 333)

60. "Mü'min taze ekin gibidir. Olgunlaşıncaya kadar rüzgar onu eğip büker; bazen onu yere yatırır, bazen de doğrultur (ama o kırılmaz)..."

(Müslim, Sıfâtü'l-münâfikîn, 59.)

61. "İnsanlık, ilk günden beri bütün peygamberlerin üzerinde ittifak ettikleri bir söz bilir: Şayet utanmıyorsan, dilediğini yap!"

(Buhârî, Edeb, 78.)

62. "Her dinin (kendine özgü) bir ahlakı vardır; İslâm ahlakı(nın özü) hayadır."

(İbn Mâce, Zühd, 17.)

63. "Bir kişide bulunan (huy)ların en kötüsü, aşırı cimrilik ve şiddetli korkaklıktır."

(Ebû Dâvûd, Cihad, 21.)

64.“Kim bir Müslüman'ın dünya sıkıntılarından birini giderirse, Allah da onun kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim darda kalan bir kimsenin işini kolaylaştırırsa, Allah da dünya ve âhirette onun işlerini kolaylaştırır. Kim bir Müslüman'ın ayıbını örterse, Allah da dünya ve âhirette onun ayıplarını örter. Kul, kardeşinin yardımında olduğu sürece, Allah da onun yardımcısı olur.”

(Ebû Dâvûd, Edeb, 60.)

65. "İnsanlar bir zalimi görürler de onun zulmüne engel olmazlarsa, Allah'ın onları genel bir azaba uğratması kaçınılmazdır."

(Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, 5.)

66. "Allah’tan korkun ve çocuklarınız arasında adil olun."

(Buhârî, Hîbe 13.)

67. İbn Ömer'in naklettiğine göre, cenaze kabre konulurken Hz. Peygamber (sas) şöyle derdi: "Bismillâhi ve alâ milleti Rasûlillâh" (Seni Allah'ın adıyla ve Rasûlullah'ın dini üzere kabre koyuyoruz.)

(İbn Mâce, Cenâiz, 38.)

68. “Kıyamet günü insanların bana en yakını, bana en çok salavât getirendir:”

(Tirmizî,Vitr 21.)

69. "Bana salavât getirmeyi unutan (terk eden) kişi cennet yolunu kaybeder."

(İbn Mâce, İkâmet 25.)

70. "Muhakkak ki Allah güzeldir, güzelliği sever."

(Müslim, İmân 147.)

71. "Selâm (Esenlik veren), bizzat Allah'ın kendisidir. Onun için namazda oturduğunuz vakit Tahiyyât'ı okuyun. Tahiyyât'ın sonundaki 'Selâm bize ve Allah'ın salih kullarına olsun' kısmını okuduğunuzda yerde ve gökte bulunan bütün varlıkları selâmlamış olursunuz.''

(Ahmed b. Hanbel, I, 411.)

72. Üsâme b. Zeyd radıyallâhu anh'ın naklettiğine göre Rasûlullah aleyhisselâm şöyle buyurmuştur: "Kıyamet günü bir adam getirilip cehenneme atılır ve bağırsakları dışarı fırlar. 0 kişi, eşeğin değirmen taşı ile döndüğü gibi bağırsaklarıyla birlikte dönmeye başlar. Derken etrafına cehennemlikler toplanır ve 'Ey falan, ne bu hâl? Sen iyiliği emredip, kötülükten alıkoymaz mıydın?' derler. O da, 'Evet, ben iyiliği emrederdim, ama onu kendim yapmazdım. Kötülükten alıkoyardım, ama onu kendim yapardım.' diye karşılık verir."

(Müslim, Zûhd, 51)

73. "Sadakanın en faziletlisi, Müslüman kişinin öğrendiklerini Müslüman kardeşine öğretmesidir."

(İbn Mâce, Sünnet 20.)

74. "İlmi, alimlere karşı övünmek, cahillerle münakaşa etmek ve insanların teveccühünü kazanmak için öğrenmeyiniz. Kim böyle yaparsa o kimse ateştedir."

(İbn Mâce, Sünnet 23.)

