* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Dürüstlük ve Samimiyetin Getirdiği Kolaylık ve Huzur  (Okunma sayısı 5374 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
Dürüstlük ve Samimiyetin Getirdiği Kolaylık ve Huzur
« : Temmuz 21, 2024, 09:15:20 ÖÖ »


Güven ve Samimiyetin Getirdiği Kolaylık ve Huzur

Cahiliye insanları başları sıkıştığında hemen yalana başvururlar. Bunu kendilerini kurtarmak için kolay bir yöntem olarak görürler. Oysa, dürüst olmamak ve yalancılık bir insanın sahip olduğu en azap ve sıkıntı verici yönlerden biridir. Herşeyden önce yalan söyleyen bir insan her an yalanının ortaya çıkmasının tedirginliğini yaşar ve bundan dolayı küçük düşecek diye korkar. Bunun dışında yalancılığın getirdiği vicdan sıkıntısı insanlarda huzursuz ve gerilimli bir hale neden olur. Herkesin birbirine yalan söylediği bir ortam ise son derece samimiyetsiz ve riyakardır.

Herkes birbirinin her söylediğinden şüphelenir. En basit konularda dahi birbirlerine güvenemezler. Sözgelimi yeni aldıkları kıyafetin yakışıp yakışmadığını sorduklarında riyakar bir cevap alacaklarından emindirler. Yalanlar ve riya üzerine kurulu bir dostluğun ise samimi ve içten gerçek bir dostluk olamayacağı bellidir.

Oysa dürüstlük Allah’tan korkan bir insan için çok önemlidir. Allah bir ayetinde iman edenlere  dürüstlüğü şöyle emreder:

Ey iman edenler, Allah'tan sakının ve sözü doğru söyleyin. (Ahzab Suresi, 70)

Dürüstlük ve samimiyet ise müminlere çok güzel, güvenilir, huzur dolu bir hayat getirir. Örneğin hata yapan bir mümin bunu hiçbir zaman diğerlerinden gizlemez. Çünkü Allah'ın kendisini her an izlediğini ve işittiğini bilir ve Allah'a yönelerek tevbe eder. Müminlerin bilmesi gerekiyorsa bunu onlara da en doğru ve dürüst şekliyle anlatır. Müminlerin böyle bir dürüstlük karşısında samimiyetini istismar etmeyeceklerini bilir. Aksine yapılan hata ne olursa olsun müminler, o kişinin gösterdiği samimi ve tevazulu tavırdan dolayı son derece hoşnut olur ve o kişiye güven duyarlar. Çünkü samimi, gizlisi saklısı olmayan, esrarengiz bir hava sunmayan açık bir insan çok güvenilirdir ve o kişinin yanında herkes rahat eder. Böyle insanların bir arada bulundukları bir toplum ise, çok büyük bir nimet ve güzelliktir. İnsanlar belki dürüst davranarak kendilerini küçük düşürmekten, zorluk yaşamaktan çekinirler ancak, Allah dürüst ve samimi insanlara çok neşeli, güvenli ve huzurlu bir ortam verir. Onların ahirette alacakları karşılık ise çok  daha güzel ve müjde doludur:

Allah dedi ki: "Bu, doğrulara, doğru söylemelerinin yarar sağladığı gündür. Onlar için, içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler vardır. Allah onlardan razı oldu, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur." (Maide Suresi,

Güven Ahlakı

        Güven ve itimat çocukluk çağından peygamberlik dönemine kadar Efendimiz Muhammed'in (s.a.v.) nitelendiği asil bir ahlâktır. Hatta müşrikler O'nu "doğrıı" ve "güvenilir" (ea-Sâdık el-Emin) olarak tarif etmişlerdir. Bunda, İslam'a davet hususunda müslüman çocuğun geleceğini etkileyen ders ve ibretler vardır. Rasûlüllah (s.a.v.), babasının malı konusunda çocuğun sorumluluğunu sınırlamıştır. Buna göre çocuk, israf ve savurganlık yapmadan malı koruyabiliyorsa "güvenilir" olmaktadır. Nitekim "Çocuk babasının malı konusunda çobandır. O da sürüsünden (mala göz kulak olmaktan) sorumludur" hadisi bunu ifade etmektedir. (498)

        Rasulüllah'ın (s.a.v.) güven ahlâkına, bunun çocukta kökleşmesine, ihtimam gösterdiğini; bu hususta çocuğun yanlışına razı olmadığını, buna aykırı hareket etmesi durumunda kulağını bükerek onu cezalandırdığını görmekteyiz.