75. "Mü'minin mü'mine karşı durumu, bir parçası diğer parçasını sımsıkı kenetleyip tutan bina gibidir."

(Buhârî, Salât 88; Mezâlim 5.)

76. "Kim bir iyilik yaptığında seviniyor, bir kötülük yaptığında üzülüyorsa o mümindir."

(Ahmed b. Hanbel, IV, 399.)

77. "Mümin, saf  ve âlicenaptır; fâcir ise düzenbaz ve alçaktır."

(Ebû Dâvûd, Edeb 5.)

78. "Mümin, ne insanları karalayan, ne lânet eden, ne kaba ve kötü sözlü, ne de hayâsız birisidir."

(Tirmizî, Birr 48.)

79. "Cimrilik ve kötü ahlâk asla bir mü'minde bulunmaz."

(Tirmizî, Birr 41.)

80. “Laf taşıma, sövüp sayma ve soy sopla övünme cehennemdedir; bunlar bir müminde bir araya gelmemelidir.”

(Taberânî, Mu'cemu’l-Kebîr, XII, 340.)

81. Mümin Yeşil Ekine Benzer

Ebû Hureyre radıyallâhu anh'dan nakledildiğine göre Rasûlullah aleyhisselâm şöyle buyurmuştur: "Mümin, yeşil ekine benzer. Rüzgarla eğilir (fakat yıkılmaz). Rüzgâr sakinleştiğinde yine doğrulur. İşte mümin de böyledir; o da bela ve musibetler sebebiyle eğilir (fakat yıkılmaz). Kâfir ise sert ve dimdik selvi ağacına benzer ki Allah onu dilediği zaman (bir defada) söküp devirir."

(Buhârî, Tevhid 31.)

82. Münafık, Şaşkın Koyun Gibidir

Abdullah İbn Ömer radıyallâhu anh'ın rivayet ettiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurmuştur: "Münafık, iki sürü arasında gidip gelen şaşkın koyun gibidir. Bir o sürüye gider, bir bu sürüye!"

(Müslim, Sıfâtü'l-mûnâfıkîn, 17.)

83. İki Yüzlüler

Ebû Hureyre radıyallâhu anh'ın rivayet ettiğine göre, Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Kıyamet günü Allah katında insanların en kötülerinin şunlara bir yüzle, bunlara diğer bir yüzle gelen ikiyüzlüler olduğunu görürsün!"

(Buhârî, Edeb 52.)

84. Yemek Yediğiniz Zaman

İbn Abbâs radıyallâhu anh'ın naklettiğine göre, Rasûlullah aleyhisselâm  şöyle buyurmuştur: "Sizden biri yemek yediği zaman, 'Allah'ım, bu yemeği bizim için bereketli eyle ve bize bundan daha hayırlısını ikram eyle' desin."

(Ebû Dâvûd, Eşribe 21.)

85. Korkmayın

Hâlid (el-Esedî)'nin oğulları Habbe ve Sevâ' anlatıyor: Peygamber aleyhisselâm bir şeyi tamir etmekle meşgul iken yanına gittik ve ona yardım ettik. O da bize şöyle dedi: "Başlarınız hareket ettiği (yaşadığınız) sürece rızık konusunda ümitsizliğe düşmeyin. Annesi insanı, kıpkırmızı ve çıplak olarak doğurur. Sonra Yüce Allah onun rızkını verir."

(İbn Mâce, Zûhd 14.)

86. Hasta Ziyareti

Hz. Ali radıyallâhu anh, Rasûlullah aleyhisselâmdan şu sözleri duyduğunu haber vermiştir: "Hasta olan Müslüman kardeşini ziyarete giden kimse, onun yanında oturuncaya kadar (âdeta) cennet meyveleri içinde yürümüş olur. Oturduğu zaman onu rahmet kaplar. Eğer ziyareti sabahleyin olursa akşama kadar yetmiş bin melek onun için dua ve istiğfar eder. Ziyareti akşam olursa sabaha kadar yetmiş bin melek onun için dua ve istiğfar eder."

(İbn Mâce, Cenâiz, 2)

87. Abdullah Bana Kur'ân Oku

Peygamber şehri Medine'nin huzur dolu günlerinden birisiydi. Varlığıyla şehri bereketlendiren Allah'ın Elçisi, yakın dostlarından Abdullah b. Mes'ûd'a seslendi: "Abdullah! Bana Kur'ân oku." Abdullah bir an için şaşırdı, ilminin derinliğiyle tanınan değerli sahâbî, "Yâ Rasûlallah, Kur'ân size indirilmişken, ben mi size okuyayım?" diyebildi sadece. Allah Rasûlü, "Evet, evet, ben Kur'ân' ı başkasından dinlemeyi çok seviyorum" buyurdu.

İbn Mes'ûd okumaya başladı. Nisâ sûresinin yaratılışı hatırlatan, yetime saygıyı tavsiye eden, miras paylaşımını konu alan âyetlerini okudu. Nihayet, "Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onların üzerine bir şahit yaptığımız zaman, bakalım onların hali nice olacak!"' ( Nisa 4/41) âyetine geldiğinde Peygamber'in gözlerinden yaşlar süzüldüğûnü fark etti. Daha fazla dayanamadı Rahmet Elçisi ve "(Bu kadar) yeter" buyurdu.

(Buhârî, Fedâilu’l-Kur’ân 33.)

88. Ebû Hüreyre radıyallâhu anh'ın naklettiğine göre Allah Rasûlü aleyhisselâm şöyle buyurmuştur:

“Size ne emrettimse onu yapınız; size neyi yasakladıysam ondan sakınınız.”

(İbn Mâce, Sünnet 1)

89. Tîn Suresi

Hadis rivayetiyle meşhur sahâbî Berâ' b. Âzib bir defasında Rasûlullah'ın yatsı namazında Tîn sûresini okuyuşunu dinlediğini anlatır ve "Sesi veya okuyuşu ondan daha güzel olan bir kişi duymadım" der.

(Buhârî,Tevhid 52; Müslim, Müsafirin 236.)

90. Dün Gece Beni Görmeliydin

Allah Rasûlü aleyhisselâm, Kur’ân'ı güzel sesle ve usulüne uygun okumaya itina gösterirdi. Bu konudaki yeteneğiyle tanınan sahâbîlerden Ebû Mûsâ el-Eş'arî'ye, Hz. Dâvûd gibi güzel sesle ve ahenkle okuduğu için övgüde bulunmuş ve "Dün gece senin Kur'ân okuyuşunu dinlerken beni bir görmeliydin!" buyurmuştu.

(Buhârî, Fedâilu’l-Kur'ân  8; Müslim, Fedâilu’s-Sahâbe 116.)

91. Ya Kurân’la Amel eden

"Kur'ân-ı Kerimi okuyan ve hükümleriyle amel edenin anne-babasına kıyamet günü bir taç giydirilir. Bu tacın ışığı şayet aranızda olmuş olsa, dünya evlerindeki güneş ışığından daha güzeldir. O hâlde bununla amel eden hakkında ne düşünürsünüz.”

(Buhârî, Tevhid 57.; Ebû Dâvûd, Vitr 14.)

92. Ebû Hüreyre'den nakledildiğine göre, Allah Rasûlü aleyhisselâm şöyle buyurmuştur: "Allah'a ve âhiret gününe iman eden kişi misafirine ikram etsin. Allah'a ve âhiret gününe iman eden kişi komşusunu rahatsız etmesin. Allah'a ve âhiret gününe iman eden kişi ya hayır söylesin ya da sussun."

(Ebû Dâvûd, Edeb 122, 123.)

93. Mümin Bal Arısına Benzer

Abdullah b. Amr b. el-Âs radıyallâhu anh'ın işittiğine göre, Allah Rasûlü aleyhisselâm şöyle buyurmuştur: "...Muhammed'in canı elinde olan Allah'a yemin olsun ki, mümin bal arısına benzer; güzel şeyler yer, güzel şeyler üretir, (güzel yerlere) konar, (konduğu yeri de) kırmaz ve bozmaz."

(Ahmed b. Hanbel, II, 199; Hâkim, Mûstedrek. I, 110.)

94. "Akraba ile ilişkiyi kesen cennete giremez."