        Abdullah b. Büsr anlatıyor: Anam bir salkım üzümle beni Rasûlüllah'a (s.a.v.) göndermişti. Ben de Rasûlüllah'a (s.a.v.) ulaştırmadan önce ondan biraz yedim. Nihayet onu götürünce Rasulüllah (s.a.v.) kulağımı tuttu ve "Ey hilekâr!" dedi. (499)

--------------------------------------------------------------------------------

(498) Bu konuda İ4bn Teymiyye'nin es-Siyasetü'ş-Şer'iyye adlı eserine bakınız.

(499) Nevevi, Ezkar.

Doğruluk Adabı

        Doğruluk ahlâkı, İslâm ahlâkının önemli bir esasıdır. Bunu elde etmek ve sağlamlaştırmak için çaba göstermeye büyük ihtiyaç vardır.

Allah'ın Rasulü, bu ahlâkın çocukta yerleşmesine ihtimam gösteriyor, ana babanın çocuğa yalan söylemek gibi bir vartaya düşmemesi için onların çocukla olan ilişkilerini kontrol ediyor ve şu genel prensibi koyuyordu: Çocuk bir insandır. Beşeri ilişkilerde onun birtakım hakları vardır.

Hangi yolla olursa olsun ana-babanın onu aldatması, onunla olan muamele ve münasebetlerde umursamaz bir tavır takınması caiz değildir.
        Abdullah b. Âmir anlatıyor: Birgün anam beni çağırdı. Rasülüllah (s.a.v.) da evimizde oturuyordu. Anam:

       - Gel, sana birşey vereceğim! dedi. Rasülüllah (s.a.v.) anama:

        - Ona ne vermek istemiştin? dedi. Anam:

        - Bir hurma vermek istemiştim, cevabını verdi. Bunun üzerine Rasulüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

        - Haberin olsun, eğer ona birşey vermeyecek olsaydın, sana bir yalan (günahı) yazılırdı. (493)

Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: "Kim bir çocuğa "Buraya gel, sana birşey vereceğim" der de, sonra vermezse bir yalan (günahı) yazılır." (494) Ebu'l-Havrâ anlatıyor: Ali'nin oğlu Hüseyin e (r.a.):

        - Rasülüllah'dan (s.a.v.) neyi ezberledin? diye sordum. O da:

        - "Sana şüphe veren şeyi bırak, şüphe vermeyen şeye bak! Zira doğruluk gönül yatkınlığı, yalan ise kuşkudur." (495)
        Selef, ister büyüklerin çocuklara, isterse çocukların kendi akranlarına olsun verdikleri sözde durmayı da içine alan bu doğruluk ahlâkının yerleştirilmesine dikkat etmiştir.

        Ebu'l-Ahvas, Abdullah'ın (r.a.) şöyle söylediği nakleder: "Yalan düşünce ve yalan sözlerden kaçının! Çünkü yalan ne ciddiyetle ve ne de şaka ile bağdaşır. Sizden biriniz çocuğuna söz verip de sonra yerine getirmezlik yapmasın!" (496)

        Süleyman b. Dâvûd'un aynı şekilde oğluna: "Yavrucuğum! Vaadde bulunduğun zaman, ondan cayma! Aksi halde sevgiyi nefretle değiştirmiş olursun" dediği rivayet edilmiştir.

--------------------------------------------------------------------------------

(493) Ebu Dâvud, Edeb, 80; Ahmed b. Hanbel, III, 447.

 (494) Ahmed b. Hanbel, II, 452.

(495) Tirmizi, Sıfatul-Kıyame, 60.

(496) Sem'ani, Edebul-İmla ve İstimla, s. 40.

Ahlakın En Güzeli

Ahlak, lügatlerde “huy, tabiat, karakter, yaradılış” manalarına gelmekle birlikte[1] birçok filozof ve bilgin tarafından çeşitli biçimlerde yorumlanmış ve farklı şekillerde tanımlanmıştır.

Ahlak üzerine bugüne kadar söylenenleri toparlarsak ahlak, doğuştan ya da sonradan kazanılan, ruha yerleşen, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde yapılan, toplumdaki genel-geçer davranışlardır. Esasında iyi ve kötü huyların hepsine ahlak denir. Çünkü ahlaksız –hiçbir huyu olmayan- insan yoktur.

Peki, güzel ahlak nedir? Güzel ahlak, beşere can veren, onu insan eden, insanda olması gereken, olmadığında da özlenen manevî vasıfların ortak adıdır. Hayra yöneliş, şerden ayrılıştır. Hem ferdi faziletler toplamı hem de sosyal bir disiplindir. Kendisine, ailesine, mensubu olduğu topluma faydalı olan, fedakâr ve en önemlisi Rabbimizin emrettiği şekilde yaşayan insana güzel ahlaklı, bu tanımın dışında kalan insana ise kötü ahlaklı diyebiliriz.