(Buhârî, Edeb 4; Ebû Dâvud, Zekat, 45.)

95. Bir Gün Tok Bir Aç

"Rabbim bana, dilersem Mekke vadisini altına dönüştüreceğini söyle­di. Ben ise: Hayır, istemem yâ Rabbî. Bir gün tok, bir gün aç yaşamayı tercih ederim. Acıktığımda Sana yalvarıp yakarırım. Seni hatırlarım. Doy­duğumda ise Sana şükredip hamdederim' dedim."

(Tirmizî, Zühd 35.)

100. “Sizi düşman atlıları kovalasa bile sabah namazının iki rekat sünnetini yine de sakın bırakmayın.”

(Ebû Dâvûd, Tatavvu 3.)

101. Ashâb-ı Kirâm’dan Ebû Esîd radıyallâhu anh’ın riyavet ettiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Zeytinyağı yiyiniz ve onunla vücudunuzu yağlayınız; çünkü zeytinyağı mübarek bir ağaçtan çıkar.”

(Tirmizi, Etime 43; Ahmet İbni Hanbel, Müsned 3.)

102. “Ezan okunduğu halde yemek sofraya konmuşsa önce yemek yiyiniz.”

(Buhârî, Ezan 42.)

 103. Ebû Mûsâ el-Eş’arî radıyallâhu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasûl-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Âişe’nin kadınlara üstünlüğü, tiridin diğer yemeklere olan üstünlüğü gibidir."

(Buhârî, Enbiyâ 32.)

 104. Cebril aleyhisselam, Rasûl-i Ekrem Efendimiz’in sevgili eşi Hz. Hatice’nin kendisine doğru gelmekte olduğunu haber verdikten sonra şöyle demiştir:

“Hatice yanına gelince ona Rabbinin ve benim selamımı söyle!”

(Buhârî, Menâkıbu’l Ensâr 20.)

105. Bir defasında Fahr-i Âlem Efendimiz, Hz. Fatıma’ya ithafen şöyle buyurmuştur:

“Cennet’teki kadınların (veya mümin kadınların) hanımefendisi olmak seni sevindirmiyor mu?

(Buhârî, Menakıb 25.)

İslam âlimleri Hz. Fatıma’yı Rasûlullah Efendimiz’in ciğerparesi olması sebebiyle, annesi de dâhil bütün kadınların en üstünü kabul etmiştir. (Aliyyül Kari Cemulvesail 1)

106. Hz. Âişe’den rivayetle Rasûlullah aleyhisselâm şöyle buyurdu:

“Sirke ne güzel katıktır.”

(Müslim, Eşribe 164.)

107. Müslüman Müslümanın Kardeşidir

Abdulah İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.”

(Buhârî, Mezâlim 3; Müslim, Birr 58.)

108. Takva Buradadır

Ebû Hüreyre radıyallâhu anh’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona hiyânet etmez, yalan söylemez ve yardımı terketmez. Her müslümanın, diğer müslümana ırzı, malı ve kanı haramdır. Takvâ buradadır. Bir kimseye şer olarak müslüman kardeşini hor ve hakir görmesi yeter.”

(Tirmizî, Birr 18)

109. "Kişi arkadaşının dini üzeredir. O halde sizden birisi kiminle arkadaşlık yaptığına dikkat etsin."

(Ebu Dâvûd, Edeb, 19, Tirmizî, Zühd, 45)

110. "Dünya tatlı ve çekicidir. Allah onun idaresini size verecek ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Sakın dün­yaya aldanmayın."

(Müslim, Zikir 99; Tirmizî, Fiten 26.)

111. "Cennet'te gözlerin görmediği, kulakların duymadığı, insanların hayal bile edemediği nimetler vardır."

(Buhârî, Tefsîr 32/1)

112. "Her şeyin bir zirvesi vardır; Kur'ân'ın zirvesi de Bakara süresidir"
(Tirmizî, Fezâilü'l-Kur'ân 2; Dârimî,  Fezâilü'l-Kur'ân 13.)

113. "Evlerinizi kabristana çevirmeyin; şeytan, içinde Bakara sûresi oku­nan evden kaçar, oraya girmez."

(Müslim, Müsâfirîn 212.)

114. "Kur'ân'ı okuyun. Çünkü Kur'ân, kendisini okuyanlara kıyamet gününde şefaat edecektir. Bakara ile Âl-i İmrân sûrelerini okuyun. Çünkü onlar kıyamet gününde iki bulut, yahut iki gölge veya saf saf olmuş iki grup kuş halinde gelecek ve kendilerini okuyanların yardımına koşacaklardır. Bakara sûresini okuyun. Onu okumak bereket, okumamak ise kay­bedilen sevaplar yüzünden pişmanlık duymaya sebeptir. Boş şeylerle uğraşan­lar onu okuyamazlar."

(Müslim, Müsâfirîn 252; Dârimî, Fezâilü'l- Kur'ân 15.)

115. Rasûl-i Ekrem şöyle buyurdu: "Kıyamet günü Allah Teâlâ yeryüzünü avucuna alacak, gökleri sağ eliyle dürüp katlaya­cak ve 'Hükümdar Benim! Nerede yeryüzünün hükümdarları?' buyuracaktır."

(Buhârî, Tefsîr 39/3, Rikâk 44, Tevhîd 6; Müslim, Münâfikîn 23, 24.)

116. "Akrabasının yaptığı iyiliğe aynısıyla karşılık veren onları koruyup gözetmiş sayılmaz; akrabayı koruyup gözeten adam, kendisiyle ilgiyi kestikleri zaman bile onlara iyilik etmeye devam edendir."

(Buhârî, Edeb 15. )

117. Ebû Hureyre radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Hüsn-i zan, kulluğun güzelliğindendir."

(Ebû Dâvûd, edeb 28.)

118. Abdullah b. Abbas radıyallahu anhumâ'dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Nimetleriyle sizi beslediği için Allah'ı sevin. Beni de Allah'a muhabbetiniz sebebiyle sevin."

(Tirmizî, Menâkıb 31.)

119. Enes b. Mâlik radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Allah Teâlâ, yaşından ötürü bir ihtiyara saygı gösteren gence yaşlılığında hizmet edecek kimseler lütfeder."
(Tirmizî, Birr 75.)

120. "Zayıf ve düşkünlerinize dikkat ediniz! Zira siz ancak düşkünleriniz sayesinde yardım görür ve rızıklanırsınız."

(Ebû Dâvûd, Cihâd 69.)

121. Berâ b. Mâlik radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:

"Ey dili ile ikrar edip de kalbine iman girmeyenler! Müslümanların gıybetini yapmayınız. Onların ayıplarını araştırmayınız. Kim Müslüman kardeşinin ayıbını araştırırsa Allah da onun ayıbını araştırır. Allah kimin ayıbını araştırırsa, onu evinin içinde bile rezil eder."
(Tirmizî, Birr 82.)

122. "Rabbini zikredenle etmeyenin farkı, diriyle ölünün farkı gibidir."

(Buhârî, Daavât 66.)

123. "Ziyafetlerin en kötüsü zenginlerin çağırılıp fakirlerin çağırılmadığı ziyafettir."

 (Buhârî, Nikah, 42; Müslim, Nikah, 107; Ebû Dâvûd, E'ime, 1.)

 124. ”Hediyeleşiniz:  zira hediye, kalpdeki kin ve nefreti yok eder.”

(Tirmizi, Vela 6.)

 125. "Rızkın en iyisi, yeterli olanı; zikrin en faziletli olanı gizli olanıdır."

(Ahmed b. Hanbel, I, 180.)

126. "Bana göre dostlarımdan en çok kendisine imrenileni, hali sade olan, çokça namaz kılan, Rabbine güzel ibadet eden, insanlar arasında şöhretiyle pek öne çıkmayan, ölümü erken gelen, mirası ve ağlayanı az olandır."

(Tirmizi, IV, 575; İbn Mâce, II, 1379.)

127. "Muhakkak ki Allah Teâlâ halim, iffetli ve utangaç kimseyi sever, utanmadan ısrarla insanlardan bir şeyler isteyen kimseye de buğz eder. Bu tür kimselere bir şeyler verilse de haddinden fazla övgüde bulunur; verilmezse aşırı şekilde kötülerler."