İslâm, bütün hüküm ve emirleriyle bir terbiye ve ahlak sistemidir. Bu sistem ahlak kurallarının asaletiyle milyonlarca kalbi fethedip onları kendi safına almayı başarmış ve bunun sürekliliğini de sağlamıştır. Çünkü İslâm bütün faziletleri içinde barındırır. Aslında güzel ahlak sadece Müslümanlara mahsustur.

İslâm ahlakını ortaya koyan ana unsur Kur’ân-ı Kerim’dir. Ortaya koyulan bu ahlakın canlı ve pratik hali de Peygamber Efendimizdir. O, ilahî kelamın ete kemiğe bürünmüş halidir.[2] O, güzel ahlakı tamamlamak için gönderildiğini bildirmiş,[3]

Rabbimiz de ona, en yüce ahlak ile ahlaklandığını vahyetmiştir.[4]

Yine Hz. Âişe’ye Efendimizin ahlakı sorulduğunda, onun ahlakının Kur’ân olduğu cevabını vermiştir.[5]

Güzel ahlakı Efendimize, cahiliye döneminde el-Emin lakabını aldırmış, insanların güvenini kazanmasını sağlamıştır. Sahabe döneminde on yıl gibi bir süre hizmetinde bulunan Enes b. Malik’in kendisine karşı “öf” bile dediğini duymadığını Enes’e söyletmiştir.[6]

“Herkesin herkesle savaş halinde olduğu bir ülkede, hiçten başlayarak, kısa bir zaman içinde üç milyon kilometre karelik bir devlet kuran”[7]

Peygamberimizin bu başarısında, O’nun kusursuz hayatının ve seçkin kişiliğinin büyük rolü olmuştur.[8]

Efendimizin güzel ahlakını örnek alıp yaşamamızın bizlere sunacağı birçok faydası vardır. Bu faydaları ele alırsak; Allah’ın kullarına verdikleri arasından en değerlisi güzel ahlak sahibi olmak.[9]

Kıyamet gününde sevaplar tartılırken müminin terazisinde en ağır gelecek olan ahlaka ulaşmak.[10]

Güzel ahlak, cennete en çok götüren iki şeyden biridir.[11]

 Aynı zamanda cennetin en yüksek yerinden bir köşk sahibi olmaya da nedendir.[12]

 Ayrıca Peygamberin ahlakıyla ahlaklanan insanlar, kıyamette O’na en yakın yerde bulunan şerefli kimselerden olabilir.[13]

Yukarıda sıraladığımız bu güzelliklere ulaşabilmek için yine Efendimizin gösterdiği yoldan yürümeliyiz. Ama nasıl? Tıpkı güzel koku satan kişi ile arkadaşlığın anlatıldığı hadisteki gibi.[14]

 Hadiste geçen güzel koku satıcısını, güzel ahlak sahibine, satıcının arkadaşını da güzel ahlak sahibi olmak isteyene benzetildiğini varsayalım. Satıcının arkadaşı ya ondan koku alır ya da satıcı kokularından birini ona ikram eder. Hiç olmazsa beraber oldukları için güzel koku onun üzerine siner. Bizler de güzel ahlak sahibi insanlardan ya iyi huylar öğreniriz ya da onlar bize bu ahlakı öğretir. Hiç olmazsa birlikte olduğumuz için ahlakımız onlarınki gibi şekillenir.

Son olarak, biz kullarına örnek olarak seçilen Efendimizin ahlakına sahip olmak ve o kutlu diyarda –ahiret yurdunda- zafer muştusunu işitmek için Rabbimize O’nun gibi el açmalıyız…

 “Allah’ım Beni, ahlakın en güzeline kavuştur; çünkü insanı güzel ahlaka Senden başkası kavuşturamaz.”[15]

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

[1] İbn Manzur, Lisanu’l-Arap, 6/374.

[2]  Mutlu Binici,

[3] Malik b. Enes, el-Muvatta, Hüsnü’l-Hulk, 8.

[4] Kalem sûresi, 4.

[5] Müslim, Salatü’l-Müsafirin, 139.

[6] Buharî, Menakıb 23.

[7] Muhammed Hamidullah, İslâm Peygamberi, 1, 15.

[8] Prof. Dr. Abdurrahman Çetin, Peygamberimizin Ahlakı, Ensar Neşriyat, İst 2007, s. 39.

[9] İbn Mace, Tıb 1.

[10] Ebû Davûd, Edeb 7.

[11] Tirmizî, Birr 62.

[12] Ebû Davûd, Edeb 7.

[13] Tirmizî, Birr 71.

[14] Buharî, Zebaih 31.

[15] Müslim, Salatü’l-Müsafirin 201.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]