(Tirmizi, IV, 362.9)

128. Sevbân radıyallâhu anh'ın rivayetine göre, bir defasında Peygamber aleyhisselâm :

"Kim söyleyeceğim şu şeyi yapmayı garanti ederse, ben de ona cenneti garanti ederim" dedi. Sevbân: "Ben!" dedi. Peygamber Efendimiz de : "İnsanlardan (asla) bir şey isteme!" buyurdu.

[Ravi diyor ki: "Sevbân biniti üzerinde yolculuk ederken kamçısı yere düşse, birisine 'şunu alıver!' demez, binitinden iner kendisi alırdı."]

(Ebû Dâvûd, II, 295; Nesâî, I, 297.)

129. "Sizden birisi bir arkadaşını sırf Allah rızası için severse, bunu arkadaşına söylesin. Böyle yapması ülfet ve muhabbetin devamı için iyi bir yoldur."

(Ebû Dâvûd, IV, 343; Tirmizî, III, 284.)

130. Nebiyy-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Anne ve babasına iyi davranan kimseye müjdeler olsun. Allah Teâlâ onun ömrünü uzatsın."

(Buhârî, Edebu'l-Müfred, nr. 22; Hâkim, el-Müstedrek, IV, 170.)

131. Ebû Hureyre radıyallahu anh'dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Makbul olduğunda şüphe bulunmayan üç dua vardır: Mazlumun duası, misafirin duası, babanın çocuğuna duası."

(Ebû Dâvûd, Vitr, 29; Tirmizî, Daavât, 47; İbn Mâce, Dua, 11)

132. Ebû Hureyre’nin naklettiğine göre Allah Rasûlü aleyhisselâm şöyle buyurmuştur:

“Allah’a hamd ile başlanılmayan her önemli iş bereketsizdir.”

(İbn Mâce, Nikâh 19.)

133. Enes b. Mâlik radıyallâhu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah aleyhisselâm şöyle buyurmuştur:

“Allah’ın verdiği nimet karşısında kulun “elhamdülillah” diyerek hamdetmesi, o nimetten daha değerlidir.”

(İbn Mâce, Edeb 55.)

134. Ali b. Ebî Tâlib radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Efendimiz aleyhisselâm şöyle buyurmuştur:

“Cimri, yanında anıldığım halde bana salavât getirmeyen kimsedir.”

(Tirmizî, Deavât 100.)

135. Abdullah b. Mes’ûd radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:

“Allah’ın yeryüzünde dolaşan melekleri vardır. Onlar, ümmetimden bana selam getirirler.”

(Ahmed b. Hanbel, I, 387.)

136. Fedâle b. Ubeyd’in naklettiğine sevgili Peygamberimiz, Veda Haccında şöyle buyurmuştur:

“Mücahid, Yüce Allah’a itaat yolunda nefsinin isteklerine karşı mücadele eden kimsedir.”

(Ahmed b. Hanbel, VI, 22; Tirmizî, Fedâilü’l-cihâd, 2.)

137. Ebû Hureyre’nin naklettiğine göre Allah Rasûlü aleyhisselâm şöyle buyurmuştur:

“İlim kaybolmadıkça, depremler çoğalmadıkça, zaman kısalmadıkça, fitneler ortaya çıkmadıkça, herc yani cinayetler artmadıkça ve elinizde mal çoğalıp taşmadıkça kıyamet kopmaz.”

(Buhârî,İstiskâ 27.)

138. Ebû Hureyre’den nakledildiğine göre, Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem Cuma gününden bahsetti ve şöyle buyurdu:

“Onda öyle bir an vardır ki şayet bir Müslüman kul namaz kılarken o âna rastlar da Allah’tan bir şey isterse Allah ona dilediğini mutlaka verir.”

(Müslim, Cuma 13.)

139. Ebû Zer radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:

“Zâhid olmak (dünyaya rağbet etmemek), kişinin helal olan şeyleri kendisine haram kılması veya malını dağıtıp tüketmesi demek değildir. Bilakis zâhid olmak, elinde olan şeylere Allah katında olanlardan daha fazla güvenmemek demektir.”

(İbn Mâce, Zühd 1)

140. Ebû Hureyre’nin naklettiğine göre Allah Rasûlü aleyhisselâm şöyle buyurmuştur:

“Bana itaat eden, Allah’a itaat etmiştir. Bana isyan eden de Allah’a isyan etmiştir.”

(Müslim, İmâre 33.)

141. İbn Ömer'in naklettiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Kim bir topluluğa benzemeye çalışırsa o da onlardandır."

(Ebû Dâvûd, Libas 4.)

142. Hakîm b.Hizâm radıyallahu anh anlatıyor: Rasûlullah'tan sallallâhu aleyhi ve sellem (Huneyn ganimetlerinden) istedim, bana ondan verdi. Sonra tekrar istedim, yine bana verdi. Sonra tekrar istedim bu defa da verdi. Sonra şöyle buyurdu:

"Ey Hakîm! Bu dünya malı göz alıcı ve tatlıdır.Kim bu mala tamah etmeden gönül zenginliği ile sahip olursa kendisi için malı bereketlenir. Ama kim de hırs ve tamah dolu bir kalple bu malı isterse,tıpkı yiyip de doymayan kimse gibi, onun için malın bereketi kaçar. Veren el alan elden üstündür."

(Buhârî, Zekât 50.)

143. Kâ'b İyâz'ın işittiğine göre, Hz.Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Her ümmetin bir fitnesi (imtihan vesilesi) vardır, benim ümmetimin fitnesi ise maldır."

(Tirmizî, Zühd 26.)

144. Hz. Ebû Bekir es-Sıddîk'in işittiğine göre, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"İnsanlar bir zalimi görürler de onun zulmüne engel olmazlarsa, Allah'ın onları genel bir azaba uğratması kaçınılmazdır."

(Tirmizî, Tefsirul Kur'ân 5.)

145. İbn Abbas radıyallahu anh'ın naklettiğine göre, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, Muaz b. Cebel'i Yemen'e gönderirken şöyle buyurmuştur:

 "…Mazlumun bedduasından sakın. Çünkü onunla Allah arasında perde yoktur."

(Buhârî, Zekat 63.)

146. Katâde, Enes b. Mâlik'e,"Hz.Peygamber'in en çok ettiği dua hangisiydi?" diye sordu.Enes şöyle cevap verdi:

 " (Allah Rasûlü) en çok şöyle diyerek dua ederdi: "Allah'ım,bize dünyada iyilik ver,ahirette de iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru! "

(Müslim, Zikir 26.)

147. Enes radıyallahu anh'ın naklettiğine göre, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Zalim de olsa mazlum da olsa kardeşine yardım et." Bunun üzerine birisi, "Ey Allah'ın Rasûlü! Eğer mazlum ise yardım ederim, ancak zalimse ona nasıl yardım edeceğim?" dedi. Rasûlullah buyurdu ki, "Onu zulümden uzaklaştırırsın veya onun zulmüne engel olursun. İşte bu ona yapacağın yardımdır."

(Buhârî, İkrâh 7.)

148. Nevvâs b. Sem'ân anlatıyor: " Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ile birlikte Medine'de bir sene kaldım… Ona iyiliğin ve kötülüğün ne anlama geldiğini sordum. Rasûlullah aleyhisselâm şöyle cevap verdi:

"İyilik güzel ahlaktır. Kötülük ise vicdanını rahatsız eden ve insanların bilmesini istemediğin şeydir."

(Müslim, Birr 15.)

149. Ebû Zerr  radıyallahu anh'ın rivayet ettiğine göre, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ona şöyle buyurmuştur:

"Nerede olursan ol, Allah'a karşı sorumluluğun bilincinde ol! Kötülüğün peşinden iyi bir şey yap ki onu yok etsin. İnsanlara da güzel ahlaka uygun biçimde davran!"

(Tirmizi,Birr 55.)

150. Ebû Mûsâ el-Eş'arî radıyallahu anh anlatıyor: "Bir bedevi Hz. Peygamber'e şöyle sordu: 'Bir adam var, ganimet elde etmek için savaşıyor, bir adam da kahramanlığı duyulsun diye, bir diğeri de görülsün diye savaşıyor. Bunlardan hangisi Allah yolundadır?' Allah Rasûlü ona:

'Kim Allah'ın kelimesini (mesajını) yüceltmek için savaşırsa işte o, Allah yolundadır.' buyurdu."

(Buhârî, Farzu'l-humus 10.)
.

151. Ebû Hureyre'nin naklettiğine göre, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem  şöyle buyurmuştur:

" Allah sizin dış görünüşlerinize ve mallarınıza bakmaz, bilakis kalplerinize ve amellerinize bakar. "

Müslim,Birr 34.

152. Ebû Hureyre'nin naklettiğine göre, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem  şöyle buyurmuştur:

" Müslüman,Müslüman'ın kardeşidir. Ona hainlik yapmaz,ona yalan söylemez,onu zor durumda yüzüstü bırakmaz…"

Tirmizi,Birr 18.

153.  Ebû Hureyre'den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem  şöyle buyurmuştur:

"Bir insanın kalbinde iman ile hasret bir arada bulunmaz."

Nesâi,Cihâd 8.

154. Enes b. Mâlik'ten rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem  şöyle buyurmuştur:

" Birbirinize kin beslemeyin,birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları! Kardeşler olun…"

Buhârî, Edep 62.

155. Ebû Hureyre'den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem  şöyle buyurmuştur:

"Hasetten sakının. Çünkü ateşin odunu yakıp tükettiği gibi haset de iyi amelleri yakar, bitirir."

Ebû Dâvûd, Edeb, 44; İbn Mâce Zühd 22.

156. Abdullah bin Ömer'in naklettiğine göre, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem  şöyle buyurmuştur:

''İşçiye,ücretini teri kurumadan önce verin.''           

İbn Mâce, Rûhûn 4.

157. Peygamber Efendimizin (sallallâhu aleyhi ve sellem)  eşi Âişe'den nakledildiğine göre, (Kureyş kabilesinden bir grup insan, hırsızlık yapan Fâtıma adlı bir kadını affetmesi için aracı olduklarında) … Rasûlullah (sav) ayağa kalkarak hutbe okudu ve Allah'a gerektiği gibi senâ ettikten sonra şöyle buyurdu:

''Sizden önceki insanların helâk olma sebebi, aralarında ileri gelen (zengin) kimseler hırsızlık yapınca suçun cezasını vermeyip zayıf (ve fakir) kimseler hırsızlık yapınca  ceza uygulamalarıdır.Bu canı bu tende tutan (Allah)a yemin ederim ki Muhammed'in kızı Fâtıma hırsızlık yapsa onun da elini keserdim."

Müslim, Hudûd 9

158. Ebû Hüreyre radıyallahu ahn'ın naklettiğine göre, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem  bir bedevînin kıyametin ne zaman kopacağını sorması üzere) şöyle buyurdu:

''Emanet zayi edildiği vakit kıyameti bekle!''

Bunun üzerine bedevî ''Emanetin zayi edilmesi nasıl olur yâ Rasûlallah?''diye sorunca, Hz. Peygamber ''Yönetim, ehli olmayan kimseye verildiğinde kıyameti bekle'' buyurdu.

Buhârî Rikâk 35

159. Abdülazîz b. Mervân şöyle diyor: ''Ebû Hüreyre'den  işittiğime göre, o, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in  şöyle buyurduğunu duymuş:

"İnsanda bulunan huyların en kötüsü, aşırı cimrilik ve şiddetli korkaklıktır."

Ebû Dâvûd,Cihâd,21

160. Ubâde b. Sâmit'in rivayet ettiğine göre, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem  şöyle buyurmuştur: "Allah'ın hadlerini (kanuni cezaları, size) yakın olan ve uzak olan herkese uygulayın. Sakın hiçbir kınayanın kınaması sizi Allah' ın (hükmünü uygulama)hususunda alıkoymasın!"

İbn Mâce,Hudûd 3.

ALINTI.

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]